Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, üniversite öğrencileri ile buluşmak ve kentteki sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri ile bir ortaya gelmek için Van’a geldi. Kazakistan’daki temaslarının akabinde uçakla Van Ferit Melen Havalimanı’na inen Bakan Çavuşoğlu’nu Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Lider Vekili Ozan Balcı, Van milletvekilleri Abdulahad Arvas, İrfan Kartal, Van Yüzüncü Yıl (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, AKP Van Vilayet Lideri Kayhan Türkmenoğlu ve kurum amirleri karşıladı. YYÜ Kültür Merkezine geçen Bakan Çavuşoğlu, ‘Girişimci ve İnsani Türk Dış Siyaseti Buluşması’ toplantısında üniversite öğrencileri ile bir ortaya geldi.
Bakan Çavuşoğlu, fırsat buldukça Anadolu’yu da gezip, vatandaşlar ve özellikle öğrencilerle bir ortaya gelmeye çaba gösterdiklerini söyledi. Vatandaşların taleplerini, beklentilerini direkt kendilerinden işitmek ve bunları karşılamanın siyaset anlayışları olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, “Bu yıl Konya’dan Bingöl’e, Denizli’den Diyarbakır’a bu kapsamda 15 ili ziyaret etmiş bulunuyorum. Diyarbakır’da, Diyarbakırlı öğrencilerin beni nasıl tuzağa düşürdüğünü de sizlere anlattım. Daha doğrusu tuzak değil de İngilizce sorular sordular. Ben yabancı zannettim. Nerelisin diye sordum. Onlar da Diyarbakırlı olduğunu söylediler. Maşallah çok hoş aksanla İngilizce konuşuyorlardı. Gençlerimiz sahiden bizi çok motive ediyor. Her şeyden evvel gençlerimizin inancı, gücü, vatan, millet sevgisi bizleri de motive ediyor, bizlere güç veriyor,. gücümüze güç katıyor. Gençlerle ve vatandaşlarımızla bir ortaya geldiğimiz vakit onların yeni bakış açılarından, vizyonlarından tenkitlerinden, tekliflerinden çok faydalanıyoruz.” dedi.
“BM 1945 YILINDA DONUP KALMIŞ”
Dünyadaki çatışmalar,enerji ve besin krizi, terörizm, iklim değişikliği, yabancı tersliği, İslam düşmanlığı sistemsiz göç üzere hususlara değinen Bakan Çavuşoğlu, hepsinin de birbirinden farklı krizler üzere görünse de aslında birbirini tetikleyen ve adeta kısır döngü oluşturan mevzular olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
* “Birbirini besleyen meseleler olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz. Artan milletlerarası rekabet nedeniyle bu problemlere tahlil bulmak da zor. Birleşmiş Milletler 1945 yılında donup kalmış. O gün savaştan sonra bir daha savaş olmasın diye kurulmuş, lakin o gün donup kalmış. Yapısında en ufak bir güncelleme olmadığı için global meselelerde yetersiz kalıyor. Tahlil üretemiyor, çatışmaları durduramıyor. Başlayan çatışmaları başlamadan önleyemiyor. Hasebiyle bugünkü krizler karşısında hiçbirimizin beklentisini maalesef karşılamıyor. Ben olağan Birleşmiş Milletler’i örnek verdim.
* Zira, en üstteki çatı kuruluş. Bunu Avrupa Birliği için de söyleyebilirsiniz. Avrupa Kurulu ve Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisi için, İslam İşbirliği Teşkilatı için de söyleyebiliriz. Bugün hepsinin ıslahatı konusunda da çalışıyoruz. Bu global kaos ortamında inisiyatif alacak, yol gösterecek, liderlik edecek teşebbüsçü ülkelere çok muhtaçlık var. Yani güçler de ortaya çıkıyor. Daha evvel üyelerinin dışında Hindistan, Brezilya, Güney Afrika yükseliyor. Birebir formda Arjantin, tıpkı formda Meksika ve bunların başında da natürel gururla söylüyorum, ülkemiz Türkiye var. Bu güçlerin birebir vakitte vicdani olması, bedeller siyaseti izlemesi gerekiyor. Yani güçlü olmanız da yetmez. Mesela BM sisteminin değişmesini istiyoruz. Yani güçlü olmak yetmez.
