UNESCO Dünya Miras Süreksiz Listesi’ne 2012 yılında dahil edilen Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’nde arkeolojik hafriyatlar devam ediyor. Anadolu’daki en düzgün korunmuş Zeus Tapınağı’na mesken sahipliği yapan antik kentte bulunan Penkalas Çayı’nda (Koca Çay) Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. Gökhan Coşkun başkanlığında yürütülen hafriyatta, mitolojide aşk ve hoşluk tanrıçası “Afrodit”, şarap rabbi “Dionysos”, yarı insan yarı ilah Herkül tasvirlerinin de bulunduğu onlarca mermer kesimine ulaşıldı.
Prof. Dr. Gökhan Coşkun, bu sene antik devirde yapılmış taşkın duvarları ile çayda enkazı günümüze kadar ulaşan üçüncü antik köprüye ilişkin mimari kalıntıları ortaya çıkarmaya çalıştıklarını söyledi.
Penkalas’taki hafriyatta irili ufaklı 70 heykel kesimi bulduklarını belirten Coşkun, “Bu mermer kesimler daha çok köprünün enkazının olduğu yerde karşımıza çıkıyor. Penkalas Çayı yatağının genelinde bu usul ağır ölçüde heykel modülüyle karşılaşmıyoruz” dedi.
PARÇALANMIŞ HEYKELLER BİN 700 YILLIK
Aizanoi halkının, Romalıların Hristiyanlığı kabul etmelerinin akabinde çok ilahlı inanca ilişkin heykelleri kırıp çaya attığını değerlendirdiklerini belirten Coşkun, parçalanmış heykellerin bin 700 yıllık olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Coşkun, Aizanoi halkının, Romalıların Hristiyanlığı kabul etmelerinin akabinde çok ilahlı inanca ilişkin heykelleri kırıp çaya attığını değerlendirdiklerini lisana getirdi.
Coşkun, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bugüne kadar elde ettiğimiz datalardan hareketle, bunların köprü yıkılmadan evvel köprüden ve kenardaki taşkın muhafaza duvarlarından yani rıhtım duvarlarından buraya şuurlu olarak atılmış olabileceğini düşünüyoruz. Bunu da Roma İmparatorluğu devrinde Hristiyanlığın kabul edilmesinden sonra eski çok ilahlı (pagan) dine ilişkin heykellerin parçalanıp bir ritüel, tahminen de bir şenlik formunda dere yatağına atıldıklarını kıymetlendirebiliriz.”
“Yeni kabul edilen tek ilahlı dinin gereği çok ilahlı dine ilişkin ilah, tanrıça heykellerinin kırılıp dere yatağına atıldığını düşünebiliriz.” (AA)