Saadet Partisi önderi Karamollaoğlu, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Karamollaoğlu, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin 6’lı masaya yönelik “Gelin, aday olarak Erdoğan’ın etrafında birleşelim” davetine ait “6 siyasi partinin önderi olarak bizlerden, ‘Cumhur İttifakı’na oy istiyorlar. Hani biz haindik, hani biz illet ve zillet ittifakıydık? Ne oldu artık? Halbuki şu seçim kaybetme korkusu ve iktidar nimetlerinden bir 5 yıl daha nemalanma isteği nelere kadirmiş? Dün ‘hain’ ilan ettikleriniz ile bugün dost olmayı, bugün ‘dostum’ dediklerinize de yarın ‘düşmanım’ diyebilmeyi siz, karakter edinmiş olabilirsiniz lakin kusura bakmayın bu, bizim siyasi anlayışımıza sığmaz. Siz kendinize yakıştırabilirsiniz ama bu, bize yakışmaz. Olmaz da haydi diyelim ki biz genel liderler, ‘Bahçeli’yi kırmayıp, Erdoğan’a birer tane oy verelim’ desek. Bu, kendilerini kurtarır mı zannediyorlar?” dedi.
“DÜZEN KESİNLİKLE DEĞİŞMELİ”
Karamollaoğlu, iktidarın ve vatandaşın gündeminin birbirinden farklı olduğunu belirterek, “Bir tarafta boş lakırdılar başka tarafta boş tencereler var. Bir tarafta bir avuç insan milyonlarca liralık ihaleleri paylaşırken başka tarafta milyonlarca insan 1-2 bin liralık borcunu dahi nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Bakınız, geçen günlerde milletlerarası yeni bir rapor yayımlandı. Özetle bu rapor, ‘Kriz, zenginlere yaradı’ diyor. Hani ‘Kriz yok’ diyenler var ya işte o ‘yok’ dedikleri kriz, kendilerine yaradığı için bu türlü söylüyorlar. Oxfam Raporu’na nazaran; Türkiye’de en güçlü 13 milyarderin serveti, nüfusun yarısının toplam servetinden daha fazla. 38,9 milyar dolara karşılık 38,5 milyar dolar. 13 kişinin varlığı, 44 milyon insanınkinden fazla. En varlıklı yüzde 1’in serveti ise en alttaki yüzde 90’ın servetinin 1,4 katı. Tam bir ‘Altta kalanın canı çıksın’ sistemi. Bu sistem, zulüm tertibidir ve kesinlikle değişmelidir” diye konuştu.
“MAKAS DEĞİŞTİRME ZAMANI”
Türkiye’nin yol ayrımında olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Adaletten iktisada, eğitimden sıhhate, tarımdan endüstriye, güvenlikten dış siyasete varıncaya dek bir makas değiştirme vakti çoktan gelmiştir. Çünkü bu trenin gittiği istikamet, yanlıştır. Karşıdan görünen ışığı, algılarla tünelden çıkış emaresi üzere göstermeye çalışsalar da görünen o ışık, karşıdan son hız gelen bir öteki trenin ışığıdır ve toslamaya ramak kalmıştır. Enflasyondaki baz tesirini ‘Enflasyonu düşürdük’ diye takdim etmeye çalışsalar da çarşı- pazarın durumu ortadadır. Çünkü fiyatlar, artık cep değil can yakıyor. Gerçekte olan şudur; enflasyon değil enflasyondaki artış suratı düştü ve bu bir muvaffakiyet değil bir başarısızlık öyküsüdür aslında. İktisat, bir doruktan aşağı süratle yuvarlanmaktayken, siz yalnızca seyrettiniz ve kendi kendine suratının kesilmesini beklediniz, demektir. Pekala sonuç? Sert bir formda yere çakılmak” dedi.