CHP Genel Lider Yardımcısı Lale Karabıyık, altı YÖK üyesinin Cumhurbaşkanı Kararı ile vazifeden alınmasını kıymetlendirdi.
YÖK toplantıları ile ilgili bilgiler veren Karabıyık, “Ya gündeme girecek hususlar evvelce üyelere verilmiyor, ya da çok kısa bir mühlet evvel veriliyor. Ya da gündeme alınan mevzular, ‘tartışmaya açık değildir’ denilerek görüş alınmıyor. Artık bir adım daha ileri gidiliyor. Hiç toplantı gündemine alınmamış hususlar hakkında toplantı sonrasında karar alınıyor ve üyelerin imzasına sunuluyor.
– Alınan karardan önlerine imza gelince, üyelerin bilgisi oluyor. 8 üye bu uygulamaya itiraz ediyor. YÖK Lideri kendilerine, ‘hemen istifanızı vereceksiniz’ formunda bir davet yapıyor ve bir baskı yapıyor. Sekiz üyenin altısı misyondan alınmış. Daha basına yansımadı lakin, ikisi baskılara dayanamayıp istifa etmişler. Bunu, sayın YÖK Lideri nasıl açıklayacak?” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu’nun 18 üyesinden altısını vazifeden aldı, 5 yeni ismi ise heyete üye olarak atadı.
CHP Eğitim Siyasetlerinden Sorumlu Genel Lider Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, CHP Bursa Vilayet Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında; vazifeden alma kararı ile ilgili bilgiler verdi. Karabıyık, şunları söyledi:
“ÜYELERİN ALINAN KARARDAN ÖNLERİNE İMZA GELİNCE BİLGİSİ OLUYOR”
“2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 6. unsuruna nazaran Yüksek Öğretim Konseyi seçilmekte, 21 üyeden oluşmakta ve vazife, yetki ve sorumlulukları da ilgili hususta yer almaktadır. Bu heyetin vazifelerini yapışı sırasında, işleyiş açısından tabir etmek gerekirse; heyetin toplantılarından evvel o gün gündeme alınacak hususların, şura üyelerine daha evvelce bildirilmesi gerekiyor. Toplantı esnasında tartışmaya açılarak, müzakereye açılarak üyelerin görüşleri alınıyor ve karara bağlanıyor. Olması gereken yordam bu.
Ancak son devirde bu formda yürümediğinin duyumlarını artık fazlaca almaya başlamıştık. Ya gündeme girecek mevzular evvelden üyelere verilmiyor, ya da çok kısa bir müddet evvel veriliyor. Ya da gündeme alınan mevzular, ‘tartışmaya açık değildir’ deyip görüş alınmıyor. Ki üniversite barajının kaldırılması olayında da tıpkı şeyi söylemiştik.
Şimdi bir adım daha ileri gidiliyor. Hiç toplantı gündemine alınmamış mevzular hakkında, toplantı sonrasında karar alınıyor ve üyelerin imzasına sunuluyor. Alınan karardan önlerine imza gelince, üyelerin bilgisi oluyor.
İşte, bu son gelişmelerin üzerine 8 üye bu uygulamaya, bu adaba itiraz ediyorlar. ‘Böyle olmaması gerektiğini, kendilerinin bilgileri olmadan karar alındığını, tartışmaya açılmadığını son devirde de hiç bilgileri olmadan karar alındığını’ söz ederek itirazlarını lisana getiriyorlar.
Kısa bir mühlet içerisinde YÖK Lideri kendilerine, ‘hemen istifanızı vereceksiniz’ formunda bir davet yapıyor ve bir baskı yapıyor. Biz bu duyumu salı günü aldık. Bu husus son derece değerli.
“YÖK LİDERİ TALİMATLA HAREKET EDİYOR”
Şunu da hatırlatmak isterim; biz CHP olarak YÖK’ü kaldıracağımızı, eş güdüm uyum şurası halinde bir oluşumu ve bütün yapılanmanın da özgür bir formda liyakat temelinde olacağını…
Fakat şu anda bir YÖK var, bir yürütme şurası ve üyeleri var. Devletin her kurumunda olduğu üzere orası da talimatla yürütülüyor ve talimatla iş yaptırılıyor ve baskı yaptırılıyor. Başka kurumların olduğu üzere Sayın YÖK Lideri da tıpkı biçimde talimatlarla hareket ediyor, bu mevzuda da üyelere baskı yapıyor.
“GÖREVDEN ALMA NEDENİNİN YANITINI YÖK LİDERİNDEN BEKLİYORUZ”
Salı günü bu duyumu aldıktan sonra çabucak soru önergesi verdim. Bugün zati hususla ilgili bir basın açıklaması yapacaktım. Fakat bir de ne görelim, daima olduğu üzere bir gece operasyonuyla 8 üyenin 6’sı misyondan alınmış. İkisi ne olmuş? Daha basına tahminen yansımadı fakat, ikisi de bu baskılara dayanamayıp istifa etmişler. Tıpkı son yeniden sahnelenmiş.
Nedir misyonlarına son verme sebebi? Bunu, sayın YÖK Lideri nasıl açıklayacak? ‘Talimat aldım’ mı diyecek? Ya da ‘Bize ahenk sağlamadılar, dediklerimizi yapmadılar ondan’ mı diyecek? Bunun karşılığını, sayın YÖK Başkanı’ndan öncelikle bekliyoruz.
‘Söylediğimizi yapmıyorsan istifa edip çeker gidersin’, ‘İstifa etmiyorsan da biz seni vazifeden alırız, yerine de bize sadık, kelam dinleyen bireyleri alırız’ üzere bir yaklaşım… Bu anlayışı hiçbir kamu kurumunda kabul etmek mümkün değil.
Tek adam rejiminde sistemin geldiği nokta budur. Artık siyaset, eğitimin her alanına girmiştir. Üniversiteler bugün tarikatların alanı haline gelmiştir. Vakıflar; okul öncesi eğitimden, yüksek öğretime kadar eğitim sisteminin içine dahil olmuştur. Bunları zati daima söylüyoruz bir de bu türlü açık açık ‘söylediğimizi yapmıyorsan vazifeden alırız’, aslında şayet söyleneni yapmazsa YÖK Lideri da vazifeden alınır. Bu türlü giden bir tek adam rejiminin sonucunu bugün üzülerek sizlerle paylaştık.
İki gün evvel vermiştim bununla ilgili soru önergesini. Aldığımız duyumlar hakikat çıktı. Bu kadar süratli olacağını da düşünmemiştik. Lakin maalesef, sekiz YÖK üyesinin ikisi istifa edip, altısı da misyondan alınmış. Şu anda yalnızca beş atama yapılmış. Başkaları hakkında şimdi bilgi yok. Bunu Meclis’te de gündeme getirmeye devam edeceğiz.
“ERKEN SEÇİMİN OLMASI GEREKİYOR”
Bu ‘ben yaparım olur’ anlayışının ortadan kalkması için çok neden tabir ediyoruz fakat nedenlerden bir tanesi de aleni olarak gözler önünde. Artık; öğrencilerin, gençlerin, fakirin herkesin daha özgür bir Türkiye’de adil bir formda, adaletli bir ortamda yaşayabilmesi için artık bu iktidarın gitmesi gerekiyor. Erken seçimin olması gerekiyor.
Siyasetin, eğitim sistemine, hiçbir kuruma girmemesi gerekir derken; eğitim kurumu başta olmak üzere hiçbir kuruma girmemesi gerekir derken, her gün artan bir formda kurumların yönetenlerin artık talimatla olduğunu, talimata uymayanında vazifesine son verildiğini görüyoruz.”