İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) tekrarlanan seçimlerinin üçüncü yıl dönümünde Yenikapı Aktiflik alanında ‘Demokrasi Şenliği’ düzenlendi. Alanı dolduran vatandaşlara seslenen İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, “O gün yaklaşıyor zira bu ülke vatandaşlarının ezici çoğunluğu değişim istiyor. Sizler geleceğiniz için bu süreci kaygı edinmelisiniz. Güçlü bir iradeyle ve barış içinde bu değişimi başarırsak, hepimizin telaşları yerini umuda bırakacak. Lakin tüm bunlar sizlerin etkin gayretinizle mümkündür” diye konuştu. İmamoğlu, “İstanbul’u korumak Türkiye’yi korumaktır” dedi.
İBB, 23 Haziran seçimlerinin üçüncü yıl dönümünde Yenikapı Aktiflik alanında ‘Demokrasi Şenliği’ düzenledi. Gün uzunluğu jonglör, pandomim şovları ile mandala, tuval boyama atölyelerinin düzenlendiği şenlikte Evdeki Saat, Mavi Gri, BEGE, Reynmen, DJ Ersin ve Edis sahne aldı.
İmamoğlu Demokrasi Şenliği’ne eşi Dilek Kaya İmamoğlu ve çocukları ile birlikte geldi. CHP Küme Başkanvekili Engin Altay ve CHP milletvekillerinin de katıldığı kutlamalarda İBB Lider Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:
“23 Haziran’ı bir Demokrasi Zaferi’ne dönüştürdünüz”
23 Haziran 2019 seçim muvaffakiyetinin 3. yıl dönümünü kutladığımız Demokrasi Şenliğimize beğenilen geldiniz. Bugün, her birimizin; her bir İstanbullunun ve her bir Türkiye vatandaşının gurur duyacağı bir günün yıldönümüdür. Bugün, 16 milyon İstanbullunun kentin geleceği ismine unutulmaz bir biçimde irade koyduğu ve tüm dünyaya ilham olduğu bir günün yıldönümüdür. Bugün, 16 milyonun bu hoş ülke ismine yeni bir eksene karar verdiği bir günün yıl dönümüdür. Bu ülke sizlerle ne kadar övünse azdır. Zira sizler, 16 milyon İstanbullu, bundan 3 yıl evvel 23 Haziran gecesi muazzam bir demokrasi iradesi sergilediniz. Kışkırtmalara kapılmadan, sağduyuyla sandığa gittiniz ve demokrasiyi rayına oturtup, adaleti tesis ettiniz. Sizler yaptınız bunu. Sizler başardınız. Cumhuriyetimizi kuran o pahalı fikri, o unutulmaz cümleyi, demokrasi tarihine bir sefer daha altın harflerle yazdınız: Egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir. Tüm dünyaya bu aziz kentin ve bu büyük ülkenin insanlarının demokrasi talebinin ne kadar güçlü ve ne derece sarsılmaz olduğunu gösterdiniz. 23 Haziran’ı bir Demokrasi Zaferi’ne dönüştürdünüz, Sizlerin başardığı 23 Haziran Demokrasi Zaferi, bir rejim ne kadar baskıcı ne derece inkârcı olursa olsun, demokrasiye ve muvaffakiyete inanmış insanların her türlü zorluğu yenip, değişimi gerçekleştirebileceğini kanıtladı. O yüzden bugün burada, bir şenlikle 23 Haziran Demokrasi Zaferi’ni daima birlikte kutluyoruz.23 Haziran Demokrasi Zaferi hepinize, hepimize, tüm Türkiye’ye kutlu olsun İstanbul.
“Türkiye bunu hak etmiyor pahalı gençler”
Türkiye’yi yönetenler uzunca bir müddettir tahlil üretemiyor. Ülkemizin iktisadı, dış siyaseti, güvenliği ve iç huzuru sancılı günlerden geçiyor. Ne yazık ki, yaşamakta olduğumuz idare krizi ve ekonomik kriz iç içe ve derindir. Ne yazık ki, liyakati bozanlar beceriksizlikleri yüzünden bu kriz, her geçen gün daha da derinleşiyor. Her geçen gün dünya büyüme suratının gerisinde kalıyoruz. Dünya iktisadından aldığımız hisse da geriledikçe geriliyor. 80 yıldır dünyanın en büyük 20 iktisadından biri olduğumuz G20 liginden den geri düşüyoruz. Kişi başına ulusal gelir sıralamasında dünyada 1990 yılında 46. ve 2003 yılında 53. sırada olan ülkemiz bugün bunlar yüzünden 87’liğe geriledi. Türkiye bunu hak etmiyor bedelli gençler.
