Erdoğan ekonomik krize ilişkin eleştirilere tepki gösterdi: Aç kalan yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Merkez Ofisi Açılışı ve Ustalara Saygı Ödül Töreni’nde açıklamalarda bulundu. Burada yaptığı açıklamada, ekonomik krize ilişkin eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, “Şimdi birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın. Aç kalan falan yok!” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:

“Kuruluşundan bugüne DEİK yönetiminde görev üstlenen herkesi şükranla, vefat edenleri rahmetle yad ediyorum. Ülkemiz iş dünyasının önde gelen kuruluş ve kurumların öncüsü olduğu DEİK bu alanda en büyük ve kapsayıcı platformudur. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisine girmek için hazırlık yaptığı dönemde DEİK’e büyük görevler düşüyor.

Türk iş dünyasının kuzey yıldızı olmayı hedefleyen DEİK, merkez ofisiyle iddialarına uygun altyapıya kavuşmaktadır. Ülkemize ve iş dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Biraz önce saygı ödülleri takdim edilen ekonomimizin hayatta olan veya olmayan ustalarını tebrik ediyorum.

Bu ülkenin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için tuğla üstüne tuğla koyan, üreten, istihdam oluşturan, ihracat yapan herkes bizim nezdimizde takdire şayandır. Hayatını eser ve hizmet siyasetine adamış bir kişi olarak sizlere en büyük desteği bizim verdiğimizi herhalde kimse inkar edemez.

Türkiye’yi büyütme anlayışı üzerine kurulu yeni ekonomi programımızın en büyük güvencesi sizlerin azmi ve gayretidir. Geçtiğimiz 20 yılda nasıl yapılamaz denilen her işi birlikte yapılır hale getirdiysek, her mücadeleyi birlikte zafere ulaştırdıysak inşallah bu hedefi birlikte vasıl olacağız.

Hükümetimizi ilk kurduğumuzda bu ülke 1994 ve 2001 krizlerinin ağır yükü altında ayakta durmakta zorlanıyordu. Altyapı eksikliklerimiz ve reel ekonominin siyasi istikrarsızlığın, darbe, vesayet ve akıl dışı baskılarla sürekli tökezleyen yapısı sebebiyle geleceği kestiremiyorduk.”

“İŞ DÜNYAMIZ BİR ANDA ŞAHA KALKTI”

“Önce güven iklimini tesis ettik. Devletine güvenen iş dünyamız bir anda şaha kalktı. İlk önemli adımlar olarak bir Marmaray’ın yapılışı rastgele bir olay değildi. Bütün engellemelere rağmen, her türlü takozu koymalarına rağmen bizim için olmaz denilen Marmaray’ı denizin altından girip denizin altından çıkmak suretiyle milletimizin hizmetine sunduk.

Avrasya’ya da aynı şekilde milletimize, güzel İstanbul’umuza kazandırdık. Yetmedi Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de Şehitler, Fatih Sultan ve ardından Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü bitirmek üzere milletimizin istifadesine sunduk. Onunla da kalmadık Osmangazi Köprüsü’nü bitirerek hizmete sunduk.

Bu köprünün devamında yıllarca İzmir-Manisa arasında o dağlar aşılamıyordu. Bu dağları aşmak için Sabuncubeli Tüneli’ni yaparak çok daha sürat ve hızla o uzun mesafeler kısaldı.

Biz bunlarla yetinmedik, ama Neşet Baba’nın dediği gibi ‘Aşkınan koşan yorulmaz’ dedik, aşk ile koştuk ve yorulmadık. Bütün bunlarla beraber 6 bin 100 kilometreden aldığımız karayolları 28 bin kilometreye çıkardık. Bunlar olmamış olsaydı acaba modern Türkiye’nin bir anlamı, ifadesi olacak mıydı? Bunları şu anda gelip gidenler gördüğünde ‘neler yapmışsınız’ diyorlar. Bu işin bir finali var. 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü de yapmak suretiyle dünyaya bir ilki Türkiye olarak imza orada da attık.”

