Olay, geçen yıl 31 Ağustos’ta Uluağaç Mahallesi’ndeki çay bahçesinde meydana geldi. Of Müftülüğü’nde müezzin takımında çalışan Emre Göktaş, 112 Acil Davet Merkezi’ni telefonla arayıp, 3 kızını öldürdüğünü söyledi. İhbarla gelen sıhhat grupları, Yaren, Hiranur ve Elif Göktaş isimli kardeşlerin tabancayla başlarından vurularak, öldürüldüğünü belirledi. Göktaş kardeşler, Çaykara ilçesinde toprağa verildi. Olay yerinde cürüm aleti silahla yakalanan Emre Göktaş, tutuklandı.
3 SEFER AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Emre Göktaş hakkında iddianame düzenlendi. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede; Göktaş’ın, İsimli Tıp Kurumu raporunda ‘cezai ehliyetinin tam’ olduğuna yer verildi. Göktaş’ın faili bulunduğu cürümlere karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu da vurgulanan iddianamede, ‘alt soyu taammüden öldürme’ kabahatinden 3 sefer ağırlaştırılmış mahpusla cezalandırılması istendi.
“BELİMDEN SİLAHIMI ÇIKARDIM, GERİSİNİ HATIRLAMIYORUM”
Göktaş, iddianamede yer alan tabirinde, eşiyle ortasında geçimsizlik bulunduğunu, eşinin çalışmak istediğini fakat kendisinin buna karşı olduğunu söyledi. Bu problemin tartışmalarının ana kaynağı olduğunu ileri süren Göktaş, “Gezmeye çıktık. Onlar benim önümden ilerliyordu. Aklım başımdan gitti. Belimden silahımı çıkardım, gerisini hatırlamıyorum” dedi.
DAVA BAŞLAMADAN EŞİNDEN BOŞANDI
Emre Göktaş’ın eşi Sibel Göktaş da soruşturma sırasında boşanmak için dava açtı. Birinci duruşmada çiftin boşanmasına hükmedildi. Burada söz veren Emre Göktaş, kızlarının kendisine cephe aldığını öne sürerek, “Eşimle aramızdaki olaylar aklıma geldi. Kaos içindeydim, kendimi kaybettim. Olayın hala hayalden ibaret olduğunu düşünüyorum” tabirlerini kullandı.