Cumhur İttifakı’na davet edilen Tekrar Refah Partisi’nin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Bayana Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un kaldırılması talebinin de yer aldığı liste reaksiyon topladı.
Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılmak için sunduğu kurallar ortasında LGBTİ+ derneklerinin kapatılması, 6284’ün ve süresiz nafakanın kaldırılması ve ahlaki ve maneviyat öncelikli eğitim sisteminin getirilmesi yer alıyor.
Gazete Duvar’a açıklamalarda bulunan hukukçular ve bayan dernekleri ise Tekrar Refah Partisinin kurallarına reaksiyonlu.
‘GELECEKTE TALİBAN’IN TALEPLERİ OLARAK ÜLKEMİZDE BEDEN BULACAĞINA İNANABİLİRİZ’
Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu Lideri Canan Güllü bu gelişmelerin Türkiye siyasi tarihinde bir birinci sefer yaşandığını söyledi. Güllü, bayanın insan haklarının siyasi masaya konularak pazarlık yapılmasının hem asap hem hudut bozucu olduğunu belirterek siyasi etiğe ve ahlaka uygun olmadığını söz etti.
Güllü, “Söyleyen partilere de bakmak lazım. Biri babadan mirası taşıyıp öteki rastgele bir icraatı olmayan dolayısı ile de yalnızca söylemsellikle birilerini yanında tutmaya çalışan ve nabza nazaran şerbet vermeye çalışan bir küme. Öteki ise bence en büyük tehlike orada’’ diyerek HÜDA-PAR’a dikkat çekti.
Güllü, ‘’Hizbullah’ın uzantısı HÜDA-PAR’ın geçtiğimiz aylarda Afganistan’dan yöneticileri ağırladığı Diyarbakır’daki görüntüyü unutmadan; buradaki davetin, buradaki icabet etme ve karşılığındaki taleplerin aslında gelecekte Taliban’ın talepleri olarak ülkemizde beden bulacağına inanabiliriz’’ dedi.
‘KİMSENİN KORKUSU OLMASIN, TÜRKİYE LAİKTİR’
Güllü kelamlarına şu halde devam etti:
“6284 sayılı yasa bayanın insan haklarını koruyan bir yasadır. 6284, İstanbul Sözleşmesi’nin temel desteğini verdiği bir iç hukuk yasamızdır. Bunun kaldırılması demek bugünlerde koruyamadığımız hayatlarda yol geçen hanına dönecek görüntüye icabettir. Her ne kadar Sayın Bakan ve Ömer Çelik ‘böyle bir şey yok’ dese de gündemimize gelmiş ve bayan ömrü değersizleştirilmiştir. Ben Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu olarak 2002’de çağdaşlık ve demokrasi için yola çıkmış bir partinin bugün kapısını çaldığı kurumların kim olduklarına bakmadan devşirecekleri oylar üzerinden hesap yapmasını, hele yaşadığımız afette sistemlerini işletememiş bir iktidarın bugün kaybını bu türlü açıklarla kapatma hesabı sahiden çok üzücü buluyorum. Bayanlar bu ülkenin kurtuluşunda ve kuruluşunda vardı, artık de ikinci yüzyılını devam ettirecektir. Kimsenin korkusu olmasın. Türkiye çağdaştır, laiktir, eşittir. Türkiye bayanlarının o parlamentodan sesi yükselecektir.’’
‘BIRAKIN 6284’Ü KALDIRMAYI, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GERİ DÖNÜLMELİDİR’’
Av. Şükran Eroğlu, İstanbul Mukavelesi’ni hatırlatarak, ‘’Toplumda yaratılan bir kadro yanlış algılar ve gerici çevrelerin baskısı nedeniyle Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. İstanbul Mukavelesi’nin temel alarak düzenlenmiş olan 6284 sayılı yasanın kaldırılması için birtakım partiler maalesef tekliflerde bulunuyorlar. Bunu da parti programlarına alıyorlar’’ dedi.
Eroğlu, 6284 sayılın yasanın bayanları şiddete karşı koruyan bir yasa olduğunu bir kere daha hatırlatarak, “Sadece bayanlar değil aile bireyleri, çocuklar ve ısrarlı takip mağdurları da faydalanmaktadır. Dolayısı ile aslında toplumu şiddete karşı korumaktadır. Bu yasanın kaldırılmasını istemek demek devletin şiddeti yasallaştırması demektir’’ dedi.
Eroğlu kelamlarına şu halde devam etti: “Kadının korunması mümkün olmadığı aslında ortadayken bu kadar çok bayan cinayeti ve bayana karşı şiddet artıyorken bu türlü bir teklife kulak vermek ve bunu kendine siyasi parti diyen bir kümenin parti programına alması kabul edilemez. Biz bayanlar bunu kabul etmiyoruz ve sonuna kadar da gayrete devam edeceğiz. Zira 6284 şiddetten korunmak için getirilmiş bir yasadır, temeli İstanbul Sözleşmesi’dir. Bırakın maddeyi kaldırmayı İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmelidir. Öteki türlü şiddetin önlenmesi şiddet mağdurunun korunması şiddet uygulayanın cezalandırılması mümkün değildir. Onun için de devlet bütüncül siyasetler üretmeli ve bilhassa bayanları şiddete karşı nasıl koruyacağına ait çok daha faal önlemler almalıdır.”
