Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için CHP hangi stratejileri izliyor, ittifak ortağı İYİ Parti’nin koşulları ne?

Getty Images CHP yöneticileri, Kılıçdaroğlu’nun “ortak aday” olmasına neredeyse kesin gözüyle bakarken, İYİ Parti daha temkinli.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem masasında yer alan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti lideleri, Pazar günü Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde dördüncü kez bir araya gelecek.

Seçim güvenliği, geçiş sürecine ilişkin yasal ve anayasal değişiklikler ile geçiş sürecinin temel ilkeleri üzerine çalışan komisyonda yapılan çalışmaların yanı sıra, ittifak seçenekleri ve aday belirleme takvimine ilişkin de görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor.

Masada, somut bir ittifak modeli veya aday isminin belirlenmesi beklenmiyor. Ancak, muhalefet kulislerinde, kurban bayramı sonrasında açıklanması güçlü olasılık olarak seslendiriliyor.

6’lı masa toplantılarında ilk tur görüşmeler, Temmuz ayı başında, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun evsahipliğiyle tamamlanacak.

6’lı masanın en kritik konularının başında ise “cumhurbaşkanı adayının kim olacağı” geliyor. Halen Millet İttifakı içinde yer alan ve seçim işbirliği iradesini de bu yönde ortaya koyan CHP ve İYİ Parti kulisleri oldukça hareketli.

CHP, ADAYLIK STRATEJİSİ ÇALIŞIYOR

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda kararlı görünen CHP yönetimi, stratejisini de “kazanacak aday” olması üzerine kuruyor ve bu konuda kamuoyu anketleri dahil yoğun bir çalışma yürütülüyor.

CHP yöneticileri, Kılıçdaroğlu’nun “ortak aday” olmasına neredeyse kesin gözüyle bakarken, İYİ Parti daha temkinli.

CHP’liler, kendileri dahil, masada yer alan siyasi partilerin “kaç genel müdürlük alacağı, kaç milletvekili çıkaracağının” tartışma konusu olmayacağını, bütün partilerin hedefinin sistemi değiştirmek olduğunu, bu hedef etrafında, birçok alanda sıkıntıların aşılacağı görüşünde.

‘ENDİŞELİ OLANLAR ALEVİLER VE CHP TABANI’

6’lı masa içinde yer alan siyasi partiler, Kılıçdaroğlu’nun “geçiş sürecini, tarafsız olarak yönetebilecek” olduğu konusunda hemfikir.

Ancak endişeler, CHP liderinin “seçilip seçilemeyeceği” ve özellikle muhafazakar seçmenin CHP’li bir adaya oy verip vermeyeceğinde odaklanıyor.

Kimi yorumcular, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği nedeniyle, iktidar tarafından bu durumun aleyhine kullanacağını düşünüyor.

CHP yöneticilerin verdiği bilgiye göre, partiye gelen kamuoyu anketleri tersini söylüyor.

Bu anketlere göre, toplumun büyük kesimi, “kimlik” konusunda bir çekince görmüyor, ancak alevi kesimlerde ve CHP tabanında, “dezavantaj” olacağı endişesini taşıyanlar daha fazla.

CHP’li bir parti yöneticisi, endişenin Kılıçdaroğlu’nun kimliği nedeniyle seçilemeyeceğinden kaynaklandığına işaret ederek, “Aleviler, Kılıçdaroğlu’na oy verir mi, verir. CHP tabanı verir mi verir. Dolayısıyla, biz bunu, adaylığı aleyhine bir durum olarak görmüyoruz” görüşünü dile getiriyor.

İMAMOĞLU 1 PUAN ÖNDE

CHP, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına olan ilgiyi, hem düzenli olarak kendi yaptırdığı hem de kendilerine gelen kamuoyu anketleri ile ölçmeye çalışıyor.

Kamuoyu anketlerinin büyük bölümünde, Erdoğan’ın seçilme şansı olmadığı savunulurken, farkın yüzde 9’lara kadar çıktığı iddia ediliyor.

Getty Images Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Akşener 43’üncü İstanbul Maratonu’nda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçerken.

Doğu ve Güneydoğu’da Kılıçdaroğlu’na desteğin yüksek olduğu belirtilirken, Türkiye genelinde, İmamoğlu’nun oy oranı, Kılıçdaroğlu’nun 1 puan üzerinde görünüyor.

Ancak, yapılan ölçümlerin İmamoğlu’nun, sonrasında yaptığı açıklamalarla tepkilere neden olan Karadeniz gezisi öncesine ait olduğuna da dikkat çekiliyor.

CHP kaynakları, “6’lı masa Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karar verdiğinde, İmamoğlu ve Mansur Yavaş da çıktı, ‘Genel Başkanımızı destekliyoruz, adayımızdır’ dedi. Bu oyları daha da artırır. O nedenle biz, Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilmesi halinde seçileceğinden endişe duymuyoruz yorumunu yapıyor.

‘ADAY, BAYRAM SONRASI AÇIKLANABİLİR’

Merak edilen bir başka konu ise adayın “ne zaman” açıklanacağı.

CHP’de bu konuda iki görüş öne çıkıyor.

Bazı parti yöneticileri, “adayın bir an önce açıklanarak, kafa karışıklığına son verilmemesi” gerektiğini savunurken, bir bölüm de adayın yıpratılmaması için “olabildiğince geç” açıklanması gerektiğini savunuyor.

