Kahramanmaraş merkezli meydana gelen zelzelelerin akabinde TÜBİTAK’ın davette bulunduğu araştırma projeleri kapsamında çalışmalarını tamamlayan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, İskenderun’daki tespitlerine ait makalesini hazırladı.
Elde ettiği evrak ve imajlara ait konuşan Öztürk, “Hiç deniz suyu gelmemiş bu inanılmaz bir şey. O kadar suyun hepsi yeraltından gelen sular. Bunların kaynaklarını belgeledik ancak gece saat 04.17’de olan sarsıntının akabinde 04.46’ya yanlışsız yani 30 dakika falan sonra buradan alttan su kaynadığına dair kamera kayıtlarını bulduk. İskenderun’da dayanılmaz bir yer oturması var. Yaklaşık 60 santimetre oturma var. Kıyıya gerçek basma var. Kıyıdaki limanı koparmalar var. Bunları araştırdık, bunu süratle bir makaleye çeviriyoruz” dedi.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen sarsıntılar sonrası TÜBİTAK üniversitelere proje davetinde bulundu. Davetin akabinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Kısmı’ndan 8 araştırmacı “06 Şubat 2023 Pazarcık Sarsıntısı Yüzey Kırığı Araştırması”, “Doğu Anadolu Fay Zonu 06 Şubat 2023 Tarihli Sarsıntıların Fay Parametreleri ve Bölgedeki Tesirlerinin Araştırılması” ve “06 Şubat 2023 Kahramanmaraş- Pazarcık Mw=7.7, Elbistan-Mw=7.6 Sarsıntılarında Oluşan Geoteknik ve Yapısal Hasarlara İlişkin Bulgular” isimli projelerle ilgili araştırma yapmak için zelzele bölgesine gitti.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Hüseyin Öztürk ise İskenderun ve Samandağ’da araştırmasını tamamlayıp İstanbul’a dönüş yaptı. Öztürk, İskenderun’da zayıf taban şartlarında yüksek bina yapılması ve suya doygun tabanda su sıvılaşması olduğunu mutlaklaştırdı. Öztürk, İskenderun’daki çalışmalarına ait yayına hazırladığı tespitlerini anlattı.
Öte yandan, sarsıntıdan 29 dakika sonra alttan su kaynadığına dair güvenlik kamerası manzaraları de ortaya çıktı. İmajlarda yerin altından kaynayarak sıvı çıktığı görülüyor.
“TUBİTAK PROJE DAVETİ YAPTI”
Deprem bölgesinde yapılan çalışmaları anlatan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, “Deprem sonrası TUBİTAK proje daveti yaptı. Proje takımı olarak, yola çıktık. Yola 8 kişi çıktık. Bizim Jeoloji Mühendisliği Kısmı’ndan iki projemiz kabul oldu. İnşaat Kısmı’ndan de bir projemiz kabul oldu.
İlk durağımız Defne oldu. Çabucak drone uçurup duruma baktık. Akabinde Amik Gölü’ne gittik. Gölün daha da çöktüğünü, çökmeyi sağlayan fayların olduğunu gördük. Daha sonra Kırıkhan bölgesine hakikat hareket ettik. Kırıkhan’da etkin fayları çizdik, haritaladık. Sonraki gün İskenderun’u çalıştık, oradan Nurdağı’na gittik. Nurdağı’ndan Samandağ’a döndük. Samandağ’ın Akdeniz’e giren kısmı fayın en ucu oluyor. Proje çerçevesinde merakımız şuydu aslında; bütün fayları haritalamak, faylar nasıl gidiyor? Fay nereye kadar kırıldı? Yüzey nereye kadar kırıldı? Nereden çıktı gitti? Bunu anlamaktı. Ama Samandağ’da fayın tam bittiği sönmeye başladığı yere yanlışsız olduğumuzu anladık. Orada fay sönümlenmişti. Çok klasik yüzey kırıkları göremedik. Biraz açılmalı, biraz deformasyonlu, yıkımın o çizgi üzerinde ağırlaştığı zonu gördük. Fay buraya kadar kırdı diyebiliriz, son 6.3’lük zelzelelerle de bu kırılma tamamlanmış ve olmuş olabilir. Takımımızın biri tekrar oraya döndü” dedi.
“30 DAKİKA SONRA ALTTAN SU KAYNADIĞINA DAİR KAMERA KAYITLARINI BULDUK”
İskenderun’da yaklaşık 60 santimetre oturma olduğunu tespit eden Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, “İkinci merak ettiğimiz yer İskenderun’du. İskenderun’a denizden hiç su gelmemiş. Hepsi tabanın sallanma sırasında sıvılaşma suyu olduğunu gördük. Hiç deniz suyu gelmemiş bu inanılmaz bir şey. O kadar suyun hepsi yeraltından gelen sular. Bunların kaynaklarını belgeledik ancak gece saat 04.17’de olan sarsıntının akabinde 04.46’ya hakikat yani 30 dakika falan sonra buradan alttan su kaynadığına dair kamera kayıtlarını bulduk. İskenderun’da harikulade bir taban oturması var. Yaklaşık 60 santimetre oturma var. Kıyıya yanlışsız basma var. Kıyıdaki limanı koparmalar var. Bunları araştırdık, bunu süratle bir makaleye çeviriyoruz. İskenderun’u bitirdik, yayına hazırladık. İskenderun’da zayıf yer şartlarında yüksek bina yapılması ve suya doygun tabanda su sıvılaşması. Zayıf yer denize hakikat yanal yayılıyor ve çatlaklardan su çıkıyor. Orayla ilgili raporumuz var” dedi.
Samandağ’da kırılamayan yerlerin Hatay’daki son sarsıntı ile kırılmış olabileceğini belirten Prof. Dr. Hüseyin Öztürk şöyle devam etti:
“Dediğim üzere iki bölgede çalıştım. Samandağ ve İskenderun. Samandağ’da da, Belen’den Samandağ’a giden fay sınırı kırıldı. Kırılamayan yerler vardı, son 6.3’lük zelzeleyle herhalde tamamlanmış olsa gerek. Samandağ’ı artık kırılmış olarak kabul ediyoruz. Lakin tekrar zelzeleler olacak. Neden zira çok büyük bir zelzele oldu. Çok büyük sarsıntı olunca ne olur? O güç kolay kolay geçer mi? Çok büyük bir yangının devamı olmaz mı? Büyük bir afet var. Onun tetiklediği diğer segmentlerde kırılma olması kaçınılmaz. Bomba değil bu. Patlayıp gitmiyor. Yerin 10 kilometre derinliği kırıldı. Kırık boyunca alttan bu bloklar birbirini itiyor. Doğu Anadolu Fayı’nın Diyarbakır’ın olduğu kısım Kuzey’e hakikat Ermenistan’a yanlışsız sıkıştırdı gitti. Kırşehir’deki blok ise Kıbrıs’a hakikat hareket etti. Birbirine nazaran sol tarafta hareket eden bir kırılma var. Bu önündeki trenleri sıkıştırıyor, onlar onlara çarpacak onlar onlara çarpacak. Münasebetiyle hangisi ekstra enerjiyi patlatacak bunu bilemiyoruz”