Geçirdiği trafik kazasında erkek arkadaşını kaybeden Gülçin Ergül, “Mucizevi biçimde o otomobilden çıktıysam demek ki daha yapacak müziklerim var” dedi.
Hürriyet gazetesinden Uygar Taylan’ın haberine nazaran Ergül, “O süreçte ağlaya ağlaya müzikler yazdım” diye konuştu.
Ergül şu sözleri kullandı:
“Şarkımın kelamları, kendimi şeffafça tabir edebilmem amaçlanarak, yönlendirmelerim ve katkılarımla, Genco Ecer’le online ortamda çalışarak yazıldı. Müziği büsbütün Genco’nun. Bahtsız kazanın üzerinden bir ay geçmişti, demosunu Evrencan Gündüz’le kaydettim. İçimden “Sözleri düşünmeden söyle Gülçin, yoksa bu kayıt bitmez” dedim. O kadar ağırdı hislerim. Evrencan hoş sesiyle ve gitarıyla bana eşlik etti. Demo öncesinde çok ağlamıştım. Ancak kayıttan sonra müziğin acıları dindirdiğini hissettim ve içim buruk da olsa her şeye karşın gülümseyebilmeyi başardım. Erdal için bir şey yapabilmiş olmak da beni avutuyordu. Müziğimiz yayımlandığında en yakın dostum Fırat’la saatlerce his seli yaşadık. “Erdal bak senin için yaptık” dedik. Müziksever-sanatsever bir insandı ve hayatımda beni en çok destekleyen, bana en çok inanan kişiydi. Onu gururlandırmak hayaliyle en yeterlisi için çalıştık.
Spora kendimi atana kadar her şey biraz sıkıntı. Fakat sporla, kedilerimle, hedeflerimle, müzikle, anılarla ve geçmişten taşan bir aşkla hayatıma sarılmaya çaba gösteriyorum. Ikigai (Japonca ‘varlık nedeni’ manasına gelen bir kavram) ideolojisi epeyce değerli hayatta, misyon ve emellerimiz olmalı bağlanabilmek için. Ve müziğimize gelen hoş yorumlar, destekleyen, yalnız olmadığımı bana hatırlatan her cümle beni hayata daha da sıkıca bağlıyor. Zira bu, sesimle, müziklerimle ve yaptığım yapımlarla öbür hayatlara dokunabildiğimi anlatıyor bana. Müziğin sihri burada. Mucizevi formda hayatta kalıp o otomobilden çıktıysam demek ki daha yapacak müziklerim ve onların dokunacağı hayatlar var. Müzik küçümsenecek bir cümbüş aracı değil sadece. Ruha dokunan bir hoşluk.”