Ancak bu konudaki karar vericinin “6’lı masa olacağına” sık sık vurgu yapılırken, CHP’de, “büyük ihtimalle kurban bayramı sonrasında netleşebileceği” görüşü seslendiriliyor.

KILIÇDAROĞLU, PARTİ ROZETİNİ ÇIKARACAK MI?

Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinde “tarafsız ve sembolik” bir cumhurbaşkanı tanımlanmasına karşın, sistem değişene kadar seçilen cumhurbaşkanının parti kimliğini bırakıp bırakmayacağı da tartışılıyor.

Getty Images Altı muhalefet partisi, tamamladıkları güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını 28 Şubat’ta kamuoyuyla paylaştı.

CHP kurmayları, Kılıçdaroğlu’nun “seçilir seçilmez parti rozetini bırakmaktan yana” olduğunu, ancak seçimden hemen sonra partinin kurultay sürecine girmesinin sıkıntı yaratabileceğine işaret ediyor.

Bazı parti yöneticileri de en azından daha rahat bir sürede kurultayın yapılabilmesi için 5-6 aylık bir süre boyunca genel başkan olarak da kalması gerektiğini savunuyor.

Ayrıca, geçiş sürecinin devamında, parlamenter sisteme geçilmesi halinde bir seçime gidileceğine dikkat çekilerek, “Diyelim ki, İmamoğlu da ‘genel başkan olmak istiyorum,’ dedi ve seçildi. O zaman o da seçimde başbakan adayı olarak yarışacak. Öbür yandan Akşener de ‘başbakan olmak istiyorum,’ diyor. Bütün bu süreçleri çok doğru koordine etmemiz gerekir ve bu da 6’lı masanın işi” deniliyor.

İYİ PARTİ: ADAYLIĞI, 6’LI MASANIN ‘EVET’ DİYECEĞİ ŞEKİLDE OLUR; KAZANIR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in hedefini “başbakanlık” olarak koyarak, cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi CHP’nin elini rahatlatmıştı.

Kılıçdaroğlu’nun “dürüst, tarafsız ve geçiş sürecini en iyi yönetecek” isim olduğu İYİ Parti’de genel kabul görüyor.

Ancak, “seçilebilirlik” koşulu, en önemli kriter olarak geçerliliğini sürdürüyor. İYİ Parti kurmayları, aday belirlenirken, sadece anketlere değil, süreci doğru yönetip yönetmeyeceği ve cumhurbaşkanlığını “en fazla farkla” kazanacak aday olmasının da kendileri için ölçü olacağını belirtiyor.

Getty Images

6’lı masada da değerlendirmenin böyle yapılacağı da İYİ Parti tarafında ifade edilen bir diğer konu.

Parti kulislerinde yaygın görüş, Akşener’in Kılıçdaroğlu ile karşılıklı güven ilişkisine karşın, aday belirlenirken, “reel politikaya” uygun davranacağı vurgulanıyor.

Bir parti yöneticisi, Akşener’in baştan beri ortak aday çıkarılmasından yana tavır aldığını anımsatarak, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına hangi koşullarda destek verileceği ise şu sözlerle ifade ediyor:

“Kemal bey aday olacaksa, Akşener’in ve masanın ‘evet’ diyeceği şekilde olur. Yani görülür ki kazanacak. Diyelim ki gözükmüyor, o zaman kimse evet demez ve o zaman yeni formüller veya kim kazanacak görünüyorsa, o isim masaya gelir.”

Seçimin kiminle farklı kazanılacağı da İYİ Parti’nin cumhurbaşkanı adaylığı için önemli kriterlerin başında geliyor.

“Ucu ucuna”, yani yüzde 51’le kazanacak adayın seçim sonuçlarına ilişkin tartışmaları da beraberinde getireceğine işaret edilerek, “Adayın potansiyeline bakılır. Demiyoruz ki, yüzde 65 oy alacak olan bir isim aday olsun. Ama mesela yüzde 53’lük bir oy oranı ile seçilmek, ülkeyi rahatlatır, siyaseti dengeler. Adaylık rüzgarı, oy oranını daha yukarı taşıyabilir” görüşü dile getiriliyor.

AKŞENER NASIL BAŞBAKAN OLACAK?

6’lı masada yer alan siyasi partilerin liderlerinin, seçimin kazanılması halinde geçiş süreci hükümetinde nasıl rol alacakları siyasi kulislerde en çok konuşulan konulardan.

Getty Images

Akşener’in hedefini “başbakanlık” olarak açıklaması nedeniyle, “başkanlık sistemi”nde bunun nasıl olacağına ilişkin formüller de tartışılıyor.

İYİ Parti’de bu konuda netleşen görüş, seçimin kazanılması halinde, “fiili parlamenter sistemin” uygulanması yönünde.

Bir parti yöneticisi, öngördükleri sistemi şöyle anlatıyor:

“Mevcut sistemde cumhurbaşkanının yetkilerini bir bölümünü cumhurbaşkanı yardımcısına devredebileceğini öngörüyor. Dolayısıyla seçilecek cumhurbaşkanı da bu şekilde yetkisini devredebilir.

“Zaten önceden yapılmış bir protokol çerçevesinde cumhurbaşkanının yetkileri tanımlanacak. Bu protokole göre anayasa değişiklikleri yapılacak. Tanımlandığı için, bakanlar kurulunun atanması ve yürütme göreviyle ilgili görevlerini, birinci partinin genel başkanına verebilir. Yani koalisyon benzeri bir görev paylaşımı olabilir”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir