İstanbul Diş Tabipleri Odası Lider Yardımcısı Prof. Dr. Nadir Kazazoğlu, daha beyaz dişlere kavuşmak ya da diş teli tedavisi gerektiren durumların ‘hızla’ düzeltilmesi için yapılan lamina porselen uygulamalarının 15-18 yaş kümesine kadar indiğini kaydetti. İhtarda bulunan Kazazoğlu, “Herkes kar beyazı dişlerle dolaşma modasının peşinden gidiyor fakat diş beyazlatma ya da çarpık diş düzelttirmek için porselen lamina yaptırmak, dişleri tehlikeye atıyor” dedi.
“Hollywood Gülüşü”, “Turkish Smile”, ya da daha pek çok farklı moda trendi ile bilhassa toplumsal medyadan pompalanan “bembeyaz dişler” modasına karşı uzmanlar uyarıyor: Sadece beyazlatmak maksadıyla yapılan herkese tek tip porselen diş modası bir an evvel sürat kesmeli.
Porselen diş olarak bilinen lamina porselen uygulamasının her vakit herkese yapılmaması gerektiğini kaydeden İstanbul Diş Tabipleri Odası Lider Yardımcısı Prof. Dr. Nadir Kazazoğlu, ‘Kar beyazı diş’ modası için, insanların farkında olmadan sıhhatlerini tehlikeye attığını kaydetti.
Lamina porselen uygulamasının fakat gerekli durumlarda uygulanması gerektiğini söz eden Prof. Dr. Kazazoğlu, Sanıldığı kadar günahsız bir süreç değil. Dişe ziyanı yok deniyor lakin var. Diş minesini 0,5 milimetre törpülüyoruz, üzerine porselen plakasını yerleştiriyoruz. Sonuçta hiçbir sorunu olmayan sağlıklı dişe bunu yapmak protokollere çok karşıt ve ağız diş sıhhatini da tehlikeye atan bir durum” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ SIHHAT TURİZMİNİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Sağlık turizmi konusunda da bu alanda büyük suistimaller yaşandığına işaret eden Prof. Dr. Kazazoğlu, “Diş beyazlatma, yalnızca Türkiye’de moda değil. Avrupa’da da bu türlü. Natürel ki Avrupa’da daha değerli olduğu için bunu talep eden bireyler Türkiye’ye gelmeyi tercih ediyor. Ancak piyasada bu işler çok karışık. Diş tabibi olmayanlar, bu işleri para kazanmak için yapıyorlar. Hatta geçenlerde İngiltere ve İspanya’dan iki büyük olay oldu Türkiye’de süreç yaptıran iki şahısla ilgili. Türkiye’ye de yansıdı bu olaylar. Güya Türkiye’deki diş doktorları bilgisiz, hiçbir şeyi düzgün yapamıyor üzere lanse edildi dünya basınında da. Meğer o olaydaki şahısların de diş doktoru olmadığı ortaya çıktı” dedi.
Prof. Dr. Seçkin Kazazoğlu
“BU BİR MODA, SIHHATLE ALAKASI YOK”
Özellikle son 10 yıldır toplumsal medya trendlerinin de tesiriyle halk ortasında bir diş beyazlatma modasının hakim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kazazoğlu, şunları söyledi:
“Beyaz diş konusuna harikulade bir talep var. Bir moda, sıhhatle alakası yok. Sıhhatle alakası olmayınca da olağan ki beşerler bu diş tedavilerinin kimilerinden ziyan görüyorlar. Sıfır renk dediğimiz, kar beyazı bir renk var.
20 kilometre öteden tanırsınız, bütün moda meraklıları bu rengi istiyor. Olağan tonda bir renkteki dişlerini, sıfır renk olsun diye kestirip lamina yaptırıyorlar. Aslında onarım dediğimiz süreçlerde bu türlü bir durum için sıralama öncelikle bir diş beyazlatma süreciyle başlamalı, oradan sonuç alınamazsa (dişteki leke, renk farkı çok kötüyse) üzerine lamina yapmak gerekli.
Dişin ön yüzünü keserek porselenle kaplıyoruz. Bunların hepsi onarımdır. Onarım, eksik bir şeyi tamamlamak hedefiyle yapılır. Yoksa moda olsun diye, dişi beyaz gözüksün, beyazı daha da beyaz olsun diye bu türlü bir tedavi yapmak maalesef hastaya ziyan veriyor. Bilhassa 15-18 yaş kümesi gençlerden harikulade bir talep var” diye konuştu.
