Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti (YİK) üyesi ve eski Meclis Lideri İsmail Kahraman, evvelki gün Rize’nin fethinin 561. yılı etkinliklerinde konuştu.
Şehirlerin kurtuluş yıldönümlerinin kutlanmasına karşı olduğunu söyleyen Kahraman, “Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu hasebiyle kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Küçüklük kompleksi verir, yanlıştır, bu türlü şey olmaz. Fetihler kutlanır. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve o denli gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niçin bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz” dedi. Kahraman’ın, Kurtuluş Savaşı’nı ve Anadolu’nun işgalini yok sayan bu açıklaması reaksiyon çekti.
“KOMPLEKSİN YANSIMASI”
Tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar, “Burada karşı karşıya olduğumuz şey, Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyeti yok sayma, reklam ortası olarak görme fikrinin devamından ibaret. Bu, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığından diğer bir şey değil” dedi.
Sevr’i geçersiz kılanın Kurtuluş Savaşı’nın muvaffakiyete ulaşması ve Lozan olduğunu vurgulayan Uyar, “26 Ağustos 1922 olmasaydı, 26 Ağustos 1071’i kutlayamazdık. Hatta bugün kutlamaların yapıldığı Malazgirt bile ülke topraklarının dışında kalacaktı. İstanbul’un yanı sıra İstanbul’dan evvel Osmanlı’ya başşehirlik etmiş Bursa ve Edirne de Yunan toprağı olacaktı. Fethi görüp kurtuluşu görmemek, en hafifinden Atatürk ve Cumhuriyete karşı duyulan kompleksin, Vahdettin’in ihanetini örtme gayretinin eseridir. Daha da değerlisi millet yerine hâlâ ümmet fikrinde olmanın açık yansımasıdır” sözlerini kullandı.