Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, partisinin Aydın Vilayet Başkanlığı’nda gerçekleştirilen toplantısında bir muhabirin “Sığınmacıların Türkiye‘ye oluşturabilecekleri en büyük tehdit nedir?” sorusuna net bir halde “İç savaş” cevabını vermişti. Sığınmacıların ekonomik maliyetinin 100 milyar doları aştığını ve sokakların güvensizleştiğini belirten Özdağ, “Yüzde 99 değil yüzde 100 iç savaş çıkacak” diye konuşmuştu.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HATA DUYURUSUNDA BULUNDU
Özdağ’ın çıkışı kamuoyunda büyük tartışma yaratırken İçişleri Bakanlığı, Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına kabahat duyurusunda bulundu. Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hata duyurusu dilekçesinde, Özdağ’ın 4 Temmuz’daki basın açıklamasında “iç savaş çıkacağı” istikametinde tezlerde bulunduğu belirtildi.
“YALAN, YANLIŞ, ALDATICI VE PROVOKATİF SÖZLER KULLANILDI”
Özdağ’ın gerçek dışı argümanlarla, hayal eseri ithamlarda bulunduğu vurgulanan dilekçede, açıklamada devletin organları ve teşkilatları hakkında kamuoyunu olumsuz yönlendirmek ve etkilemek gayesiyle dayanıksız, palavra, yanlış, aldatıcı ve provokatif tabirler kullanıldığı kaydedildi. Bu ithamların basın yoluyla paylaşılması sonucunda bu cins yayınların kamuoyu üzerinde oluşturduğu tesirler de dikkate alındığında bu bağlantı araçları sayesinde önemli algı operasyonlarının yapıldığı ve kamuoyunun yanlış yönlendirildiği belirtilen dilekçede, şu değerlendirmelere yer verildi;
“Her türlü gerçeklikten uzak, gerçek dışı ve hayal eseri tez ve ithamlarla Bakanlığımızca hukuk çerçevesinde son derece büyük bir çaba, özveri ve muvaffakiyetle yürütülen çalışmalara sekte vurmak ve güya bir keyfiyet varmış algısı oluşturulmak istenmişse de Bakanlığımızın tüm çalışmalarının bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da hukukî çerçeve içerisinde kararlılıkla sürdürüleceğinin herkes tarafından bilinmesi gerekir. Hayal eseri tezlerle sadece siyasi bir algı oluşturmak kastı ile hareket edildiği açıkça ortada olan gerçek dışı ve mesnetsiz isnat ve ithamlar, kuşkulu tarafından kamuoyu ile paylaşılmış olup bu açıklamanın yasal mevzuat çerçevesinde cezai sorumluluk gerektiren söz ve itham olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.”
“TÜRKİYE GÖÇ SÜRECİNİ ŞEFFAF HALDE YÜRÜTÜYOR”
Özdağ’ın ayrıyeten görüntü kaydında “Sığınmacıların Türkiye‘ye en büyük tehdidi nedir?” sorusuna verdiği yanıtta çeşitli argümanlarda bulunduğu tabir edilen dilekçede, Türkiye‘nin göç sürecini şeffaf formda yürüttüğü vurgulandı.
Türkiye‘deki göçmenlerle ilgili istatiksel bilgilerin Göç Yönetimi Başkanlığının internet sitesi üzerinden haftalık olarak açıkladığına işaret edilen dilekçede, İçişleri Bakanlığının üst seviye temsilcilerinin de açıklamalarında bu bilgileri kamuoyu ile paylaştığı aktarıldı.
“ÖZDAĞ GERÇEK DIŞI ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞTI”
Dilekçede, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da 22 Nisan’daki bir canlı yayında, Türkiye‘de bulunan yabancı sayısı, yasa dışı yollarla sonla girişi engellenenler, yakalanan sistemsiz göçmen ve hudut dışı edilen kişi sayıları hakkında bilgiler verdiği hatırlatıldı. Soylu’nun ayrıyeten 22 Ocak, 18 Şubat ve 15 Nisan tarihlerinde de Türkiye‘deki toplam yabancı sayısını ve hudut dışı edilenlerle ilgili istatiksel bilgileri paylaştığı aktarılan dilekçede, kelam konusu dataların tertipli olarak paylaşılmasına karşın Özdağ’ın yabancılara ve Türkiye‘nin göç alanında yürüttüğü çalışmalara yönelik gerçek dışı algı oluşturmaya çalıştığına işaret edildi.
“CİDDİ ALGI OPERASYONLARININ YAPILDIĞI AÇIKTIR”
Daha evvel de İçişleri Bakanlığını maksat alan Özdağ’ın, bu hususta gerekli açıklamalar yapılmasına rağmen tez ve ithamları sürdürdüğü belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi; “Gelinen kademede gerek Bakanlığımızca gerekse başka kurum ve kuruluşlar tarafından daha evvel yapılan şikayetlere husus olağana ters, kabul edilemez, hareket, açıklama ve paylaşımlar da dikkate alınmak suretiyle soruşturmada öncelikle şikayet edilenin cezai ehliyetinin olup olmadığı ile ilgili araştırma yapılmasını talep etmekteyiz. Yeniden bu araştırma öncesi ilgili kolluk ünitesine müzekkere yazılarak şikayet edilenin aksiyon ve açıklamalarının kronolojik olarak tespit edilmesi taleplerimizin haklılığının anlaşılması ve maddi gerçeğe ulaşılması açısından büyük ehemmiyet arz etmektedir. Başka taraftan kuşkulu tarafından bahse mevzu görüntü paylaşımlarıyla devletin organları ve teşkilatı hakkında kamuoyunu olumsuz yönlendirmek ve etkilemek gayesiyle dayanıksız, palavra, yanlış ve aldatıcı sözler sunulmuştur. Bu ithamların ise bilhassa kullanıcıların erişimlerini kolaylaştıran internet ortamında yapılması sonucunda bu çeşit yayınların kamuoyu üzerinde oluşturduğu tesirler de dikkate alındığında bu irtibat araçları sayesinde önemli algı operasyonlarının yapıldığı, kamuoyunun yanlış yönlendirildiği açıktır.”
“ÖZDAĞ HAKKINDA RESEN SORUŞTURMA YAPILMASI İSTENDİ”
Bakanlığın daha evvel yaptığı açıklamalara karşın Özdağ’ın ısrarla hayal eseri açıklamalarıyla kamuoyunu yanıltmaya, kamu görevlilerini itibarsızlaştırmaya, kamu kurumlarına dönük itimadı sarsmaya dönük gayretlerine sürat kesmeden devam ettiği belirtilen dilekçede, Özdağ hakkında resen soruşturma yapılması istendi. Dilekçede, Özdağ hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik yahut aşağılama, nefret ve ayrımcılık, iftira, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama, halk ortasında dehşet ve panik yaratmak” hatalarından soruşturma ve ceza davası açılması talep edildi.