Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sınırlarımızı 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik hattıyla koruma altına alma kararlılığımızı adım adım hayata geçiriyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ege Bölgesi’ndeki en büyük birleşik müşterek fiili atışlı arazi tatbikatı EFES 2022’nin “Seçkin Gözlemci Günü”ne katıldı.
Konuşmasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TSK mensupları, dost ve müttefik ülkelerin temsilcilerini selamlayarak başlayan Erdoğan, EFES 2022’nin “Seçkin Gözlemci Günü”ne katılmaktan memnuniyet duyduğunu, Türkiye’nin ev sahipliğinde 37 ülkeden yaklaşık 10 bin askeri personelin katılımıyla 20 Mayıs’tan beri icra edilen tatbikata katkı verenlere teşekkür etti. Tatbikat programındaki savunma sanayisi sergisinde yer alan silahların, araçların ve sistemlerin Türkiye’nin bu alanda ulaştığı noktayı gösterdiğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Savunma sanayisinde sahip olduğumuz her türlü imkan ve kabiliyeti, dostlarımızla ve müttefiklerimizle paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkeyiz. Dünyanın siyasi, ekonomik, askeri, sosyal açıdan köklü bir yeniden yapılanma sürecinden geçtiği bir dönemde, bu tür iş birlikleri çok daha büyük bir önem kazanmaktadır. Türkiye, terör örgütleriyle ve düzensiz göçle mücadele gibi dünyanın en kritik sınamalarını başarıyla vermeyi sürdürüyor.
Bunun yanında Kafkaslardan Afrika’ya, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar her yerde barışın, istikrarın, güvenliğin tesisi konusunda kimsenin inkar edemeyeceği gayretler sarf ediyoruz. İnsani yardımlar konusunda da milli gelirimize göre oranlandığında dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Tüm bu tablo içinde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz özel bir yere sahiptir. Kahraman ordumuz, sınır güvenliğimizden sınır ötesi harekatlarımıza, terörle mücadeleden NATO ve ikili anlaşmalar kapsamında yürüttüğümüz uluslararası görevlere kadar her alanda verdiği başarılarla göğsümüzü kabartıyor.”
“PKK/YPG ile de sadece biz mücadele ettik”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütü PKK/YPG’den DEAŞ’a kadar dünyanın en tehlikeli silahlı terör örgütleriyle yürüttüğü mücadelede elde ettiği sonuçların benzerinin olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Suriye’de, herkesin yol açtığı tehdide dikkati çektiği ancak fiilen sahaya girip mücadele etmeye yanaşmadığı DEAŞ’a karşı ilk ve tek harekatı biz gerçekleştirdik. Aynı şekilde hem ülkemizin hem de komşularımızın toprak bütünlüğüne, milli birlik ve beraberliğine, egemenlik haklarına tehdit oluşturan PKK/YPG ile de sadece biz mücadele ettik.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başarıyla tamamladığı 2016’daki Fırat Kalkanı, 2018’deki Zeytin Dalı, 2019’daki Barış Pınarı ve 2020’deki Bahar Kalkanı ve devam eden Pençe harekatlarını hatırlatarak “Sınırlarımızı 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik hattı ile koruma altına alma kararlılığımızı adım adım hayata geçiriyoruz. Türkiye’nin bu meşru güvenlik politikası, terör örgütlerini sadece bizim sınırlarımızdan uzaklaştırmakla kalmıyor, komşularımızın da huzuruna ve istikrarına katkıda bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Ülkemizin sınırları dibinde terör koridorları kurulmasına asla izin vermeyeceğimizi, bunun için güvenlik hattımızın eksik kalan kısımlarını mutlaka tamamlayacağımızı burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Hiçbir gerçek müttefikimizin ve dostumuzun da ülkemizin bu meşru güvenlik kaygılarına karşı çıkmayacağını, bilhassa da tercihini terör örgütlerinden yana kullanmayacağını umut ediyoruz. Müttefiklerimizden ve dostlarımızdan bu konudaki meşru endişelerimizi anlamalarını ve saygı göstermelerini beklemek en tabii hakkımızdır.”
“Yunanistan’ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dünyada barışın ve istikrarın ne kadar kırılgan ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdiğini vurguladı. Bölgede yaşanan çatışmalar ve potansiyel tehditler nedeniyle NATO ittifakının birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğuna işaret eden Erdoğan, “Böyle kritik bir dönemde Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta ülkemizin uluslararası anlaşmalara dayalı haklarına ve çıkarlarına yönelik tehditler içeren stratejilere tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz.” diye konuştu.
“Halbuki bu tür konuların iç politikaya yönelik şımarıklıkları kaldırmayacak kadar hassas olduğunun ve ağır sonuçlar doğurabileceğinin sayısız örneği, önümüzde durmaktadır. Ülkelerinin kaynaklarını, enerjilerini ve vakitlerini asla güçlerinin yetmeyeceği hayallerle heba edenler, tarih önünde bunun hesabını mutlaka verecektir. Bu vesileyle bir kez daha Yunanistan’ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum. Özellikle bu millet kararlıdır ve bu millet bir şey söylerse ardını da takip eder.”
(Sürecek)