“AÇ KALAN FALAN YOK”

“Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor, vicdansızlık yapma ne aç kalması. Aç kalan filan yok yeter ki bu noktada dürüst ol, samimi ol. Sürekli olarak yapmış olduğumuz zamlarla, parasal düzenlemelerle vatandaşın imkanlarını nereden nereye getirdiğimiz ortada.”

“15 DAKİKA GEÇ KALSAYDIM BUGÜN BELKİ ARANIZDA OLMAYACAKTIM”

“Bu muhalefet muhalefet yapmak için değil akılları bulandırmak için ne yapabiliriz, bunun gayreti içerisinde. Bugün Demokrasi Özgürlükler Adası’nda da ifade ettim. 27 Mayıs’ta bu CHP ne dediyse, inanın bugün de aynı şeyi söylüyor. Ne diyorlardı o zaman, rahmetli Menderes ve arkadaşları için ‘uçaklarla dolu altın ve pırlanta kaçırdılar.’ Şimdi aynı şeyi şu andaki Bay Kemal benim için söylüyor, eline diline dursun.

Tayyip Erdoğan için böyle bir şey söyle de birileri yutsun, yutmazlar. Bu millet sana gereken dersi verecek. Utanmadan kaçacak diyor. Erdoğan’ı 15 Temmuz gecesi kaçırtamadınız, ama sen tankların arasından kaçtın. Saat 23.00 tankların arasından kaçtın. Kimler sayesinde? O FETÖ’cü bazı güvenlikçiler sayesinde. Bakırköy Belediyesi’ne kaçtın, orada keyif kahvesi içmeye kalktın. Ben de Marmaris’ten çağrımı yaptım. 15 dakika eğer geç kalsaydım, bugün belki karşınızda olmayacaktım. Rabbimin takdiri neyse o, bunu kimse değiştiremez. Herkesi meydanlara çağırdığımda benim sevdalısı olduğum bu millet Atatürk Havalimanı’na yığıldı ve bizi beklemeye başladılar. Geldim, onlarla orada kucaklaştık ve birlikte yolumuza devam ettik.”

“Bütün bunlar ne içindi? Arkadaşlar bu bir sevdanın neticesidir. Eğer bu sevda varsa gerisi yalan. Bay Kemal ne derse desin, Erdoğan burada. Bütün dünya ile şu andaki alışverişlerimiz, irtibatlarımız nasıldır bunlar ortada. Bay Kemal sen hiç heveslenme. Erdoğan bu ülkede hizmet etmeye devam edecek.

Paralardan bahsediyor, Amerika’ya şuraya buraya. Evet 150 bin lira tazminat kazandım, bir 100 bin lira daha kazandım. Bu paraları o iftira attığı TÜRGEV ve Ensar vakıflarına Bay Kemal adına veriyorum. Hiç olmazsa hayra vesile olsun.

Bu anlattığı bahsettiği şeyler özellikle Amerika’da yapılan Türk Evi’nin iki cadde arkasında muhteşem bir yurt. Buna bu kadar yalan, yanlış şeyleri yapıştırmanın, iftira atmanın ne anlamı var? Akşam yalan, sabah yalan. Bütün başlattığımız altyapı seferberliği, genişlettiğimiz hak ve özgürlük iklimi iş dünyamızın gücünü ve cesaretini artırdı.”

‘TOPLAM YATIRIM MİKTARINI 2 TRİLYON SEVİYESİNE YÜKSELTTİK’

“Ülkemizi yılda ortalama yüzde 5.4 büyüyen bir konuma çıkardık. Toplam yatırım miktarını 2 trilyon lira seviyesine yükselttik. Milli gelirimizi 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Esasen milli gelirimizin bugün 1.2 trilyon dolar seviyesine ulaşması gerekiyordu. Gezi olaylarından beri maruz kaldığımız saldırıların ayrılmaz boyutunu oluşturan ekonomik tuzakların döviz kuru üzerindeki dalgalanmalar sebebiyle 803 milyar dolarla kapattık. Satın alma gücü paritesine göre milli gelir hesabında ülkemizi dünyada 11. sıraya çıkarmayı başardık.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir