Kendi meskeninde cins peşindeki Fenerbahçe maça süratli ve coşkulu başladı. Gole yaklaştığında daha 2. dakika dolmamıştı bile. Faul gerekçesiyle iptal edilen gol, Joshua King’in ayağından ağları bulduğunda dakikalar yalnızca 9’du. Müsabakanın birinci yarısında gol sesi çıkmasa da daha tesirli olan, bastıran ve konum yakalayan taraf daima Fenerbahçe’ydi.
KAÇAN PENALTIYLA YIKILDI
Kendi konutunda kolay bir maça çıktığı düşünülen Fenerbahçe’nin ikinci 45’te tartısını alana yansıtacağını, İrfan Can yerine oyuna giren Emre Mor’un Kadıköy’deki birinci maçında adaşı Emre Belözoğlu’nun birinci maçına benzeri bir performans göstereceğini ve son yarım saatte de herkesin hasretle beklediği Arda Güler’in oyuna girerek farkını skora yansıtacağını umanlar, evvel 53. dakikada çıkan kırmızı kartla sarsıldı, sonra 57. dakikada gelen beklenmedik golle üzüldü. Haydi bunlar neyse de, dakika 68’de Valencia’nın ayağından kaçan penaltıyla resmen yıkıldı.
TARAFTAR PES ETMEDi
Son 10 dakikaya girerken tribünlerden yükselen sağır edici tezahürat ve ıslık sesleri, çok uygun bildiği bu atmosfere karşı oyuncularını hazırlamış olması olası Lucescu’nun taktiklerini bile aştı.
Taraftarın pes etmemesi, sarsılsa da yıkılmayan Fenerbahçe’yi ayağa kaldırdı, dakika 89’da Szalai’nin yakın aralıktan gelen baş golüyle maçı uzatmaya taşıyan sarı lacivertliler, sonrasında 10 kişi çaba etmenin de tesiriyle ve Jesus’un kenardan tüm itirazlarına karşın büsbütün geriye yaslandı.
Uzatmada tüm maç boyunca gördüğümüzden daha çok gördük kaleci Altay’ı ve geleceğinin sinyallerini veren gol dakika 114’de Karavaev’in ayağından geldi.