Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı Derbent mahallesindeki tarla ve bahçeler, bugünlerde mahallelerinin içinden geçen Karacaali Çayı’na ziraî bir işletmenin kimyasal sularının karışması sebebiyle yok olma tehlikesiyle yaşıyor.
Derbent Mahallesi’nde 10 yıl evvel kurulan ziraî işletmenin maliyeti yüksek olduğu gerekçesiyle arıtma tesisini çalıştırmamasından ötürü Karacaali Çayı’na boşalttığı tez edilen kimyasal atıklar sebebiyle bahçelerdeki ağaçların, tarım yerlerindeki eserlerin kuruduğu ve başta arılar olmak üzere birçok canlının telef olduğu belirtildi.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, CHP Turgutlu İlçe Lideri Hüseyin Oğuz ile birlikte etraf kirliliğinin yaşandığı Karacaali Çayı’nda incelemelerde bulunarak, etrafında tarım toprağı bulunan üreticilerin meselelerini dinledi.
“10 YILDIR BU DÜŞÜNCEYİ YAŞIYORUZ”
CHP’li Başevirgen’e yaşanan badireyi anlatan Derbent Mahallesi Muhtarı Ruhi Başkurt, Karacaali Çayı’nın yanına ziraî işletmenin 10 yıl evvel kurulduğunu ve tesisin kurulmasından sonra çayın her geçen gün siyaha büründüğünü lisana getirdi.
Yaşanan kirlilikle ilgili olarak DSİ yetkilileri ile görüştüğünü fakat bir sonuç alamadığını söyleyen muhtar Başkurt, yaşanan düşünceyi şöyle lisana getirdi:
“10 yıl öncesine kadar bu türlü bir sıkıntımız yoktu. Fakat tesis ne vakit kuruldu problemler başladı. Bilhassa de son bir yıldır kirlilik daha da arttı. Tesis kimyasal sularını arıtmadan direk bu çaya boşaltıyor.
Şuan çay simsiyah akıyor. Mevzuyu 1 ay evvel DSİ yetkililerine ilettim. Geldiler baktılar ve bana ‘Sana bir yazı göndereceğiz. Bu yazıyla kaymakamlığa başvuracaksın’ dediler. Lakin ne yazı geldi, ne de konunu üstünde duran oldu.
Kimyasal atıklar yalnızca Karacaali Çayı’nı kirletmiyor. Bu çay Gediz’le birleşiyor. Şuanda Gediz Irmağı de kirleniyor. Gediz’in İzmir Menemen’e bağlı kolu da kirleniyor. Bu bir etraf felaketi. Lakin sesimizi duyan yok. Yeterlilikle çözülmüyor, kanunla çözülmüyor. Bunun bir tahlili olsun.”
“AĞAÇLARIMIZ, KÖPEKLERİMİZ, ARILARIMIZ TELEF OLDU”
Karacaali Çayı’nda yaşanan kirlilikle ilgili üreticiler de kelam alarak, yaşanan kirliliğin boyutlarını gözler önüne serdi.
Çaydan geçen koyunlarının bir kısmının hastalandığını ve birkaç koyunun ise öldüğünü söyleyen üretici Mevlüt Göbekli, yaşadığı badireyi şöyle lisana getirdi: “Koyunlarımdan bir birden fazla bu sudan geçtiği için hastalandı. Birkaç koyunum ise bu çaydan su içtiği için öldü. Bunun hesabını kim verecek? Hayvanlarımı artık bu çaydan geçirmekten korkuyorum.”
Çayın etrafındaki tarım yerindeki eserler ile bahçelerdeki meyve ağaçlarının kuruduğunu söyleyen üretici Mehmet Yıldız ise şu tabirlere yer verdi: “Yazın burada kokudan durulmuyor. Çayın içinden geçen köpeklerin kimisi uyuz hastalığına yakalanırken, kimi ise öldü. Çayın yakınında arıcılık yapan arkadaşlarımızın ise arıları birçoğu öldü. Yaşanan kirlilik canlıları olumsuz etkilediği kadar etrafındaki tarım yerlerini ve bahçeleri de olumsuz istikamette etkiledi. Bilhassa bahçelerdeki meyve ağaçlarının hepsi kurumaya başladı. 600 meyve ağacından 400’ü bu kirlilik yüzünden kurudu. Tarım eserlerimizde verimlilik düştü. Bu ziraî tesisin en azından arıtma sistemini çalıştırmasını istiyoruz. Artık ziyan görmek istemiyoruz.”
“ÇEVRE KATLİAMINA ‘DUR’ DENİLMESİ GEREKİR”
Karacaali çayında yaşanan kirliliği yerinde inceledikten sonra kısa bir açıklamada bulunan CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ise, ilgili kurumun yetkililerini vazifeye davet etti.
CHP’li Başevirgen yetkililere davette bulunarak şu sözlere yer verdi:
“Derbent Mahallesi’nde bir etraf kirliliği yaşanıyor. Artık bu çeşit etraf katliamlarını ve kirliliklerini sıkça duyar hale geldik. Yaşanan bu kirliliklere kim neden göz yumuyor anlamış değiliz. Karacaali Çayı’nda yaşanan kirlilik hem canlıları, hem ziraî eserleri hem de hayatı olumsuz istikamette etkiliyor.
Kirlilik Gediz Irmağı’na kadar ulaşıyor. Yeraltı sularına karışıyor. Hayvanlar ölüyor, ağaçlar kuruyor. Yaşanan bu kirliliğin önüne geçilebilmesi için yetkilileri bir an evvel misyona davet ediyoruz. Kirliliğin önlenmesi konusunda ne cins çalışmaların yapılacağının takipçisi olacağız.”