Avrupa’ya göç ederken ebeveynlerini kaybeden binlerce çocuk, gittikleri ülkelerde insan tacirleri ya da organ mafyasının eline düşüyor.
Kayıp çocukların fuhuş ve insan ticareti üzere yasa dışı işlerde kullanıldığı pek çok defa milletlerarası sivil toplum örgütleri tarafından belgelenmesine karşın bu vakte kadar kaç çocuğun kaybolduğu, kaçının hayatta olduğu ve nerede bulundukları tespit edilemiyor.
Sakarya Üniversitesi bünyesindeki Diaspora Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Zehra Hopyar, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü münasebetiyle, Avrupa’da kaybolan sığınmacı çocuklarla ilgili değerlendirmede bulundu. Hopyar, Avrupa’daki kayıp göçmen çocuk olaylarının 2015’teki mülteci kriziyle başladığını, son yıllarda Avrupa genelindeki refakatçisi olmayan çocuk sayısının büyük oranda arttığını belirterek, dezavantajlı kümedeki bu çocukların eğitim, besin, sıhhat üzere temel haklardan yoksun ömür sürdürdüklerini söz etti.
Avrupa’da insani şartlardan uzak yaşayan ve ailesiz büyüyen çocuk sığınmacıların güvenliğinin de bulunmadığına dikkati çeken Hopyar, her yıl binlerce çocuğun Avrupa sonları içinde kaybolduğunu söyledi.
Hopyar, şöyle devam etti: “2015’ten bu yana çok sayıda çocuk, Avrupa’ya geldikten sonra kayboldu. Bu sayı kaygı verici boyutlara ulaştı. Lost in Europe’un 2021’de yayımladığı raporda Avrupa’da 2018 ile 2020 ortasında 18 binden fazla göçmen çocuğun kaybolduğu belirtildi yani Avrupa’da günde 17 sığınmacı çocuk kayboluyor. Araştırmacılar, bu bahisteki dataların ekseriyetle eksik ve tutarsız olduğunu, bilgi toplama süreçlerinin resmi makamlarla işbirliğinden mahrum sürdürüldüğünü belirtiyor. Bu da bize gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu düşündürüyor.” (AA)