“DİŞ TEKNİSYENLERİ DE BU İŞE BAŞLADI”
Özellikle tabip olmayan aslında diş teknisyeni olan şahısların de bu alanı bir para kazanma ögesi görerek uygun olmayan süreçler yaptıklarına da dikkat çeken Prof. Dr. Kazazoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Maalesef birtakım doktor olmayanlar bunu bir para kazanma ögesi olarak kabul edip, birinci evvel dişleri beyazlatmak yerine, direkt lamina yapmak, kaplama yapmakla insanlara ziyan veriyor. Dişleri sağlam gelmiş bir hastaya, yalnızca rengini bir ton daha açabilmek için birtakım onarımlar yaparak ona ziyan veriyor. Hiçbir aklı başında diş tabibi bunu yapmaz”
“ÇARPIKLIĞI DÜZLETMEK İÇİN LAMİNA PORSELEN YAPILMAZ”
Lamina porselen yaptırmanın lakin öteki süreçlerden sonuç alınamadığında düşünülmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kazazoğlu, diş çarpıklıklarının düzeltilmesinde bile artık bu tekniğin seçilmeye başlandığına dikkat çekerek şu ikazlarda bulundu:
Biz tedavide öncelikle hastanın dişinde bir renkleşme varsa, beyazlatma ile başlıyoruz. Şayet beyazlatma yetmiyorsa o vakit lamina düşünüyoruz. Lamina de aslında herkesin söylediği üzere zararsız değil. Dişe lamina yaparken aslında ziyan vermiş oluyoruz.
Çünkü üzerlerinden bir ölçü aşındırıyoruz, o aşındırdığımız ölçü 0,5 milimetre kadar oluyor. Onun üzerine 0,5 milimetrelik bir porselen kabuğu yapıştırıyoruz. Bu, ömür uzunluğu da gitmiyor. Hiçbir onarım ömür uzunluğu gitmez zati. Dişinize düzgün bakarsanız azamî ömrü 10 yıl civarındadır.
Dişleri sağlam, düzgün, rastgele bir zahmeti yok. Yalnızca bir ton beyazlatmak için bu süreci yapmak, açıkçası insanlara ziyan vermektir. Düşünün 18 yaşındaki çocuklara lamina yaptınız, ortadan 10 sene geçti. O 10 yıl içinde hastanın dişlerine çok düzgün baktığını düşünelim. Tekrar de diş eti hastalığına karşı daha savunmasız oluyor. 28 yaşına geldiğinde bu kişi dişlerinde öbür sorunlar yaşayacak, kemikte erime, diş etlerinde çekilme üzere.
Lamina ile bunu kapatmanız da mümkün değil. Bir üst tedavi biçimine geçip kaplama yapmak zorunda kalacaksınız. 10 yıl da bu gitsin, kişi 38 yaşına geldi. O vakit elinizde tedavi seçeneği kalmayacak.
Bir de dişlerdeki çarpıklığı düzeltmek için lamina yapanlar var. Beşerler süratlice bu işi çözmeye çalışıyorlar lakin yeniden sıhhatinden kaybediyorlar. Aslında onların adresi ortodonti. Artık günümüzde şeffaf plaklarla tedavi edebiliyoruz, çok pratik ve süratli tedaviler var. Lakin insanlarda sabır kalmadı. Bir an evvel düzelsin, çabucak yarın olsun diye bekliyor”
İstanbul Diş Doktorları Odası Hukuk Müşaviri Avukat Gürsan Atar
“SAĞLIK HİZMETLERİ KANUNUNA NAZARAN SUÇ”
İstanbul Diş Tabipleri Odası Hukuk Müşaviri Avukat Gürsan Atar ise diş teknisyenlerinin ağız içi içerisinde süreç yapma yetkisinin olmadığını söyleyerek bunun kanunen kabahat olduğunu kaydetti.
Lamina porselen konusunun estetik bir uygulama olduğunu söz ede Avukat Gürsan Atar, şunları söyledi:
“O nedenle de diş tabibi olmayan şahıslar de oradan gelecek yararın büyüklüğünden hisse almak istiyorlar. Yetkisi olmadığı halde hasta ağzına teknisyenlerin müdahale ettiğini biliyoruz.
Bir kişinin diş doktoru olmadığı halde hasta ağzında müdahalede bulunması, Sıhhat Hizmetleri Temel Kanunu’na nazaran kabahat. Üstelik mahpus cezası gerektiren bir kabahat.
Ağız diş sıhhati yönetmeliği yeterince, hasta ağzına yalnızca hastanın onam verdiği diş doktoru müdahale edebilir. Onun dışında, teknisyen ya da çalışma müsaadesi almayan, faaliyet müsaadesi olmayan diş tabibinin dahi müdahale yetkisi yoktur”