Bavyera’daki Isar 2, Baden-Württemberg’deki Neckarwestheim 2 ve ülkenin kuzey batısında yer alan Emsland nükleer santralinin işletmecilerinin yaptıkları açıklamaya nazaran, bu üç nükleer santralde cumartesi gecesi saat 12:00’den evvel tüm reaktörler devre dışı bırakıldı. Böylelikle, Almanya’da elektrik üretiminde nükleerden çıkış süreci tamamlandı.
Söz konusu nükleer santraller artık elektrik şebekeye bağlı olmazken, bu santraller geçen yıl ülkenin güç gereksiniminin yaklaşık yüzde 6’sını karşılamıştı.
Alman haber ajansı DPA’ya açıklamada bulunan Almanya Etraf Bakanlığı Nükleer Güvenlik Departmanı Lideri Gerrit Niehaus, “Yasalara uygun olarak çalışıyoruz ve 16 Nisan’dan itibaren nükleer elektrik işletmeciliğinin cezai bir kabahat olacağı açık.” sözünü kullandı.
Nükleer karşıları, ülkede üç reaktörün kapatılmasını bir zafer olarak görürken, iş dünyası, Avrupa’nın güç kaynaklarının istikrarlı olmadığı ve dünyanın fosil yakıtlardan kurtulmaya çalıştığı bir devirde reaktörlerin kapatılmasını “çılgınlık” olarak nitelendirmişti.
Ülkede nükleer gücün sona ermesiyle birlikte bu bahiste tehlikenin sona erdiğine dikkat çekilirken Fransa ve İsviçre üzere ülkelerdeki nükleer tesislerin ülkeye yakın coğrafyada yer alması da sızıntı telaşlarının sürmesine neden oluyor.
Elektrik şebekesiyle kontağı kesildikten sonra reaktörün yaklaşık on beş dakika içinde kapatılması gerekiyor. Bundan sonra reaktör “soğutularak, sistemdeki sıcaklığın yaklaşık on iki saat içinde ortam sıcaklığına düşürülmesi gerekiyor. Kapatma sürecinden yaklaşık dokuz saat sonra soğutma kulesi üzerinde artık buhar görülmüyor.
SANTRALLER SÖKÜLECEK
Ülkede nükleer güçten çıkıştan sonra bile yüksek riskli teknolojiyle gayretin zorlukları devam ediyor. Alman hükümetinin önünde devre dışı bırakılmış 30’a yakın nükleer santrali sökmek üzere güçlü bir vazife de bulunuyor.
Bir nükleer santralin sökülme süreci yaklaşık 15 yıl sürüyor. Öte yandan, Alman yetkililer, çok uzun yıllar ölümcül olabilen radyoaktif atıkların depolanması için de şimdi kesin bir tahlil bulabilmiş değil.
FUKUŞİMA NÜKLEER FACİASININ ETKİSİ
Almanya’da onlarca yıl süren nükleer zıddı protestoların akabinde 2011’de yaşanan Fukuşima nükleer faciası ülkede nükleer güce karşı eylemeleri hızlandırdı.
Eski Başbakan Angela Merkel periyodunda, nükleer güç kaynaklı risklerin inançlı biçimde denetim edilemeyeceği gerekçesiyle nükleer enerjiyi terk etme kararı alındı. Hükümet, nükleer santralleri devre dışı bırakma kararı sonrası Rusya ile güç muahedeleri yaptı.
Söz konusu facia sonrası nükleer güçten çıkış yasası uyarınca, 2021’de 30 yıldır faal olan üç nükleer santral kapatılmış ve faal durumdaki son üç nükleer güç santralinin de 2022 sonuna kadar kapatılacağı duyurulmuştu. Fakat Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrası yaşanan güç krizi derinleşince hükümet kapatma kararını ertelemişti.
Nükleer santrallerin ömrünün uzatılması koalisyon ortakları ortasında tartışmalara yol açmasının akabinde Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 17 Ekim 2022’de bakanlara ülkenin kalan üç nükleer santralini nisan ayı ortasına kadar çalışır durumda tutmaları talimatını vermişti.
Son üç nükleer santralin dün gece devre dışı kalmasına karşın Alman hükümeti güç arz güvenliğinin garanti altında olduğunu belirtti
Ülkede nükleerden kaynaklanan açığın yenilenebilir güçle kapatılması bekleniyor.