“10 binlerce üniversiteli gencimize ve 100 binlerce birinci okul öğrencimize eğitim dayanağı veriyoruz”
Yüzyıllardır tarihe istikamet vermiş, çağ açıp çağ kapatmış bu büyük millet bunu hak etmiyor. İş başına geldiğimiz günden beri maruz kaldığımız her türlü karalamaya, her türlü engellemeye, derinleşen krize, katlanan maliyetlere ve 2 yıl süren pandemiye karşın İstanbul’da başardıklarımız ortada. Yalnızca size 3 dakikalık bir sinema izlettik. Hayatın her alanında sizlerin ömür kalitesini artıracak büyük ve dev adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Kararlı bir formda çalışıyoruz. Sizler için çalışıyoruz. Dünya tarihinde birinci defa 10 hatta birden metro çizgileri inşa ediyoruz. Kentin dört bir yanında yeşil dönüşüm için sürdürülebilir adımlar atıyoruz. Çocuklarımızın ve insanlarımızın daha fazla yeşile kavuşması için milyonlarca metre karelik 15 ömür vadisi inşa ediyoruz. Bu şartlarda bile Enstitü İstanbul ve Bölgesel İstihdam Ofisleri aracılıyla 50 bini aşkın İstanbulluya çeşitli kesimlerde iş imkânı sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. 10 binlerce üniversiteli gencimize ve 100 binlerce birinci okul öğrencimize eğitim dayanağı veriyoruz. Yüzbinlerce muhtaçlık sahibi çocuğumuza her hafta tertipli süt dayanağı sağlıyoruz. Tarihimizde birinci kere kreşler ve yurtlar açarak gençlerimize geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bu güç vakitlerde, milyonlarca hanenin yanında olmak için bizden evvelki devirlerde yapılan takviyenin 5 katı kadar nakdi ve tıpkı yardım veriyoruz. İstanbul ve civarında tarımı, ziraî üretimi ve hayvancılığı destekleyen ve bu takviyeleri kalıcı ve nizamlı hale getiren büyük adımlar atıyoruz. İstanbul’umuzu üreten kent haline getiriyoruz.
“İstanbul’u korumak Türkiye’yi korumaktır”
Bunları bu hoş akşamda sizlere propaganda yapmak için anlatmıyorum. Bunları sizlere, bir kentte zihniyet değişikliğinin halk faydasına ne üzere sonuçlar getirebildiğini göstermek için anlatıyorum. Bizim İstanbul Modeli dediğimiz bu dönüşümle, siyasetin her şartta tahlil üretebileceğini örneklemek için anlatıyorum sizlere. İstanbul’u koruyor, geliştiriyor ve meselelerini birer birer çözüyoruz. İstanbul’u yeşille buluşturuyor, hayat kalitesini artırıyor ve umutlandırıyoruz. Zira İstanbul’a kelamımız var. Kente ihtimam, beşere hürmet diyerek yola çıktık. İstanbul adil, yeşil ve yaratıcı bir kent olacak dedik. Zira biliyoruz ki, İstanbul Türkiye’dir. İstanbul’u korumak Türkiye’yi korumaktır. İstanbul’u geliştirmek Türkiye’yi geliştirmektir. İstanbul’u zenginleştirmek Türkiye’yi zenginleştirmektir. İstanbul’u yeşillendirmek Türkiye’yi yeşillendirmektir. İstanbul’u eğitmek Türkiye’yi eğitmektir. İstanbul’u umutlandırmak Türkiye’yi umutlandırmaktır.”
“Çok esaslı yapısal dönüşümlere gereksinim var”
Bilmelisiniz ki, bu ülkede umut da var, çıkış da. Bilmelisiniz ki, Türkiye’nin önünde çok büyük fırsatlar var. Zira dünya çapında bir yenilik dalgası başlıyor. Dijital ve yeşil teknolojiler alanlarındaki bu yenilik dalgasını yakalamak; Türkiye’nin rekabet gücünü ve vatandaşlarının refahını artırmak pekala mümkün. İktisadın her alanında, endüstride, tarımda hizmetlerde çok esaslı yapısal dönüşümlere muhtaçlık var. Bunun için eğitimde, kamu siyasetlerinde ve yatırım anlayışında da esaslı dönüşümlere muhtaçlık var. Bunların şu an ki tertipte olamayacağı artık aşikâr.
