Astana bildirisi: Mültecilerin geri dönüşü kolaylaştırılmalı

Astana görüşmelerinin garantör ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin milli güvenliğini de tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı iş birliğini devam ettirme kararı aldı. Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da yapılan Suriye konulu 18. Astana görüşmelerinin sonuç bildirisi açıklandı.

‘İmtina edilmeyecek’

Görüşmelerin garantör ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran’ın imzaladığı sonuç bildirisinde taraflar, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine ve Astana sürecinin Suriye meselesinin barışçıl çözümünde öncü rolüne vurgu yaptı. Yayınlanan bildiride, PKK/YPG terör örgütü ile mücadelede kararlılık ile sınırların korunmasının, güvenlik güçlerine ve Suriyeli sivillere yönelik saldırıları engellemek için her türlü tedbiri almaktan imtina edilmeyeceğinin güçlü şekilde vurgulandığı kaydedildi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Astana formatındaki Suriye konulu yüksek düzeyli toplantıların 18’incisinin, 15-16 Haziran’da Nur-Sultan’da düzenlendiği anımsatıldı. Toplantıda sahadaki durum ve terörizmle mücadele, siyasi süreçteki son gelişmeler ile insani yardım konularının ele alındığı ortak bildirinin yayımlandığı belirtilerek, “Bu çerçevede taraflar, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine ve Astana sürecinin Suriye meselesinin barışçı çözümünde öncü rolüne vurgu yapmıştır. Taraflar, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı kararlılıklarını ifade etmiştir. Taraflar, Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı isimler ve uzantıları adı altında artan varlığı ve saldırılarını kınamıştır. Suriye’nin kuzeyine ilişkin tüm düzenlemelerin fiilen uygulanmasının önemine dikkat çekmiştir. Taraflar, terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrı meşru, sözde ‘öz yönetim’ teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu bir kere daha vurgulamıştır. Kuzey doğu Suriye’deki gayri meşru ve sözde ‘öz yönetim’ girişimleri dahil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerini kınamıştır” denildi.

Tarafların, Fırat Nehri’nin doğusundaki ayrılıkçı yapıların; buradaki yerel halkın barışçıl gösterilerinin şiddetle bastırılması, zorla silah altına alma ve eğitim alanındaki ayrımcı faaliyetler dahil olmak üzere sivillere yönelik artan baskı ve saldırılardan duyulan derin endişelerini beyan ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“Bu çerçevede, PKK/YPG terör örgütü ile mücadelede kararlılığımız ile sınırlarımızı korumak, halkımıza, güvenlik güçlerimize ve Suriyeli masum sivillere yönelik saldırıları engellemek için her türlü tedbiri almaktan imtina etmeyeceğimiz güçlü şekilde vurgulanmıştır. Öte yandan taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı uyarınca, Suriye ihtilafında siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesine bağlılıklarını teyit etmiştir. Bu çerçevede, Anayasa Komitesi’nin müteakip turunun Suriyeli tarafların yapıcı yaklaşımıyla gerçekleştirilmesi hususunda çağrıda bulunmuşlardır. Toplantı vesilesiyle, Astana Süreci çerçevesinde kurulmuş bulunan zorla alıkonan/kaçırılan kişilerin serbest bırakılması, cenazelerin takası ve kayıp şahısların akıbetinin tespitine ilişkin çalışma grubu da bir araya gelmiştir. Görüşmede, çalışma grubu tarafından 7’nci proje çerçevesinde, gözaltında tutulan bazı kişilerin 13 Haziran’da karşılıklı olarak serbest bırakılmasından duyulan memnuniyet ifade edilmiş, çalışmaların ve iş birliğinin sürdürülmesi kararlaştırılmıştır.”

Bildiride, bunun yanı sıra Suriyeli mültecilerin geri dönüşünün kolaylaştırılması gerektiğinin altı çizilerek “Taraflar bu bağlamda, uluslararası topluma, Suriyeli sığınmacı ve yerinden edilenlere yönelik gerekli desteği sağlama çağrısında bulunmuşlar ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile diğer uluslararası uzman kuruluşlar dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarla teması sürdürmeye hazır olduklarını teyit etmişlerdir” ifadeleri kullanıldı.

Bir sonraki tur da Nur Sultan’da

Cenevre’de toplanan Suriye Anayasa Komitesi Yazım Komisyonu’nun 8. turunun hatırlatıldığı bildiride, “Taraflar, müteakip turun 25-29 Temmuz tarihlerinde tertiplenmesinin duyurulmasından memnuniyet duyduklarını belirtmişlerdir.” denildi. Bildiride, bir sonraki Suriye konulu Astana görüşmelerinin ise 2022 yılının ikinci yarısında yine Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da yapılmasının kararlaştırıldığı belirtildi.

Astana öncesi atmosfer

Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da gerçekleştirilen 18. Astana formatındaki toplantı, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası operasyonunun gündemde olduğu bir dönemde gerçekleştirildi. Rusya ve İran, Türkiye’nin Suriye’ye operasyon düzenleme yönündeki planına karşı çıktığı yönünde açıklamaları Astana öncesinde dile getirmişti.

Rusya: Mantıksız bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev dün toplantının ilk günü öncesinde yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası operasyonuna yönelik “Bunun durumu istikrarsızlaştırabilecek, gerilimi tırmandırabilecek ve ülkede yeni bir düşmanlık dalgasına yol açabilecek mantıksız bir adım olacağına inanıyoruz” demişti.

İran’dan ihlal vurgusu

Öte yandan İran Dışişleri de konuya dair yaptığı açıklamalarda “ihlal” vurgusu yapmıştı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, mayıs ayı sonunda yaptığı açıklamada “Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal egemenliğinin ihlali olacağı” demişti.

Suriye: Saldırı davulları çalıyorlar

Toplantıya katılan Suriye heyetinin başkanı Ayman Sosan, Türkiye’nin “Suriye topraklarının kutsallığını ve egemenliğini ihlal etmeye devam ettiğini, saldırı davullarını çaldığını, Suriye topraklarını hedef aldığını ve sahte bahanelerle masum insanları öldürdüğünü” söyledi. Sosan, Türkiye’nin politikalarının Astana çıktılarıyla çeliştiğini ifade ederek “Güvenli Bölge” projesini eleştirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir