Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi 29. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, halkın yaşadığı geçim zorluğunu, refahında ortaya çıkan azalmayı mutlaka telafi edeceklerini savundu. Erdoğan, enflasyonda iyileşmede hedef değiştirdi. 3 Aralık 2021’de “4-5 aya toparlanacağız, 6 ay sonra ise meyvelerini yiyeceğiz” diyen Erdoğan, bu sefer 2023 Mart’ı işaret etti. Erdoğan bugünkü açıklamasında “Aralık ve Ocak gerçekleşmeleriyle enflasyonun sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren önemli ölçüde geride bırakmış olacağız” ifadelerini kullandı.
Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarına etkisine işaret eden Erdoğan, “Ortaya çıkardığı ağır fatura olmasaydı programımızın meyvelerini içinde bulunduğumuz aydan itibaren toplamayı planlıyorduk. Mücbir sebepler bu tarihin yılbaşı sonrasına kaymasına sebebiyet vermiştir. Ama programımızdan da çalışmalarımızdan da en küçük bir geri adım atmak olmayacaktır” diye konuştu.
Ekonomik dalgalanmaları kabul eden Erdoğan, “Bugün ülkemizde, küresel Emtia fiyatlarındaki yükseliş kendi küçük hesapları uğruna fiyatları artışlarını körükleyenlerin sebep olduğu belirsizlik, dövizdeki istikrarsızlık gibi faktörlerin yol açtığı denge gibi sorunlar vardır. Biz buna bardağın boş tarafı diyoruz. Bardağın dolu tarafında ne var. 20 yılda 3,5 trilyon dolarlık yatırım yapan her alanda güçlü altyapıya sahip ülke var. 243 milyar doları yakalayan ihracatçılarımızın başarıları var.” diye konuştu.
Erdoğan’ın satırbaşları şöyle:
İş insanlarımızı gönülden tebrik ediyorum. Az önce ödülleri takdim edilmiş tüm firmalara, bundan sonra da bu süreci başarılarla devam ettirmesini diliyorum. Mayıs 2022 itibarıyla 12 aylık bazda ihracatımızı 243 milyar odlara yükseltmeyi başardık. İnşallah her geçen ay bu oranı daha da yukarı taşıyacağız. 214 ayrı ülkeye yaptığı ihracatla bayrağını her yerde dalgalandıran bir ülke haline gelmiştir.
Bu tablo yüksek katma değerli ürünleri ihraç etme hedefine adım adım yaklaştığımıza işaret ediyor. Bu tablo ülkemizi yatırım, istihdamla büyütme doğrultusunda emin adımlarla yürüdüğümüzün kanıtıdır. Bu başarıyı daha da ileri taşımak için elimizden geleni yapacağız.
Yerli otomobilimiz TOGG’un hikayesi bunun en somut örneğidir. Kapasite artırımı gibi yöntemlerle üretimini artırmak isteyen herkese destek olacağız.
Bizim tek gayemiz ülkemizin üretimini, istihdamını artırmaktır. Aksini iddia edenler farklı niyetlere sahiptirler. Üretim ve ihracat yolunda adım atan herkesin yanındayız. Siz yeter ki planınızı ve projenizi samimiyetle ortaya koyun, diğer tüm sorunları birlikte çözeriz.
Dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren 100 bin ihracatçımızın her birini aynı zamanda gönüllü diplomatik elçimiz olarak görüyoruz. Sizlerin azmi ve becerisi sayesinde küresel meydan okumalar karşısında daha güçlü bir duruş sergileyebiliyoruz.
Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline hep birlikte getireceğiz. İşte o zaman büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında daha üst bir safhaya geçmiş olacağız.
2023 hedeflerimizi ilk söylediğimizde birileri bize dudak bükerek bakmıştı. Yaşadığımız onca hadiseye, maruz kaldığımız onca tehdide, önümüze kurulan onca tuzaklara rağmen hedeflerimizin yarısını hayata geçirdik.
Ülkemize ve milletimize olan inancın yanında, elimizde gayet sağlam araçlar ve imkanlar var. Son 20 yılda ülkemizin ihracatını 6 kat, ihracatçı sayısını 4 kat artırmış bir ülkeyiz.
Yaklaşık 2,5 yıldır etkili olan küresel sağlık krizi dünyadaki üretim ve tedarik merkezlerinin yeniden şekillenmesini zorunlu hale getirdi. Bu konuda ilk öne çıkan ülke Türkiye’dir.