* Tıpkı vakitte pahalara sahip olmak lazım ve milletlerarası sistemin problemlerinin tahliline katkı sağlamak lazım. İşte dünyanın gereksinim duyduğu güçlerden biri de bugün Türkiye. Bunu yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı olarak söylemiyor. Türkiye global planda tahlilin bir kesimidir ve kıymetli aktördür. Uyuşmazlık, tahlili ve arabuluculukta Türkiye bugün dünyada bir marka. 3 büyük ulusalararası teşkilatı olan Birleşmiş Milletler’den İslam İşbirliği Teşkilatı’na ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda, orta buluculuk dostlar kümesinin eş başkanlığını yapan tek ülke Türkiye.”
Venezuela’da da iktidar ve muhalefetin tekrar güvendiği ülkelerin başında Türkiye geldiğini ve Meksika’da şu andaki müzakereleri teşvik ettiklerini tabir eden Çavuşoğlu, Meksika Dışişleri Bakanı’nın geçen hafta Ankara’ya geldiğini ve önümüzdeki günlerde de müzakerelerin tekrar başlayacağını anlattı.
“DÜNYADAKİ ÇATIŞMALARIN, KRİZLERİN YÜZDE 60’I BİZİM COĞRAFYAMIZDA”
Bakan Çavuşoğlu, dünyanın değişik bölgelerinde meydana gelen krizler ve çatışmalara duyarsız kalmadıklarını belirterek şöyle konuştu:
* Bugün dünyadaki çatışmaların, krizlerin yüzde 60’ı bizim coğrafyamızda. Şöyle yakın coğrafyamızda ve Afganistan’ı da dahil edersek en çok hisseden ülkelerin başında Türkiye’ye geliyor. Münasebetiyle yanı başımızda Rusya, Ukrayna savaşı devam ederken, tüm dünyada bir kutuplaşmaya, cepheleşmeye yol açan bu savaşta barış için adım atan en tesirli ülke Türkiye.
* Samimi uğraş sarf etmek isteyenler oldu. Fakat, öbür taraftan savaşın devam etmesini isteyen ülkeler de var. Ve hala de devam ediyor. Bunların bu anlayışı savaşın bugüne kadar bitmemesinin sebeplerinden bir adedidir.
* Çatışmalardan etkilenme riski ortaya çıkınca, Milletlerarası Atom Gücü Ajansı’nın uzmanlarıyla 2 gün evvel bir ortaya getirdik. Lakin bu birinci buluşturmamız değil. Daha evvel de bir ortaya getirdik. Sonra uzmanları ve orada yerinde de birlikte incelemeler yaptık. Allah korusun bir felaket olsa Çernobil’in en az 10 kat daha fazla gücü olan bir santralden bahsediyoruz ve bölgede şu anda en büyük nükleer güç santralidir.”
“ADIM ATMASAYDIK BUGÜN ÖNEMLİ BESİN KRİZİ OLACAKTI”
Gıda ve güç krizlerine de değinen Bakan Çavuşoğlu konuşmasını söyle sürdürdü:
* “Dünyada Cumhurbaşkanımızı seven, sevmeyen herkes şöyle söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan bir kelam verdiği vakit kelamını fiyat. Bu herkese nasip olan bir hürmet değildir. Mesela besin ve güç krizinden bahsettik. Krizleri sayarken Türkiye’nin attığı iki kıymetli adım, bu iki sıkıntıya deva oluyor. Şayet biz bu adımları atmasaydık, bugün hakikaten dünyada çok önemli bir besin krizi olacaktı. Birleşmiş Milletler’le arabuluculuk ve konut sahipliği yaptığımız tahıl muahedesi, bu krizi engelledi. Hatta bir orta Rusya askıya aldı. Tekrar Cumhurbaşkanımız devreye girdi. Başkanlar diplomasisiyle elde ettiğimiz bu muvaffakiyetin devamı için de yeniden daima Cumhurbaşkanımızın direkt başkanlarla temasları devam ediyor. 4 aydan sonra 4 aylık bir mutabakattı.
