Bakan Özer, kullanılmayan köy ilkokullarının tekrar açılarak hayat merkezlerine dönüştürülmesi projesi kapsamında İzmir Urla’da Uzunkuyu Köy Hayat Merkezinin açılışında yaptığı konuşmada tüm okulların 2022-2023 eğitim öğretim yılında evvelki yıllardan çok daha hazırlıklı bir formda hizmete sunulacağını belirterek bu emelle İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir’deki okul yöneticileriyle bir ortaya geldiğini söyledi. Özer, şöyle konuştu:
OKULLARIMIZI YENİ EĞİTİM PERİYODUNA HAZIRLIYORUZ
“İlk defa eğitim öğretim başlamadan iki ay evvel İzmir’deki tüm okullarımıza 600 milyon liralık yatırımı kazandırdık. Bunun bir kısmı paklık, kırtasiye gereçleri, küçük tamirler, donatım, laboratuvarlar ve altyapıyla ilgili. 400 milyonluk da büyük tamirat yatırımını eklediğimiz vakit 1 milyarlık eğitim öğretim hazırlık ödeneğini İzmir’imize kazandırmış oluyoruz. Aslında İstanbul, Ankara ve İzmir’den tüm Türkiye’ye şöyle bir ileti veriyoruz: Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak tüm bütçemizi verimli bir biçimde kullanarak okullarımızı 2022-2023 eğitim öğretim yılında evvelki yıllardan çok daha hazırlıklı bir formda öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz ve anne babaların hizmetine sunacağız. Yıllardan beri okul yöneticilerimizi ve eğitim topluluğunu rahatsız eden ‘Kayıt için bağış yapılıyor’ telaffuzunu de tıpkı başka yanlış eğitim siyasetlerinde yaptığımız üzere nasıl tarihin çöplüğüne kaldırdıysak inşallah bunu da kaldıracağız. Okullarımızı çok daha sağlıklı bir yerde velilerle irtibat kurmasını sağlayacak biçimde tesis edeceğiz.
KÖY HAYAT MERKEZLERİNİ DEVREYE SOKTUK
Son 20 yılda eğitimle ilgili çok değerli yatırımlar yapıldı. Bunlardan biri taşımalı eğitimden yararlanan tüm çocuklarımızın fiyatsız bir biçimde öğlen yemeği yemesiydi. Bu hizmetin yıllık maliyeti yaklaşık 7 milyar lira civarında. Ulusal Eğitim Bakanlığının bunda tek bir maksadı vardı: Toplumsal talep nereye gerçek akıyorsa ona yönelik olarak eğitime erişimi kolaylaştırmak. Tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de COVID sürecinden sonra farklı bir şey yaşanmaya başladı. Beşerler yavaş yavaş tabiatla buluşmaya, köylere gerçek yönelmeye başladılar. Buna çok kritik bir süreç eşlik etti. O da besin tedarik zincirlerindeki sorunlar. Yani tarım tıpkı güç üzere, doğal gaz üzere ülkelerin stratejik değere sahip olan alanları olmaya başladı. İşte bu toplumsal yeni akışı pahalandırmak için Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak köy hayat merkezlerini devreye soktuk. Birinci adım olarak köy okullarının açılmasıyla ilgili öğrenci sayısı kriterini kaldırdık. Kaç öğrenci olursa olsun Türkiye’nin her noktasındaki köy okulları faal olarak öğrenci alabilecek. Birinci adımımız bu oldu. İkinci adımımızla köylerdeki anaokulu açılma kriterini 10’dan 5’e düşürdük. Bu küçük adımımız, 12 bin köy çocuğumuzun anaokullarıyla buluşmasına vesile oldu.
ÇOCUKLARLA TEMAS EDECEKLER
Tüm vilayetlerimizde bilhassa yaz periyodundaki her ziyaretimizde bir köy okulunu, köy ömür merkezini açarak 2022-2023 eğitim öğretim yılına devam edeceğiz. Dün Bitlis’teydim, Bitlis’te bir köyümüzde köy okulunun açılışını yaptık. Orada, o okuldan mezun olan okul yöneticileri de oradaydı. Dayanılmaz duygusal anların yaşandığı bir açılışa şahitlik ettik. Muhtemelen yeniden tıpkı şey olacak. Yani burada yaşamış, farklı kıssaları deneyimlemiş olan insanlarımız artık açık olan bu okullara gelerek küçük çocuklarla temas edecekler.”