2023 hedefimize doğru giderek artan bir hızla yaklaşıyoruz. Rabbim, bu süreçte ülkemizin önüne bir kaza, bela, musibet çıkarmadığı, milletimizi siyasi, sosyal, ekonomik istikrarsızlıklarla imtihan etmediği sürece hedeflerimize ulaşmamızın önünde bir mani görmüyoruz.
Dün Van’da meydana gelen depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor, rabbim bizi her türlü afetten korusun diliyorum.
Her alanda bu seviyeye kolay gelmedik. İlmek ilmek dokuyarak bu altyapıyı kazandırdık. Gazi Mustafa Kemal’in muhasır milletler seviyesine taşıma hedefini yerine getiren biz olduk. Sadece kendi vatandaşlarına değil, tüm dostlarına güven veren Türkiye için çok çalıştık. Sevr sevdalılarının, manda heveslilerinin ülkeyi teslim alma gayretlerine fırsat vermedik. Vesayetten darbeye nice oyunu boza boza ülkemizi büyüttük, özgürleştirdik. Ülkemizin Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ortaya çıkan pastadan en az payı almasını sağlayan kirli oyunlarla boğuştuk. Kendi refah ve güvenlikleri haricinde hiçbir şeyi umursamayanların dayatmalarını aşarak ülkemizi büyüttük, güçlendirdik. Cudi’de Gabar’da Bestler Deresi’nde ezdik, inlerine girdik, gire gire yolumuza devam ediyoruz. Bölücü terör örgütüne en ağır darbeleri indirdik. Sınırımızın ötesinde ne işimiz var diyenlere sınır ötesinde kim olursa olsun oralara girmeye gitmeye varız dedik. Pençe Kilit harekatıyla da teröristlerin inlerine girmeye devam ediyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Döktükleri her damla kanın hesabını teröristlerden soruyoruz. Terörün siyasi uzantılarıyla da hukuk mücadelesini sürdürüyoruz.
Dört vatan evladının yüreğimizi yaktığı bir günde bölücü örgütün uzantılarının İstanbul’da polisimize saldırmaları kalleşliktir, kanı bozukluktur, namuzsuzluktur. Ben inanıyorum ki milletvekilliği dokunulmazlığı hiç kimseye teröristi övme hakkı tanımaz. Dünkü alçaklığın faillerine bunun bedelini yargı önünde ödeteceğiz. Türkiye terörün her türlüsüyle mücadelesini eninde sonunda zafere ulaştıracaktır.
Bölücü terör örgütüne ağır darbeler indirdik. Suriye’de düzenlenen operasyonlarla terör koridorunu yerle bir ettik. Şu an Irak’ta devam eden Pençe Kilit Harekatı ile de teröristlerin inlerini yerle bir ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Döktükleri her damla kanın hesabını teröristlerden misliyle soruyoruz.
Bugün ülkemiz bölgesindeki ve dünyadaki her gelişmeye, kendi penceresinden bakıyor, kendi menfaatlerine ve hedeflerine göre tavır geliştirebiliyorsa her alanda verdiği işte bu mücadele sayesindedir. Dünyadaki her türlü siyasi, ekonomik, askeri, sosyal gerilim elbette bizi de etkiliyor. Ancak Türkiye dünün kendi içine kapanık, kendi krizlerini kendi üretip herhangi bir karşılık almadan bedel ödeyen Türkiye’si değildir. O artık gerilerde kaldı. Artık her alanda dünya ile bütünleşmiş, eşit ilişkiler kurma kabiliyeti kazanmış bir Türkiye var. Küresel krizlerle her yüzleşmemizi siyasi ve ekonomik kazanımlara dönüştürecek yaklaşımla hareket ediyoruz. Bir süredir yaşadığımız dalgalanmalara da bu anlayışla bakıyoruz.
Bugün ülkemizde, küresel Emtia fiyatlarındaki yükseliş kendi küçük hesapları uğruna fiyatları artışlarını körükleyenlerin sebep olduğu belirsizlik, dövizdeki istikrarsızlık gibi faktörlerin yol açtığı denge gibi sorunlar vardır. Biz buna bardağın boş tarafı diyoruz. Bardağın dolu tarafında ne var. 20 yılda 3,5 trilyon dolarlık yatırım yapan her alanda güçlü altyapıya sahip ülke var. 243 milyar doları yakalayan ihracatçılarımızın başarıları var.
Uluslararası ilişkilerde temin ettiğimiz ilişkiler sayesinde her gün daha yüksek rakamlarla ülkemize gelen yatırımcılar var. Firmalarımızın ve vatandaşlarımızın Döviz, Altın, TL cinsi varlıklarla gayrimenkul yatırımında duran birikimleri var. Hepsinden önemlisi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere potansiyeline güvenerek hedeflerine daha sıkı sarılan Türkiye var. Türkiye 100 trilyon dolarlık dünya pazarından hak ettiği payı almak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır.