* Tekrar bir 4 ay daha uzatılması konusunda da sarf ettiğimiz eforları Cumhurbaşkanımızın gayretlerini siz de, tüm dünyada gördü. Fakat birebir vakitte bir güç krizi yaşıyoruz. Bu güç krizi karşısında da yeniden attığımız adımlarla hem ülkemizde hem de etrafımızda güç güvenliğini arttırıyoruz. Türkiye Kuzey- Güney ekseninde global besin güvenliğinde, doğu- batı ekseninde global güç güvenliğine katkı sağlayan bir güç. Avrupa’da her yerde bir ciddi külfet var, kriz var. Yani elektriğimiz olacak mı, olmayacak mı? Bu sene elimizdeki depolardaki gaz yetecek mi, yetmeyecek mi? Rezervlerimiz yetecek mi, yetmeyecek mi? Biz Türkiye olarak yüksek güç fiyatlarından, gaz fiyatlarından elektrik fiyatlarından hepimiz şikayetçiyiz.
* Dünyada da herkes şikayetçi. Lakin bugün Van’da, bu sene elektrik, ya da gaz ıstırabı diye tasa duyan bir kişi var mı? Yok. Neden? Pekala biz gaz üreten bir ülkeyiz yeni rezervlerimiz var. Gelecek sene sisteme bağlanacak. Biz petrol ve gazımızın yüzde 90’ından fazlasını ithal eden bir ülkeyiz. Bilhassa Güneydoğu Avrupa ülkelerine, Azerbaycan ve Hazar bölgesi gazın bu ülkelere ulaştırılması için çalışıyoruz. ”
‘TERÖR, GLOBAL BİR SORUNDUR
Terörle çabaya de değinen Bakan Çavuşoğlu, şu tabirleri kullandı:
* “Bir öbür global sorun terör. Bugün dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli problemlerden bir adedidir. Maalesef başta, Van kentimiz olmak üzere yıllarca terörden, teröristlerden çok çektik. Bugün terörle çabayı hiç ayrım yapmaksızın kararlılıkta sürdürüyoruz. PKK’yla, DAEŞ’ı ile FETÖ’süyle hepsiyle çabamızı sürdürmemiz lazım. Bu mücadele sonucunda, Van kentimizin ve Doğu’daki, Güneydoğu’daki kentlerimizin ne kadar huzur içinde olduğunu, vatandaşlarımızın ne kadar keyifli olduğunu ve buralara Türkiye’den ve dünyadan turistlerin nasıl geldiğini görmekten de ayrıyeten memnunluk duyuyoruz. Devlet olarak da tüm altyapı projeleri dahil vatandaşlarımızın hak ettiği hizmetleri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde vatandaşlarımıza sunmak için de gece gündüz çalışıyoruz.
* Irak’tan ülkemize akınlar oluyor PKK tarafından. YPG, PKK’nın Suriye’den de topraklarımıza terör akınlarını devam ettirdiğini görüyoruz. Biz bu teröristleri bu bölgelerden temizlememiz lazım. Bu Suriyelilerin geri dönmesi bakımından da kıymetli. Bölgenin huzuru bakımından kıymetli. Suriye’nin de hudut bütünlüğü, toprak bütünlüğü bakımından da kıymetli. Zira bu teröristlerin en kıymetli gündem hususu bölücülük. Türkiye’yi bölmeyi başaramadılar. Birlik, beraberliğimizi daha da güçlendirdik. Artık Suriye’yi bölmeye çalışıyorlar. Alışılmış operasyonumuz devam ediyor. Dualarımız kahraman Mehmetçik’imizle, güvenlik güçlerimizle, polisimizle, jandarmamızla natürel alanda kahramanlarımız bu çabayı sürdürürken diplomasiyle işletmemiz lazım.
* Uzun yıllar NATO’nun karşısında bir tehdit vardı. Madrid Zirvesi’nde Rusya’yla birlikte terör de NATO’nun tehdit listesine girmiş oldu. Lakin yalnızca orada isminin geçmesi değerli değil. İki yüzü de ikili standarda düşmeden, terörle mücadelemizi her yerde sürdürmemiz lazım. İsveç’te, Finlandiya’da terör örgütlerinin o ülkeleri de nasıl karıştırabileceğini de herkes görüyor. FETÖ terör örgütünün bulunduğu ülkeler için de, nasıl bir tehdit olduğunu biz anlatıyorduk. Lakin birçok ülke yaşamaya başladı ve o yüzden o ülkelerde önlemler de alıyorlar. Biz de uğraşımızı elbette sürdüreceğiz.”
Konuşmanın ardından toplantı öğrencilerle basına kapalı olarak devam etti. Daha sonra Bakan Çavuşoğlu, bir otelde STK ve kanaat başkanları ile düzenlenen toplantıya katıldı. (DHA)