Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Vilayet Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde eğitimde yaşanan meselelere dikkat çekmek emeliyle Eyüpsultan’daki Haydar Akçelik Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi’nin önünde bugün basın açıklaması yaptı.
“MADEM OKULLAR HAZIRLANAMADI, FİYATSIZ SERVİS TEMİN EDİLSİN”
Açıklama öncesinde Kaftancıoğlu’nun kelam verdiği iki çocuk annesi olan Hülya isimli bir bayan, “Malum, mahallemizde bulunan Haydar Akçelik Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisemiz ve çabucak gerisinde olan Yunus Emre İlköğretim Okulu’muz çok uzun bir müddettir kapalı.
İnşaat hâlâ daha devam ediyor. Bizler, bu mahallenin sakinleri ve velileri olarak çok fazla meşakkat çekiyoruz. Büyük kızım liseli, küçük oğlum ilköğretime bu sene başladı. Her ikisinin de servisle gitmeleri gerekiyor. Eğitim masraflarına, 750 artı 750, bin 500 lira aylık servis fiyatları bindi. Devletimizden beklentimiz, mademki bu okullar bu eğitim-öğretim yılına hazırlanamadı, o vakit çocuklarımıza servis temin etsin. Zira kırsal bölümlerde, bir çocuk, iki çocuğun olduğu yerlerde dahi servis, fiyatsız olarak çocukları köylerinden alıp okullarına götürüp getiriyor. Biz, bu hususta mağduruz” dedi.
CHP İstanbul Vilayet Lideri Kaftancıoğlu, vazifede oldukları 5 yılda eğitim-öğretim ile ilgili süreçleri, yaşanan zahmetleri yakından takip ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“ÇOCUKLARA ZİHİN AÇIKLIĞI, AİLELERİNE DAYANMA GÜCÜ DİLİYORUM”
“AİLELERİN GÜNDEMİ EĞİTİME ERİŞİMDEKİ ZORLUKLAR”
Bu devir kapılarını çaldığımız vatandaşlarımızın, hangi ilçede yaşarsa yaşasın, hangi sosyoekonomik düzeyde olursa olsun kapıları açan bayanlar ve erkeklerin birincil gündemi, İstanbul üzere bir metropolde çocuklarının, eğitime -fırsat eşitliği zati yok, ona hiç girmiyorum bile- erişimdeki zorlukları ve çocuklarını eğitime gönderirken onların eğitim masraflarını karşılamadaki sıkıntıları. Geçen yıl eğitim periyodu başladığında, 3 Eylül 2021 ve 27 Eylül 2021’de, yeniden CHP örgütleri olarak basın açıklamaları yapmıştık.
Birini Bayrampaşa’da bir okulun önünde ‘ne kadar eğitim verilecek’ diye, oburunu Beşiktaş’ta, motamot ardınızda gördüğünüz üzere yıkılan ve geçen yıl eğitime yetiştirilmesi kelamı verilen fakat bugün hâlâ yapılmamış olan Gazi Mustafa Kemal Okulu’nun önünde yaptık. İstanbul’da yaptığımız çalışmalarda, eğitim ve öğretim devrindeki okullar ne kadar koronavirüs gerçekliğine uygun, ne kadar derslik muhtaçlığı var, İstanbul’da ne kadar öğretmen muhtaçlığı var, eğitimdeki fırsat eşitsizliği ne durumda ve yenisi yapılmak üzere yıkılan ya da tadilatı yapılan okullar kelam verildiği tarihte eğitim öğretime açılmış mı diye baktık.
“ÇOCUKLAR UZAK OKULLARA GİTMEK, AİLELER DE SERVİS FİYATI ÖDEMEK ZORUNDA KALIYOR”
Yine bugün, Eyüp’te yıkılan ve bu yıl eğitim-öğretim devrine yetiştirilmek üzere duyurusu, ihalesi yapılan ve inşaatına başlanılan bir okulun önündeyiz. İş bitim tarihi aslında geçmiş, çocuklarımız bu eğitim periyodunda bu okula gitmesi gerekiyorken ne yazık ki bulundukları yerdeki yapılamayan okula değil, etraftaki uygun okullara gönderilip, aileler ayrıyeten servis fiyatı ödemek zorunda bırakılıp, 60-70 kişilik sınıflarda eğitim görmek zorundalar.
“OKULLAR ÜZERİNDEN DE ELDE EDİLMEYE ÇALIŞILAN BİR RANT VAR”
Siyasetin vazifesi nedir? Siyasetin vazifesi, boş işlerle uğraşmak değil. Siyasetin misyonu, vatandaşın problemlerini çözmektir. Vatandaşın sıkıntılarını çözmedikleri üzere CHP’li belediyelerimizin, İBB’nin eğitime verdiği dayanağı de engelleyen bir anlayış var. Örneğin, Büyükçekmece’de yıkılan okulun bahçesinde prefabrik okul yapılıyor.
Belediyemiz, ‘Bize yer gösterin, belediye kaynaklarıyla okul yapalım, çocuklarımız gitsin‘ diyor. Ancak belediyemize okul yapılması için rastgele bir yer gösterilmiyor. Kağıthane’de ‘Tadilat yapacağız’ diye bir okul yıkılıyor. Artık bu okulu yine yapmalarını bir kenara bırakın, ne yapılacağı belirli olmaz formda Kağıthane Belediyesi’ne tahsis ediliyor arsa. Okullar yapılmadığı üzere bu işler üzerinden de elde edilmeye çalışılan bir rant var.
