Polis Soylu’nun intiharının tek sebebi mobbing ve hakaret’

İZMİR– Şırnak’ta Vali koruması olarak görev yapan özel harekat polisi Alpaslan Soylu, 9 Haziran günü kaldığı evde beylik tabancası ile kendini vurdu.

Yaralı halde bulunan Soylu’nun bir el bombasının pimini de çekerek masaya bırakması nedeniyle sağlık müdahalesi gecikirken, bombanın etkisiz hale getirilmesi sonrası yaralı polis memuru hemen hastaneye kaldırıldı. İki gün yaşam mücadelesi veren Soylu, tüm müdahalelere rağmen vefat etti.

ARKADAŞINA NOT BIRAKTI: ‘AĞIR CÜMLELERİ DAHA FAZLA KALDIRAMAYACAĞIM’

İntiharına ilişkin ayrıntıların yer aldığı notu meslektaşlarına mesaj olarak atan ve yaşadıklarını anlatan Soylu’nun mektubu mobbing iddialarını doğrular nitelikte. Soylu mesajında şu ifadelere yer verdi; “Şube müdürümüz M. başkomiser, Sayın Vali’mizin CAT kıyafeti ile çalışmamızı uygun gördüğünü belirtmem sonrası bana, orada ‘Özel harekata bir dansöz kıyafeti giydirmediğiniz kaldı, zaten yakında üstünüzdekileri çıkarıp dom.. da derler size, onu da yaparsınız’, sonrasında Vali de ‘Bu kadar gö.ü korkuyorsa gelmeseydi Şırnak’a’’ dedi. S. komiserimizin bir suçu günahı yok, ama konuşmalar sırasında içerdeydi, bu hakaretlerin hepsini duydu. Arkadaşlarımın anne, bacılarına ettiği küfürler dahil. Şahitlik edip etmemek kendisine kalmış ama inkâr ederse ona da hakkım helal değil. Yaratan Rabbimiz, intihar eden beni ve cümlesini affetsin, dua edin. Ben, aç susuz yaşarım ama onuruma, şerefime, davama yapılan aşağılama ile yaşayamam”

Soylu, yazdığı bu notun yanı sıra
arkadaşlarına mesaj gönderdi

Notunun il emniyet müdürü ve valiye ulaşmasını istediğini de belirten Soylu, “A. gardaşım, bu mesajı sana atıyorum, çünkü bizim teşkilatta birtakım şeylerin üstü insanların nefisleri ve dünya kaygıları nedeni ile örtülüyor. Senden ricam, başta Sayın Vali’miz ve İl Emniyet Müdürümüze konunun ulaşmasıdır” dedi. Daha fazla dayanamadığını vurgulayan Soylu, “Beni kimsenin bu kadar aşağılamasına, küçük düşürmesine izin vermem. Onursuzca ithamlarla yaşamaktansa ölmek yolunu seçtim. Varsa benden yana hakkım, size helal. Y.A. İ.. ve M. başkomiser hariç; onlarla ahirette hesaplaşacağız” ifadelerini kullandı.

‘NOTU İHBAR KABUL EDECEK MİSİNİZ?’

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuyu Meclis’e taşıdı. Süleyman Soylu’nun yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren Bakan, polis intiharlarına dikkat çekti. Bakan, Soylu’ya şu soruları yöneltti: “Hayatının baharında, mesleğini severek yapan polis memuru Alpaslan Soylu, bu mesajı yazmış, arkadaşlarına göndermiş ve intihar etmiştir. Alpaslan Soylu’nun bu mesajda yazdıklarını ihbar kabul edecek misiniz? Alpaslan Soylu’nun mesajında anlattıklarıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapacak, tahakküm kuran, küfür ve hakaret dahil personele kötü davranan ve mobbing yapan amirler hakkında soruşturma başlatacak mısınız? Polislerimizi canından bezdiren, onları hayatlarından vazgeçecek raddeye getiren, intihara sürükleyen sebeplerin başında amir tahakkümü ve mobbing geldiği, bırakılan mektuplarda da mesajlarda da açık açık yazıldığı üzere ortadadır. Bakanlığınız bu konuda ne zaman harekete geçecektir?”

Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer

EMNİYET SEN BAŞKANI SEZER: TEK AÇIKLAMA YAPILMIYOR

Uzun yıllardır emniyet içindeki mobbing iddialarını araştıran ve hakkında defalarca soruşturma açılan Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, Soylu’nun intiharını değerlendirdi. Mobbing iddialarının doğru olduğunu düşündüğünü dile getiren Sezer “Bir tarafta bir mektup yazmış bir insan var. O mektubun doğru veya yanlış olduğunu ispatlayacak kişi artık yok. İntihar etmiş. Mektupta bahsettiği sebeplerden dolayı canına kıydığını söylüyor. Onun bu beyanını esas kabul ediyoruz. Canına kıyacak duruma gelmiş bir insanın iftira atacak hali yok. Mektupta bahsedilen şahitler de var. Demek ki mobbing iddiası doğru. Bu intiharın tek sebebi mobbing ve hakaret. O çocuğu intihara sürükleyen o hakaret içerikli sözlerdir” dedi.

Olaya ilişkin yetkililerden halen kayda değer bir açıklama yapılmadığını da belirten Sezer, “O ilin valisinin koruması bu çocuk. Yazdığına göre şube müdürü sadece polis memurlarına değil, o ilin valisine de küfür ediyor. İki gün boyunca valiliğin açıklamalarına baktım. Herhangi ciddi bir açıklama yok. Bu durum devlet ciddiyeti ile bağdaşmıyor. Ortada bir mektup var. Bu mektuptan dolayı bir kaos oluşmuş. Olayın araştırıldığına dair bile tek bir açıklama yapılmıyor” diye konuştu.

‘SORUŞTURMA AÇILIP AÇILMADIĞINI BİLE BAKAN YARDIMCISI İLE MİLLETVEKİLİ ATIŞMASINDAN ÖĞRENİYORUZ’

Daha önce intihar eden polis memurlarının da arkasında benzer notlar bıraktığını ifade eden Sezer, halen bir girişimde bulunulmamasına tepki gösterdi: “İnsanlar artık mektup yazıyor. Bu ilk mektup değil. Gencecik, bir buçuk yıllık polis memuru olan kızcağız da mektup yazıp intihar etmişti, emekliliği gelmiş 50 yaşındaki polis de mektup yazıp intihar etmişti. Defalarca bu mektuplarda intiharların nedenleri açık açık anlatıldı. Siz ne yapıyorsunuz? Hiçbir şey. Soruşturma açılıp açılmadığını bile bir bakan yardımcısı ile bir milletvekili arasındaki atışmadan öğreniyoruz. Kendi aranızdaki atışmanın mezesi mi yaptınız polisin canına kıymasını? Soruşturma açtın da ne oldu? Neden bir açıklama yok? Bu ülkede neden bilgi verme kültürü ortadan kaldırıldı?”

‘CANLARDAN ‘ORAN’ DİYE BAHSETMEYİ BIRAKIN’

Son dönemde emniyet teşkilatında intiharı önlemeye yönelik yapılan çalışmalar sonrası “intihar oranlarının düştüğü” yönünde basına yansıyan haberlere de tepki gösteren Emniyet Sen Başkanı Sezer, “Oran düştü diyorlar. Ne oranını düşürdünüz? Hayırdır, enflasyon oranını mı düşürdünüz? Canlardan ‘oran’ diye bahsetmeyi bırakın. Yıllardır söylüyoruz. Bir candan oran olarak bahseden bir kurum var ise orada insani duygu yoktur. O nedenle hiçbir önemin yoktur ve göz ardı edilebilirsin” diye konuştu.

Son beş yılda emniyet içerisinde kaç kişinin canına kıydığı, kalp krizi, kanser, trafik kazası nedeniyle hayatını kaybettiği ve psikolojik tedavi altına alındığı yönündeki sorulara halen cevap verilmediğine dikkat çeken Faruk Sezer, şöyle devam etti: “Bu sorulara dürüst bir şekilde araştırılıp cevap verildiğinde çözüm de ortaya çıkacaktır. Bu soruların cevabı gerçek manada araştırıldığında teşkilatın keşmekeş halde olduğu ortaya çıkacaktır. Bu ölümlerin tamamının veya tedavi altına alınmaların tamamının net bir şekilde emniyet teşkilatının sisteminin bozukluğundan kaynaklı olduğu ortaya çıkacaktır. Bunlar gerçekten araştırıldığı zaman çözüm bulunabilir. Aksi takdirde yarın Alpaslan unutulacak, sonraki gün Ali gelecektir, Hasan gelecektir. Her intiharın arkasına da bir bahane üretilecektir. Borç, psikolojik sorun, ailevi problemler, bahaneler hep aynı. Bırakın mektubu destan yazsa kimse teşkilatın içerisindeki sorunlardan bahsetmiyor. Bunları yıllardır söylüyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir