Türk Demokrasi Vakfı tarafından Ankara’da düzenlenen ‘Türk Demokrasi Vakfı; Yeniden’ bahisli toplantıya CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti (DP) Genel Lideri Gültekin Uysal, DÜZGÜN Parti Genel Lider Yardımcısı Cihan Paçacı, DEVA Partisi Genel Lider Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, eski TBMM Lideri Bülent Arınç, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş katıldı.
‘STK’LAR ÖNEMLİDİR’
Kılıçdaroğlu, ‘dostlar’ ifadesini kullandığı vakit alınanlar olduğunu tabir ederek “Ama bu ülkede yaşayan herkesi ben ‘dost’ olarak kabul ediyorum. Beraberiz, birlikteyiz, sonuçta birlikte gayret etmek zorundayız. Türk Demokrasi Vakfı tekrar ayağa kalkmaya başladı. Bu çeşit vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına gereksinimimiz var. Siyaset kurumunun gereksinimi var. Akademik dünyanın gereksinimi var. Medyanın gereksinimi var. Zira biz siyasetçiler bir hususun üzerinde istesek de gereğince derinleşemeyiz. Ancak STK’lar belli bir mevzuyu ele alır, bütün çerçevesiyle masaya yatırır, olayı olgunlaştırır, derinleştirir ve yararlanmak isteyen siyaset kurumunun akademik dünyanın da önüne koyar. O nedenle STK’lar değerlidir. Yalnızca demokrasi bağlamında değil çabucak hemen her alanda; çevreden tutun bayan haklarına kadar, hayvan haklarından tutun siyasetin daha sağlıklı bir yere oturmasına kadar pek çok STK muhakkak alanlarda derinleşiyor” diye konuştu.
‘ÖDEDİĞİMİZ VERGİLERİN HESABINI SORMUYORUZ’
Kılıçdaroğlu, “Demokrasimiz gelişmedi; yanlışsız. Bir 100 yılı periyot ettik o da gerçek. O 100 yıl içerisinde büyük bedeller ödedik; o da yanlışsız. Başbakanları idam ettik. Gencecik fidan üzere gençlerimizi idam ettik. Darbeler oldu. Bildiriler oldu. Bunların hepsi oldu bir biçimiyle. Lakin geçmişten ders çıkarıp, hoş bir gelecek inşa etmek zorundayız. Şayet geçmişten ders çıkarıp hoş bir gelecek inşa edemezsek çocuklarımıza karşı bizim sorumluluğumuz var demektir. Onlara hoş bir gelecek değil aslında karamsar bir gelecek hazırlıyoruz demektir. O nedenle bizlerin yani STK’ların artı sizlerin bir biçimiyle önünü açacağı siyaset dünyasının geleceğe umut vermesi lazım, geleceği hazırlaması lazım. ‘Birinci meselemiz nedir’ diye sorarsanız tahminen hiç aklınıza gelmeyen bir şeyden kelam edeceğim. Bizim temel meselemiz, demokrasinin dilek ettiğimiz seviyede gelişmemesinin temel noktası şu; ödediğimiz vergilerin hesabını sormuyoruz. Demokrasinin gelişmesi buradan olmuştur Magna Carta’dan itibaren. ‘Ben vergi ödüyorum sen bunu yerine harcıyor musun?’ Bu soru sorulmadığı için demokrasimiz bizim istek ettiğimiz süratte bir türlü gelişmiyor” dedi.
‘MESELE TÜRKİYE PROBLEMİ HALİNE GELMİŞTİR’
Türkiye’nin ayrıştığını ve bundan ötürü tehlikeli bir mecraya yanlışsız gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Biz ‘6’lı masa’ diyoruz. Bazen Türkiye masası, demokrasi masası, milletin masası. İsmi neyse bizi birleştiren tek bir mevzu var; bu ülkeye gerçek manada demokrasiyi getirmek. Her birimiz başka partiyiz. Her birimizin programları farklı; lakin ülke bu haldeyken sıkıntıyı bir parti sorunu olmasının ötesinde artık sıkıntı bir Türkiye sıkıntısı haline gelmiştir. Türkiye’ye demokrasiyi getirmek zorundayız. Birlikte getirmek zorundayız. Bir arada getirmek zorundayız. Ondan sonra demokrasi gelir, kurallar oturur, taşlar yerine oturur, elbette ki her parti kendi görüşünü, kendi fikrini bir formuyla söz edecektir. Halk kime teveccüh ederse o iktidar olacaktır. Bu yoldayız” diye konuştu.