‘Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Mezuniyet Töreni’nda konuşarak “İslam dini bütün insanlık için gönderildi. Bizler bütün insanlıktan sorumluyuz. Yeryüzünde yeterlilik hâkim oluncaya kadar çalışmaya devam etmeliyiz” sözlerini kullanan Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş, “Özellikle gençlerimizi ve kuşaklarımızı çağın bilinmezlikleri içerisinde sahipsiz bırakamayız. Gerçek bilgi ile donanmış beşerler olarak bizim boş bıraktığımız alanları kirli emellere sahip odaklar tarafından nasıl istismar edildiğini daima birlikte görüyoruz.” dedi.
Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Başkanlığı tarafından Dini Yüksek İhtisas kursiyerleri için düzenlenen mezuniyet merasimine katıldı. Burada konuşan Erbaş şu sözleri kullandı:
“Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek batıda ve gerekse İslam dünyasındaki dini teşkilatlar içinde örnek bir kurum olma hüviyetine kavuşmuştur. Başkanlık olarak, bu durum bize sorumluluklarımızın ne kadar büyük olduğunu ve ne kadar engin bir ufka sahip olmamız gerektiğini göstermektedir.
“Dünyaya umut olmak üzere bir sevdamız olmalı”
Bizler bütün insanlıktan sorumluyuz. Yeryüzünde güzellik hükümran oluncaya kadar çalışmaya devam etmeliyiz. Faziletli fert, faziletli toplum ve huzurlu dünya mefkuresini gerçekleştirmek için kendimizi çağın gerektirdiği formda yetiştirmek zorundayız.
Yeryüzü devasa meselelerle kuşatılmış durumdadır. Bütün bu sıkıntıların temelinde ise inancı hayattan, bilgiyi ahlaktan, maddeyi manadan koparan bir hayat tasavvuru yer almaktadır. Öbürleri buna sekülerizm derken biz dünyevileşme diyoruz. Bunun bir yansıması olarak bugün dini, ahlaki ve insani birçok pahanın örselendiğini müşahede ediyoruz. Bu türlü bir vakitte bizim dünyaya umut olmak üzere bir sevdamız olmalı.
“İnsanımızı sahih dini bilgiyle buluşturmak, kulluk sorumluluğumuzdur”
Teknolojinin getirdiği imkanlar, ferdi ve toplumsal hayatı son derece süratli bir biçimde dönüştürmektedir. Bağlantı imkanlarının baş döndürücü bir süratle gelişmesi, toplumlar ve kültürler ortasındaki etkileşimi fevkalâde bir noktaya taşımaktadır. Bu sebeple sizlerden bu alandaki bilgi ve marifetinizi de en üst seviyeye taşımanızı istiyorum.
Özellikle gençlerimizi ve kuşaklarımızı çağın bilinmezlikleri içerisinde sahipsiz bırakamayız. Hakikat bilgi ile donanmış beşerler olarak bizim boş bıraktığımız alanları kirli emellere sahip odaklar tarafından nasıl istismar edildiğini daima birlikte görüyoruz. Unutmamalıyız ki, insanımızı sahih dini bilgiyle buluşturmak, bizim hem kulluk sorumluluğumuz hem de yasal misyonumuzdur.
Din görevliliği temsilde büyük bir hassasiyet ister. Bizim mesleksel ya da şahsî bir yanılgımız yalnızca kusur yapan kişi olarak bizi ilgilendirmiyor. Bu durum, hem vazife yaptığımız kurumu hem de temsil ettiğimiz inanç ve kıymetleri ilgilendiriyor” (İHA)