İki asırda kayda değer atılım gösterememiş olmamızın sebebi bizlere yakışmaz. Biz ancak kendi eksiklerimizi ve hatalarımızı bulup bunları düzelterek içindeki kısır döngüden çıkabiliriz.
‘Türkiye Ekonomi programını kararlılıkla uygulayacağız’
Ülkesini yüksek faizle yoldurmayacak, ihracatla ilerleyecek, cari fazlayla ilerleyecek bir yola ihtiyacı vardır. Kendi sorunlarını çözmek için kullanmadıkları yol ve yöntemleri bize dayatanların yol ve yöntemleri tezgahına tekrar düşemeyiz, düşmeyeceğiz. Türkiye Ekonomi programını kararlılıkla uygulayacağız. Bu konuda her gün yeni adım atıyoruz. İnsanlarımızın döviz ve altın tasarrufu alışkanlıklarını TL’ye yöneltmek için çeşitli alternatifler sunuyoruz. Milletimizin her kesimini daha da rahatlatacağız. Aralık ve Ocak gerçekleşmeleriyle enflasyonun sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren önemli ölçüde geride bırakmış olacağız. Ücretlilerin gelirlerindeki azalışı telafi edecek adımlar atıyoruz. Herkesin hesabını, planını buna göre yapmasını özellikle tavsiye ediyorum. Hedeflerimizden de programımızdan da çalışmalarımızdan da kararlılığımızdan da en küçük bir geri adım atmak olmayacaktır. Rasyonel gerçeklerle izah edilemeyecek fiyat artışlarına karşı hukuki ve idari tedbirler geliştiriyoruz. Hem ümitlerimizin hem de hedeflerime ulaşma ihtimallerimizin en güçlü olduğu dönemdeyiz. Yaşadığımız acılar elde edeceğimiz sonuçlara fazlasıyla değecektir. İş insanları ve milletimizin kafasını karıştırmak için karamsarlık pompalayanların derdi ülkemiz değildir. Dünyanın dört bir yanında yaşanan sıkıntıları görmezden gelip ülkemizi batıyor bitiyor yaygarasıyla değerlendirmek isteyenleri 3 gruba ayırabiliriz. Bunların endişesi reel ekonomiyle büyüyen Türkiye’den eskisi kadar kazanç sağlayamayacak olanlardır. İlk gruptakilerin yönlendirmesiyle hareket eden akademisyen, gazeteci görünümlü tetikçiler bulunuyor. Tetikçiler çok da adam yerine koymuyoruz. Üçüncü grupta ise hükümetimize, ittifakımıza besledikleri husumetten dolayı her şeye körü körüne saldıranlar bulunuyor. İlk iki grubun en çok istismar ettiği de bu kesimdir.
Temmuz ayında enflasyon farklarıyla, ocak ayında ücretlerdeki düzenlemelerle milletimizin her kesimini daha da rahatlatacağız. Enflasyonun geçtiğimiz aralık ve ocak gerçekleşmeleriyle sırtımızdan kurtulacağımız 2023 şubat, mart aylarından itibaren artık bu sorunları da önemli ölçüde geride bırakmış olacağız.
‘Asgari ücreti yüzde 200 oranında artırdık’
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tökezlemesini isteyenlerin hevesini bu defa da kursaklarında bırakacağız. Milli gelirimizi 958 milyar dolara kadar çıkarmışken Gezi olayları ile başlayan çok yönlü saldırılarla hedefimizin gerisinde kalındı, bunlar olmasaydı 1,5 trilyon dolar sınırını aşmış olacaktık. Son 20 yılda asgari ücreti enflasyondan arındırılmış haliyle yüzde 200’e yakın artırdık. Aynı şekilde bu tuzaklarla uğraşmasaydık insanlarımızın gelir seviyelerini de iki katına çıkarmış olacaktık. Hesaplaşmadan son nefesimizi vermeyeceğiz. Bunlara en güzel cevabı ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri yaparak vereceğiz.
Bugün Zonguldak, Filyos’a geçiyorum ve doğal gaz ile ilgili denizaltı tüm boru hatları ile ilgili çalışmayı bugün başlatacağız. Bunlara en güzel cevabı eğitim ve sağlık başta olmak üzere kendi insanlarımıza en iyi hizmetleri sunmak üzere vereceğiz. İhracatçılarımızın da bunlara en güzel cevabı 500 milyar dolarık hedefe bir an önce ulaşıp çıtayı 1 trilyon dolara çıkararak vereceklerini umuyorum.