DİYARBAKIR – Diyarbakır Tabip Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Dyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK),Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Amed Şubeler Platformu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Diyarbakır Bölge Başkanlığı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi ve Rosa Kadın Derneği, 8 Haziran’da evlerine ve çalıştıkları kurumlara yapılan baskınlarla gözaltına alınan 20’si gazeteci 21 kişiye dair yazılı açıklama yaptı.
“Halkların haber alma hakkı engellenemez” başlığıyla yapılan açıklamada, soruşturma kapsamında birçok Kürt basın ajansına baskın düzenlendiği ve dosya hakkında gazetecilerin avukatlarına bilgi verilmediği belirtildi. Açıklamada, gazetecilerin serbest bırakılması talep edildi.
‘GÖZALTILAR SUÇLULAŞTIRMA POLİTİKASININ DEVAMIDIR’
8 Haziran’da gözaltına alınan gazetecilerin gözaltı süresinin 16 Haziran’a kadar uzatıldığı bilgisini paylaşan açıklamada, “Kürt basın emekçilerinin gözaltı gerekçesi ile ilgili hiçbir bilgi kamuoyu ve avukatları ile paylaşılmaz iken, bazı basın organlarında çıkan iddialar, Kürt basın emekçilerine yönelik geçmişten bugüne yürütülen itibarsızlaştırma ve suçlulaştırma politikasının bir devamıdır” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, anayasayla ve uluslararası birçok sözleşme ile güvence altına alınan basın özgürlüğünün açık ihlali niteliğindeki bu gözaltıların bir an önce son bulması istendi.
KEYFİ UYGULAMAYA KARŞI DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan ülkelerin başında geldiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “7188 sayılı kanunla kabul edilen 1.yargı paketi ile, TMK 7/2. maddeye eleştirinin ve haber verme amaçlı yayınların suç sayılamayacağına dair ekleme yapılmış olmasına rağmen, bugün gazetecilerin –yaptıkları tv programları- iddiasıyla gözaltında tutulması, kanunilik ilkesinden uzak keyfi bir uygulamadır. Kürt basın emekçilerine yönelik bu gözaltı işlemleri yargı tacizinin sürdürülmek istendiğini göstermektedir. Yetkilileri gazetecilik mesleğini ve haberi suç gören, gazeteciyi hedef gösteren anlayıştan vazgeçmeye, Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ile basın örgütlerini 21 Kürt basın emekçisinin gözaltına alınmasına karşı daha güçlü bir dayanışma göstermeye davet ediyoruz.”
(DUVAR)