“ÇOCUKLARIMIZA GİDECEKLERİ OKULLARIN KAPILARINI AÇIN, BİZ ONA RAZIYIZ”
Biz, bugün bu basın toplantısını inşaatı süren okulun bahçesinde yapacaktık; ancak kapılar, alınan bir talimatla kapatılmış. Bizlere kapıların kapanması değerli değil, çocuklarımıza gidebilecekleri okulların kapılarını açın, biz ona razıyız. Eğitim-öğretim devrinde vatandaşlarımızın yanında olmak için her türlü okullardan gelen talepleri ilçe belediyelerimiz ve İBB karşılıyor. Ne yazık ki ilçe eğitim müdürlüklerine talimatlar gidiyor, bunu biliyoruz. ‘Ola ki CHP belediyelerinden ya da İBB’den bir talepte bulunmayın’ diyorlar. Yani ‘belediyelerden hizmet talep etme hakkını engelleyin’ diyorlar.
“İSTANBUL’DA 146 OKULUN TALEPLERİNİ KARŞILADIK”
Buna karşın şu ana kadar İstanbul’da 146 okuldan gelen talepleri karşıladık. Kartal Cevizli Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden Sultangazi Orhangazi Ortaokulu’na, Ataşehir’den Çatalca’ya kadar İstanbul’un bütün okullarına İBB, yarattığı kaynakla tadilatlarını, muhtaçlıklarını karşılayarak, milyonlarca liralık bütçe ayırarak iktidarın yapmadığı, Eğitim Bakanı’nın görmediği, Ulusal Eğitim Bakanı’nın da umurunda olmadığı okullara hem öğrencilerimiz daha güzel eğitim görsün hem de orada çalışan öğretmenler, müdürler daha güzel hizmet versinler diye okullarımıza milyonlarca liralık kaynak transferinde bulunuyorlar.
Verileri bile saklayan İstanbul Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün sitesine girin, İstanbul Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nün sayfasında hangi okullar tadilatta, ne vakit açılacak, en ufak bir resmi bilgiye ulaşamadığımız üzere şu an anlattığımız gerçekler umurlarında olmadığı için haberleri yok.
“MAĞDUR OLAN ÖĞRENCİLERİMİZ OLUYOR”
Buradan Ulusal Eğitim Bakanı’na bir kere daha seslenmek istiyorum. İstanbul’da kapılarını çaldığımız her ailede her bayan, çocuğunu hakkı olan okula gönderememekten şikayetçi. Gönderecek bir okulu varsa da muhtaçlıklarını karşılayamayacak durumda. Yeni kayıt yaptıracaklardan kayıt parası istenmesini geçiyorum. Hani bir de diyorlar ki ‘Kayıt parası alınmayacak’. Müdürler ne yapsın? ‘Yeterince kaynak gelmeyince velilerden bunu istemek zorundayım’ diyor
Yani eğitimciyle veli ortasında sorunu çözen değil, bütün sorunu hem eğitimciye hem de veliye yıkan lakin asıl mağdurun öğrencilerimiz olduğu bir eğitim-öğretim gerçekliğindeyiz.
Son olarak biz CHP olarak, iktidar değişinceye kadar belediyelerimiz aracılığıyla, örgütlerimiz aracılığıyla vatandaşlarımızın yanında olacağız, elimizden geldiğince katkıda bulunacağız. CHP iktidara geldiğinde herkesin eşit bir formda eğitime ulaşmasının yolunu açacağız.”
“SORUNLARI YOK SAYAN BİR ANLAYIŞLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı tarafından geçen yıl yapılan eğitim çalışması ve eğitim raporlarının TBMM’deki yansımaları ve verilen soru önergeleri hakkında bilgilendirme yapan CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ise şunları söyledi:
“İstanbul’un merkezinde, değerli ilçelerde; işte Eyüpsultan, Beşiktaş, Bayrampaşa, Avcılar, Güngören, Başakşehir, Büyükçekmece ve otoyolun çabucak yanında merkezi mahallelerde çocuklar okula erişim sorunu ile karşı karşıya kaldı ve gördük ki kıymetli anneler, bilhassa bayanlar çocuklarını nitelikli eğitim almak bir kenara, ‘Biz çocuklarımızı gönderecek okul bulamıyoruz’ dediler ve önemli bir ulaşım masrafıyla karşı karşıya kaldıklarını ilettiler. Evet, İstanbul’da sarsıntı gerçekliğine karşı okullar yıkıldı lakin çocuklarımızı gönderecek öteki okullar çok uzakta ve okulların da süratli bir formda tekrar inşası da çok geç ve hatta tamamlanmıyor. Biz, İstanbul milletvekilleri olarak bu sıkıntıları sorduk.
Hangi okullar yıkıldı? Neden yıkıldı? Ne vakit yıkıldı? Ne münasebetle yıkıldı? Ne vakit tamamlanacak? Bu çocuklar hangi okullara gidecek? İkili eğitime muhtaç, yani mağdur bu çocuklar. Kalabalık sınıflara ve uzak okullara gitmek zorunda. Bu soruların hiçbirine karşılık yok. Bu problemleri yok sayan bir anlayışla karşı karşıya kaldık. Bunları kabul eden, bunları çözmeye dönük bir anlayış yok karşımızda. Biz, ısrarla bunları gündeme getiriyoruz. Bilhassa ulaşım masraflarının karşılanması, çocuklarımızın okullara erişimi konusunda neler yapılabilir? Bunlara da bir yanıt yok. Prefabrik okullarla karşı karşıya kaldık. İstanbul’un merkezinde, ilçelerde, mahallelerde prefabrik, yaz ve kış okumanın mümkün olmadığı okullar gördük.”