“Bu ülkede milletin dediği olur”
O nedenle, evvel sistemi değiştirmek, dönüşümü başarmak ve halkın refahını yükseltecek takımları işbaşına getireceğiz. O gün yaklaşıyor zira bu ülke vatandaşlarının ezici çoğunluğu değişim istiyor. Sizler geleceğiniz için bu süreci sıkıntı edinmelisiniz. Güçlü bir iradeyle ve barış içinde bu değişimi başarırsak, hepimizin dertleri yerini umuda bırakacak. Lakin tüm bunlar sizlerin etkin gayretinizle mümkündür. Çünkü umudun da çıkışın da adresi sizlersiniz. Sizler isterseniz her şey olur. Hiç kimse yanlış yollara sapmasın. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın. Bu ülkede milletin dediği olur. Zira bu kentin sahibi nasıl 16 milyon İstanbulluysa, bu ülkenin sahibi de 86 milyon Türkiye vatandaşıdır. Bu kadim kenti ve bu hoş ülkeyi bir şahsın, bir ailenin, bir vakfın ya da bir partinin mülkü üzere görenler olabilir. Sizler buna asla fırsat vermeyeceksiniz.
“Günü gelir, uzunluğunun ölçüsünü alır”
Her kim kendisini, onu seçimle iş başına getirmiş yurttaşlardan daha değerli, daha pahalı görüyorsa, günü gelir, uzunluğunun ölçüsünü alır. Bu ülkenin seçimle gelmiş bütün yöneticileri ister muhtarlar olsun ister belediye liderleri ister milletvekilleri ister cumhurbaşkanları. Halkın vicdanı ve milletin iradesi karşısında hepimiz haddimizi bileceğiz. Lakin sizler de bu ülkenin asli sahibi, eşit ve onurlu vatandaşları olarak gücünüzün farkında olacaksınız. Sizler de bu kentin, bu ülkenin gerçek sahibi olmanın uvvet ve kudretiyle hareket edeceksiniz. Cumhuriyetin eşit ve onurlu yurttaşları olarak haklarınıkzı bilecek, cesurca savunacak ve daima daha fazlasını talep edeceksiniz. Unutmayın demokrasilerde iktidarın sahibi halktır, vatandaştır.
“Sizlerin cüreti ve dönüşüm gücüyle Türkiye bu sefer büyük bir değişim fırsatı yakalayacak”
Cumhuriyet bize özgür ve eşit yurttaşlar olarak bu ülkenin sahibi olmayı öğretti. İkinci yüzyılına hakikat giderken, Cumhuriyetimizi demokrasiyle daha fazla taçlandırmak, hepimizin en kıymetli vazifesi ve gereksinimi. Toplumu kutuplaştırarak seçim kazanmaya çalışanlar, kutuplaştırarak iktidarlarını müdafaaya çalışanlar bilsinler ki, demokrasi aşığı bu büyük millet, artık ne istediği âlâ biliyor. Bu büyük millet, çoğunluğun idare hakkının yanı sıra azınlığın var olma ve kendini söz etme hakkı olduğunu kabul eden bir idare anlayışının olduğu çoğulcu ve gerçek demokrasi istiyor. Bunu yapacak olan sizlersiniz. Her yaştan, her cinsiyetten, her meslekten, her inançtan ve her ömür üslubundan sizlerle bu hoş kenti bu hayatı sizin o hoş yüreğinizle ayağa kaldıracağız. Zira bu kent, bu ülke sizin. Bu hayat sizin. Sizler bu ülkenin adalete susamış, demokrasiye inancı tam, heyecanı yüksek, onurlu yurttaşlarısınız. Hak yemezsiniz fakat hakkınızı da yedirmezsiniz. Sizlerin cüreti ve dönüşüm gücüyle Türkiye bu defa büyük bir değişim fırsatı yakalayacak.
“Akın var, Güneşe akın, Güneşi zapt edeceğiz, Güneşin zaptı yakın”
Siz susadınız ya millet de adalete susadı. Biz idare olarak size su getireceğiz, siz gençler de bu millete adalet getireceksiniz. Kendinize itimadın Ne demişti büyük şair: “Akın var, Güneşe akın, Güneşi zapt edeceğiz, Güneşin zaptı yakın.”