Türkiye muhafazakar tatilin öncülerinden. Birinci İslami otel konseptini dünyada yapan ülke Turkiye oldu. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri üzere ülkelerde de resort tatil tercih eden Müslüman ve muhafazakar bir potansiyel mevcut, bu müşteri kitlesini kendi Antalya otellerinizde ağırlama stratejinizin yanında bu modellemeyi tüm dünyaya uygulama üzere bir fikriniz de var mı? İsmin olarak yurt dışı otellere franchising verme üzere bir planlamamız var mı?
Hilal Namal: Adin’i dünyaya duyurma ve tanıtma stratejilerimiz var. Bunun için çalışmalara başladık. Müslüman kitlenin gereksinimlerinin farkındayız ve yaptığımız işin başka Müslüman ülkelerde şimdi keşfedilmediğini görüyoruz. Adin’i farklı kılan hizmetinden ,ürün çeşitliliğinden ve eser kalitesinden asla ödün vermemesi. İsmin konuk memnuniyetine kıymet veren bunun için iç siyasetlerinde çok disiplinli olan bir otel. Otelimiz üst üste Tripadvisor harikalık mükafatları, HolidayCheck Tavsiye edilen otel mükafatları aldı. Burada değerli olan sağlam adımlarla ilerlemek. Bu sebeple bir sonraki adımda gerek bizim yaptığımız yatırımlarda gerek ise markamızı devam ettirecek şahıslarda bu hassasiyetlerimiz daima ön planda olacak. Bir de büsbütün bağımsız bir Franchisingden çok daima denetim ve kontrol sistemlerimizi çalıştırdığımız bir sistem ile bunu hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Pandemi süreci dediğimiz iki dönem boyunca otel işletmecisi olarak bu süreci nasıl değerlendirdiniz? Otel tadilata mı girdi? Yenilenme süreci olarak mi değerlendirdiniz?
Hilal Namal: Pandemi ile birlikte yıpranan psikolojilerimiz sebebiyle konuklarımıza sadece bir tatil tecrübesi değil birebir vakitte onların bütünsel iyileşmelerine katkı sağlamak ismine Mindfullness, Yoga, Pelvik Taban Terapisi, Nefes Terapisi,Sanat Terapisi seanslarımızıücretsiz olarak sunduk.
Pandemi elbette hepimiz için beklenmedik sonuçlar doğurdu. Pandemiden önemli dersler alarak çıktık. Bu dersler ile birlikte insan kaynaklarına daha çok yatırım yapıyoruz. Nitelikli işçi yetiştirmek için bir okul üzere çalışıyoruz. Her bir çalışana verdiğimiz bilginin Türk Turizmine katkı olacağından emin olarak bunları yapıyoruz.
Bir öteki nokta ise evet tadilatlar gerçekleştirdik. Bu pandemiden bağımsız olarak yaptığımız bir şey. İsmin olarak tesisimizde her yıl bir alanı baştan aşağı günümüz trend, gereksinim ve teknolojilerine nazaran revize ediyoruz. Daima daha ileriye siyasetimizle bu sene tüm odalarımızı yeniledik. Yeni luxury segmentte bir pastane konseptini hayata geçirdik. Pandemide her şey dahil olan konseptimizi Premium Ultra Konsepte geçirdik. Denizin üzerinde inşa ettiğimiz güneşlenme teraslarımızla konuklarımıza daha yeterli bir tecrübe yaşatmayı hedefliyoruz. Çocuklar için ise Avokids Clup ismi altında ismi Antalya’nın meşhur lezzeti Avokadodan gelen bir konsept hazırladık ve çocuk oyun alanlarımızı büyüttük. Tüm bunlar konuklarımızın yorumlarını dikkate alarak hayata geçirdiğimiz projeler oldu.
Pandemi sonrasında muhafazakar tatil konseptli bir otel olarak en çok hangi ülkeden konuk ağırlıyorsunuz?
Hilal Namal: Yoğunluğumuz Türkiye’den. Türkiye’den sonra Almanya, Hollanda ve Belçika ile devam ediyor.
Rusya ve Ukrayna savaşının size yansımaları nasıl oldu?
Hilal Namal: Rusya’dan etkilenecek ölçüde konuk ağırlamıyoruz. Bu sebeple savaşın gözle görülür bir tesirini hissetmedik.
Beslenme alışkanlıkları ve kaliteli besin bizim bir başka önceliğimiz. Bu manada İsmin için bilhassa belirtmek istediğim Bahçeden projemiz var. 66 000 metrekare büyüklüğünde bahçelerimizde ürettiğimiz muz, avokado, limon, portakal, salatalık, domates, semizotu, marul, üzüm, ejder meyvesi, biber, patlıcan vb eserlerimizi konuklarımıza sunuyoruz. Bu eserleri güzel tarım uygulamaları kullanarak ilaçsız olarak çoğunluğunu açık havada üretiyoruz. Tesisinde kendi yetiştirdiği eserleri kullanan öncü bir markayız. Bu hususta avantajımız İdare Konseyimizde bir Besin Mühendisinin olması. Bu sebeple kendi soframızda kendi çocuklarımızı beslediğimiz eserleri konuklarımız ile paylaşıyoruz.
Aynı vakitte bu sene başlattığımız proje ile isteyen konuklarımızı bahçelerimize bir tıp düzenleyerek götürüyoruz, çocukları yada kendileri için ağaç dikiyorlar, eser olduğu müddetlerde eserleri toplayabiliyorlar. Bu ağaçları kendi atalarına rahmet olsun diye diktiriyoruz. Dikilen bu ağaçları sökmeyeceğiz. Tekrar geldiklerinde büyüdüğünü gördüğü ağaçlar vesilesi ile İsmin ile unutulmaz bağlar kurmayı hedefliyoruz.
