Sözcü gazetesi muharriri Aytunç Erkin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim için 14 Mayıs tarihini işaret etmesini Altılı Masa için ‘gollük pas’ olarak yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün seçimler için, Demokrat Parti’yi 1950’de iktidara taşıyan 14 Mayıs tarihini işaret etti.
Sözcü müellifi Aytunç Erkin bugünkü yazısında 14 Mayıs tarihini kıymetlendirdi. Erkin, Erdoğan’ın bu tarihle Altılı Masa’ya ‘gollük pas’ verdiğini kaydetti.
Erdoğan’ın dünkü küme toplantısındaki ‘Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950’de ‘yeter kelam milletin’ demiş ve sandıktan büyük bir zaferle çıkmıştı. Milletimiz 73 yıl sonra bir kere daha birebir gün 6’lı masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına kâfi diyecektir’ kelamlarını ve daha öncesinde AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın ‘14 Mayıs’ın sembolik bir değeri vardır. 14 Mayıs 1950 tarihi Türkiye’de ‘Yeter kelam milletindir’ diyen Demokrat Partinin iktidara geldiği tarihin ismidir. 27 yıllık tek parti iktidarına karşı, CHP’nin sultasına, diktasına karşı Anadolu ihtilalinin ismi 14 Mayıs’tır’ kelamlarını hatırlatan Erkin, şöyle devam etti:
“AKP, AKP’ye mi karşı?”
Anlamadım. Bu seçimde AKP, AKP’ye mi karşı? Soruma şaşırmayı.! Demokrat Parti’nin ‘tek parti iktidarına’ karşı kazandığı ‘zafer’ üzerinden yürütülecek kampanya, ‘Tek partinin 20 yıllık iktidarını’ değiştirmek isteyen muhalefetin kampanyasına dönüşmeyecek mi? İletişim yanlışı mı yoksa şuurlu mi? Eğer şuurluysa artık de Erdoğan, CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu ve masaya gollük pas vermedi mi?
“Kılıçdaroğlu 14 Mayıs 1950’yi ‘demokrasi zaferi’ olarak gören çizgide”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni CHP’ üzerinden ‘tek parti dönemini’ eleştiren, 14 Mayıs 1950 tarihini ‘demokrasi zaferi’ olarak gören ve ‘helalleşmeyi’ savunan çizgide olduğunu söz eden Erkin, şöyle devam etti:
’10 Ocak’taki konuşmasında da ‘Yeni CHP’yi anlatmıştı Kılıçdaroğlu:
‘(…) Biz CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık, kan kusup kızılcık şerbeti içtik fakat değişmeyi bildik ve başardık. Önce biz özgürleştik, sonra da özgürlükçü olduk. Biz bu türlü yaptık; statükoyu bıraktık… Peki, Erdoğan ne yaptı? Eleştirdiği her şeye, dün eleştirdiği her şeye artık şahsen kendisi dönüştü. Biz hangi yanlışları terk ettiysek, artık saray tam odur. Statükocu, anti reformcu, anti özgürlükçü Kenan Cihan başına geldiler bunların tamamı, Kenan Cihan’ın hizasındalar.’
Ayrıca; masanın başka ayaklarının Menderes çizgisini savunduklarını herkes biliyor ve hatta koltukta Gültekin Uysal’ın DP’si var.’