Isparta’da okumadan imzaladığı belge ile 4 katlı evinden oldu

Isparta’da ikamet eden 74 yaşındaki Hasan Gökcen’in 17 yıl önce okumadan imzaladığı belge nedeniyle 4 katlı evini kaybettiğini ileri sürdü.

2005 yılında mobilya imalatçısı T.A.’dan 1 yıllık malzeme karşılığında 4 katlı evini teminat gösteren Gökcen, Isparta Tapu Sicil Müdürlüğü’nde düzenlenen ipotek senedine imza attı.

Yaklaşık 1 hafta sonra imzaladığı belgenin bilgi dışında doldurulduğunu iddia eden Gökcen, yaklaşık 150 bin lira borçlu gösterildiğini iler sürdü.

67 bin liralık borcunu T.A.’ya ödediğini belirten Gökcen, 150 bin TL borçlu gösterildiği olayı ile ilgili savcılığa başvuruda bulundu.

Valilik, müfettiş talebinde bulundu

Bu dönemde benzer şikayetleri de değerlendiren Isparta Valiliği, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili müfettiş talebinde bulundu.

Yapılan incelemede dönemin tapu müdürü ve 5 personeli hakkında soruşturma başlatıldı.

Tapu müdürü, görevinden uzaklaştırıldı

Soruşturma sonunda tapu müdürü görevinden uzaklaştırıldı. Olayla ilgili ağır ceza mahkemesinde dava açıldı.

Tutuksuz yargılanan tapu müdürü ve 5 personel çeşitli cezalara çarptırılsa da Yargıtay’a gönderilen dosya bugüne kadar karara bağlanmadı.

T.A.’ya, sahte evrak düzenleme suçundan ceza verildi

Hasan Gökcen, soruşturma kapsamında açılan davaya kendisi de şikayetçi olarak dahil olmak istedi ancak kabul edilmedi.

Süreç devam ederken, evinin icradan satılmasını önlemek isteyen Hasan Gökcen, borçlu gösterildiği T.A.’ya 2007 yılında 150 bin TL ödeme yapıp imzalı ibraname aldı.

O dönem T.A., iddiaya göre parayı almasına rağmen ibranamedeki imzanın kendisine ait olmadığını söyleyerek Hasan Gökcen hakkında suç duyurusunda bulundu. İmza üzerinde yapılan uzman incelemesinin birinde imzanın T.A.’ya ait olduğu, diğerinde T.A.’ya ait olmadığı belirtildi. Bunun üzerine Hasan Gökcen’e ‘sahte evrak düzenlemek’ suçundan ceza verildi.

Ev 3 kez el değiştirdi, aile çıkmayı kabul etmedi

2008 yılında, T.A.’nın başvurusu üzerine icra müdürlüğü tarafından yapılan ihaleyle Hasan Gökcen’in evi 123 bin TL bedelle satıldı.

Savcılığa 11 kez suç duyurusunda bulundu

Hasan Gökcen, haklılığını kanıtlamak için 11 kez savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık ticari bir olay olduğunu ve hukuk mahkemelerince görülmesi gerektiğini belirterek, suçlama hakkında ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı verdi.

2018 yılında Hasan Gökcen’in şikayetini değerlendiren bir savcının Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmak üzere hazırladığı iddianame kabul edildi.

Yapılan duruşmada söz konusu ipotek işleminde atılan imzanın müştekiye ait olduğu ve tapu dairesinde imzalandığı, müştekinin hukuk mahkemelerinde bir sonuç alamadığı için bu yola başvurduğu kanaatine varılarak sanıklar hakkında beraat kararı verilip duruşma sonlandırıldı.

18 kişilik aile, dava kaybedilirse ortada kalacak

Çaresiz kalan Hasan Gökcen ve ailesi Adalet Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda bakanlık ve kuruma şikayet dilekçesi gönderdi.

3 oğlu ve ailesiyle 4 katlı evde oturan Hasan Gökcen, tahliye edilme korkusu ile yaşıyor. Evin tahliyesi için görülecek davayı kaybetmeleri halinde 18 kişilik aile, ortada kalacak.

“Resmi senet yazan evrakla beraber bana 3 değişik kağıda imza attırdılar”

“Şahıs ertesi gün tekrar gelerek ipotek işlemleri için tapuya başvuru yapacağını belirterek, benden 1 adet vesikalık fotoğraf ve kimlik bilgilerimi aldı. Birkaç gün sonra imza için tapu müdürlüğüne çağrıldım. Müdürün odasında birbirine ataçla tutturulmuş en üstte ‘resmi senet’ yazan evrakla beraber bana 3 değişik kağıda imza attırdılar. Ben ‘Bu senette bir şey yazmıyor’ dediğimde o dönemin tapu müdürü ‘Prosedür böyle, benden iyi mi bileceksin’ diye baskı yapınca okumadan 3 evrakı da imzaladım. Daha sonraki gün T.A.’yı aradım ve telefonuma bakmayınca kuşkulandım. Tapu müdürü ile görüşmeye gittim. Benimle görüşmek istemeyince bir oyuna getirildiğimi anladım.”


“Evimi geri istiyorum”

Ben adalet istiyorum. Tapu müdürü ile iş birliği içerisinde kaybettiğimiz evimi geri istiyorum. Yetkililer bu konuyu araştırıp doğru karar verilsin istiyorum.”

“Ne huzurumuz kaldı ne sağlığımız”

Eşi Fatma Gökcen ise 17 yıldır her kapı çaldığında icra memurları geldiğini sanarak korku ile yaşadığını belirterek şu sözleri kaydetti:

“Yalnız başıma evde kalamaz oldum. Sürekli panik atak yaşıyorum. Yalnız başıma odada namaz bile kılamıyorum. Sanki biri arkamdan gelip boğazımı sıkacakmış gibi hisse kapılıyorum. Ne huzurumuz kaldı ne sağlığımız. Bizi bu durumlara düşürenleri Allah’a havale ediyorum.”

“Hukuki süreçte derdimizi kimseye anlatamadık ve ortada kaldık”

Gökcen’in oğlu Mustafa Gökcen, babasının evrakı imzaladığı gün kendisinin de tapu dairesinde hazır bulunduğunu ve kesinlikle borç karşılığı değil, teminat için işlem yapıldığını, babasının anlattığı gibi tapu müdürünün telkini ile evrakın imzalandığını anlattı.

Mustafa Gökcen, “Hukuki süreçte derdimizi kimseye anlatamadık ve ortada kaldık. Yargıtay’daki dosya 8 senedir çözüme kavuşturulmadı, öyle bekliyor. Bu dosya tapu müdürünün işlediği suçla alakalı, karar olmayınca yerel mahkeme de değerlendiremiyor. 18 kişilik 3 aile, biz nereye gidelim kardeşim? Türkiye bir hukuk devleti biz de hissemize düşen adaletten istiyor, yetkililerden sorunumuza çözüm bulmaları konusunda yardım bekliyoruz.” diye konuştu.

“İnşallah yanlış hesap Bağdat’tan döner”

Ailenin avukatlığını yapan Ertekin Kök süreci baştan beri takip ettiğini, ortada bariz bir hukuk hatası yaşandığını belirterek, şunları söyledi:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir