Milli Savunma Bakanı Akar, TBMM’de gazetecilerin gündeme ait sorularını cevapladı. Akar, “Tahıl koridoru konusunda İstanbul’da kurulacak bir harekat merkezi ile bu faaliyetin emniyetli bir biçimde yönetilmesi konusunda genel bir anlayış birliği var” dedi.
Akar, İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ile görüşmesine ait soruya, “Arkadaşlar bizim İngiltere Savunma Bakanı Sayın Ben Wallace’la uzun vakitte bu türlü yaptığımız temaslarımız var. Çeşitli yerlerde, NATO, ikili çerçevede görüşmelerimiz oldu. Resmi davetlisi olarak Türkiye’ye resmi ziyarette bulunuyorlar. Kendileri ile olumlu, kapsamlı, yararlı, yapan görüşmeler yaptık.
Tabii bir taraftan ikili münasebetlerimiz çerçevesinde yaptığımız görüşmeler var, görüştüğümüz mevzular var. Öbür taraftan da NATO içinde müttefikimiz olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu manada hem ikili münasebetlerimiz bağlamında hem bölgesel mevzular çerçevesinde birçok mevzuda karşılıklı bilgi alışverişinde bulundu. Görüş alışverişinde bulunduk ve bunu da memnuniyetle müşahede ettik ki, birçok mevzuda anlayış birliği olduğunu da gördük.
Bu da bir yerin yerlerine sevindirici oldu. Burada bölgesel hususlarla birlikte yaptığımız çalışmalarda görüşmelerde alışılmış bir de savunma sanayi konusu var. Birlikte yaptığımız çalışmalarımız var. Bu çalışmanın daha da hızlanması, daha da gelişmesi konusunda mutabık kaldık. Askeri eğitim işbirliği sonrasında yaptığımız çalışmalar var. Bu tatbikatlarla işbirliğimiz var. Buna da tekrar gündeme getirmek suretiyle bunlarda daha ileriye nasıl gidebiliriz, daha tesirli nasıl olabilir? Bunlar gündeme geldi” dedi.
Akar, “Bölgesel hususları çerçevesinde yapan hepinizin varsayım edebileceği üzere bu Ukrayna ve Karadeniz konusu var. Bizim her vakit söylediğimiz lisana getirdiğimiz üzere bizim için, Türkiye için, ülkemiz için ve bölge için bölge ülkeleri için tehdit olan ülkeler için karelerin istikrarı çok kıymetli ve rastgele bir formda rekabet alanına çevrilmesini bu hususta denetimini getirdiği çerçevede bu bölgedeki barışın, istikrarın, huzurun devam ettirilmesini, buna ahenk sağlanmasını, bu husustaki yapılacak faaliyetlerin hareketlerin hakikaten dikkatli olarak yapılması gerektiğini konuştuk” tabirlerini kullandı.
‘Türkiye, kendisine düşen misyonları yapıyor’
Rusya’da Tahıl Zirvesi’nde askeri heyetlerin bir ortaya gelmesine ait soruya Akar, şu cevabı verdi:
Rusya’ya olan kısmında en son yaptığımız görüşme. Konuşma sırasında kırmızı çizgi isimlendirdiğimiz bir çalışma oldu. Mutabık kaldığımız formu ile birer arkadaşımızı hususta görevlendirdiği, onlar daima temas sağladılar. 21 Haziran bir heyet gönderdik. Bu manada bir harekat merkezini İstanbul’da kurulabileceği konusu bir kere daha gündeme getiriyor. Bu manada Birleşmiş Milletler ile bağlantımız var. Rusya ile görüşmelerimiz oldu, tamamladı. Ve burada Ukrayna limanlarına duran benim bu tahıl gemilerin emniyetli bir halde adreslerini yerlere ulaşmasını sağlamak için ne yapmamız gerektiğini de beraberce burada heyetlerimiz eğitimize, arkadaşlarımız konuştular, görüştüler.
Bu mevzuda önemli ilerlemeler kaydedildi. Neler yapılabileceği yani kullanıcıların yapması gereken konuların yapması gerekiyor. Bizden beklentiler Birleşmiş Milletler’den beklenenler bunlar bir halde kayıt altına alındı. Bu arkadaşlarımız oradan mutlu bir biçimde ayrıldılar ve hatta bu ortada bir jest olarak da o anda bulunan elemanların da bulunan Azokonkort diye bir gemi var, o geminin de çabucak o andan itibaren özgür bırakılmasına dair heyetimize bilgi verildi.
Tabi bizim orda uçaklarımız var. Uçaklarımız konusunda da tekrar hem Rus hem de Ukrayna tarafında önemli ilerlemeler oldu. Bizim temennimiz, dileğimiz bir an evvel bu tahıl yüklü gemilerin emniyetli halde ayrılması, inançlı seyri müteakip maksatlarına varmalarına çalışıyoruz. Bunun için bizim Türkiye olarak yapabileceklerimiz var, beklentiler var. Birleşmiş Milletler’den birtakım teklifler var. Bu manada biz İstanbul’da kurulacak bir harekat merkezine de emniyetli bir biçimde yönetilmesi konusunda anlayış birliği var.
Bizde burada kolaylaştırıcı rolü üstlenmiş bulunuyoruz. Arkadaşlarımız burada taraflarla konuşup, görüşüp rastgele bir kaza, rastgele bir istenmeyen durum doğmadan bu işi planlandığı formda tarafların mutabık kaldığı formda gerçekleşmesi için nasıl yapılır bunu yapıyoruz ve Türkiye hakikaten bu mevzuda kendisine düşen vazifeleri yapıyoruz.