‘KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİ SEÇİM PAZARLIKLARININ KONUSU HALİNE GETİRİLİYOR’
Önce Çocuklar ve Bayanlar Derneği’nden Av. Hande Gündoğdu reaksiyon çeken hususa ait yaptığı açıklamada, “6284 sayılı kanun, bayanların fizikî, ruhsal, cinsel ve ekonomik şiddetten korunmasına yönelik bir dizi önlemi içermektedir. Bu kanunun kaldırılması, bayanların şiddete maruz kalmalarını ve şiddetin olağanlaşmasını teşvik edecektir. Muhakkak ki AK Parti, gerici tarikatları ve siyasi parti kılığına girmiş çeteleri ardına almak ismine İstanbul Sözleşmesi’nin akabinde 6284 sayılı kanunu da tartışmaya açıyor. Bayanların can güvenliği ve ömür hakkı AK Parti tarafından seçim pazarlıklarının konusu haline getiriliyor. Fakat biz biliyoruz ki AK Parti iktidarı sarfiyat işçi bayanların özgürlük uğraşı sürer’’ dedi.
‘KADIN DÜŞMANLARINI, LGBTİQ DÜŞMANLARINI, DEMOKRASİ DÜŞMANLARINI GÖNDERECEĞİZ’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Bayan Meclisleri Temsilcisi Esin İzel Uysal, 6284 sayılı kanunun daha evvel de tartışmaya açılmak istendiğini hatırlatarak, ‘’6284’ün içeriğini, bayanlar için şifre niteliğinde olduğunu her yerde yıllarca anlattık ve faal uygulandığında bayanları yaşatacağını da. Siyasi iktidar, her fırsatta haklarımıza el uzatmaktan geri durmuyor. Haklarımız, özgürlüklerimiz pazarlık konusu haline getirilmek isteniyor. Artık de bir seçim muahedesi olarak Tekrar Refah Partisi 6284 sayılı kanunun kaldırılması kuralını sunuyor. Yıllarca çaba ettik ve kazandık 6284’ü. Kimse bize lütfetmedi. Artık de hiçbir muahedenin kuralı olarak kaldırılamaz. Bayan cinayetleri artıyor, kuşkulu bayan vefatları artıyor. Devlet bayanları korumadığı için birçok bayan çantasında müdafaa kararı ile öldürüldü’’ dedi ve kelamlarına şu formda devam etti:
‘’Önümüzde değerli bir seçim var. Siyasi iktidar, her ne değerine olursa olsun, bu seçimden galip çıkmak istiyor. Her türlü muahedeyi yaparak kendi cephesini güçlendirmeye çalışıyor. Lakin tüm eforları boşa çıkacak. Bayan düşmanlarını, LGBTİ+ düşmanlarını, demokrasinin karşısında olanları göndereceğiz. Bayan hareketinde var ettiğimiz tecrübe çok kıymetli. Bu tecrübe bize ışık tutacak. Tüm seçim mutabakatlarına karşın bayan ve LGBTİ+ düşmanlarını göndereceğiz’’.
‘BU TALEP CÜRÜM TEŞKİL EDİYOR’
Cinsel Şiddetle Çaba Derneği Avukatı Burcu Uçuran, ‘’Hak ihlali dolu devlet siyaseti çetelemizde bir kanun ya kontrat hakkında şahısların ya da kurumların keyfi olarak geri çekilme ve iptal taleplerinin yerleşmiş bir uygulama olduğu açık. Lakin bunun bir meşruiyeti var mıdır?’’ diye soruyor.
Uçuran, ‘’Kadınlar ve LGBTİ+’lar en temel gereksinimleri ve hakları için çaba ederken toplumun gerçeklerinden bu kadar kopuk açıklamaların ve taleplerin yapılabiliyor olması mevcut devlet siyasetlerinin bir sonucudur. Bunun hesabını kim verecek? Her an bir nefret kabahatine tanıklık ederken, müdafaa kararlarının varlığına karşın bayanlar öldürülürken ülkenin memleketler arası imajının düzeltilmesi için imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden taleplerle çekilmek yetmedi, artık de 6284’e husus getirildi. Bu talep açıkça bayanların ve LGBTİ+’ların hayatlarına, hayat hakkına yönelik bir kabahat teşkil ediyor’’ dedi.
İstanbul Sözleşmesi’ne ahenk yasası olan 6284’ün İstanbul Sözleşmesi’nin bir kesimi olduğunu hatırlatan Uçuran, ‘’Bu kanuna karşı çıkanlar da apaçık olarak bayanların şiddete maruz bırakıldıkları münasebetlerin içinde kalmaları ve fizikî, cinsel, ekonomik ve duygusal olarak şiddete maruz bırakılmaya devam etmelerini istedikleri için karşı çıkıyorlar. Devlet 6284’ü bırakın kaldırmayı, tam olarak uygulamaya, dataları açıklamaya başlamalı. Ne İstanbul Sözleşmesi’nden ne de 6284’ten vazgeçmiyoruz; özetle hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz’’ sözlerini kullandı.