Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, siyasetin bugün, futbol üzere kendi mutaassıp kitlesini ürettiğini, siyasi partilerin çok büyük bir kısmının mutaassıp olduğunu belirterek “Liderlerine, örgütlerine, programlarına, söylenenlere körü körüne inanırlar. O şey üzerinde düşünme ya da soru sorma gereği de duymazlar. Aslında onlardan da ‘işittik, itaat ettik’ demeleri beklenir. ‘Unzurna’ demezler, ‘Raina’ derler. Bu aslında İlahlık ve Rablik gibi bir şey. Esasen partileri ve kanaat başkanları onların “idolleri” yani “putçuk”larıdır.” görüşünü lisana getirdi.
Dilipak, “Bu daima önde gidenler, hem de arttan gelenler için bir felaketin başlangıcıdır. ‘Öl de ölelim, vur de vuralım’ sloganı da atarlar. Bunlar; partilerin, ideolojilerin dinleşmesi manasına gelir” diye yazdı.
“Önümüzde seçim var. Lütfen bu defa kadro fiyat üzere parti tutmayın” diyen Dilipak, şöyle devam etti: “Hemşehricilik yapmayın. Adil şahitlerden olun. Ehliyet ve liyakati temel alın. Partiniz aşağılık bir kişiyi aday göstermişse, ona oy vermeyin. Tek partiye oy vermek zorunda değilsiniz. Pazar yerinde bir pazarcının tablasından domates alırken bile seçiyorsunuz, ezik-bozuk olanı almıyorsunuz, domates aldığınız yerden salatalık, fasulye almak zorunda da değilsiniz. Bakın en düzgün aday, hangi aday. Yani pazar yerinde domates alırken gösterdiğiniz titizliği aday seçerken de gösterin. Cumhurbaşkanlığı farklı, milletvekili seçimi farklı, büyük kent belediye lideri farklı, vilayet belediye lideri, ilçe belediye lideri başka, belediye meclisi üye seçimleri başka.
Seçilecek sıradaki adaylara bakın, yani pazar yerinde âlâ domatesleri öne, çürükleri geriye koyan pazarcılar üzere davranan partilere dikkat edin. Aday listesinde, meydana kazanamayacak dürüstleri çıkarıp, onları gösterip, çürükleri seçtirmesinler. Akıllı ve bilgili mi, deneyimli mi, dürüst mü, gözü pek mu bakın bakalım. Parti listelerine de bakın, bağımsızlar listesine de.”
Yazının tamamını okumak için