İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen çağdaş gösteri sanatları festivali festival408, bu yıl 11. kez “tema/s/sız” temasıyla gerçekleşti. 7-9 Haziran’da santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen festival öğrenci performansları, söyleşiler, atölyeler ve konserlere ev sahipliği yaptı
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen çağdaş gösteri sanatları festivali festival408, 7-9 Haziran tarihlerinde “tema/s/sız” temasıyla seyirciyle buluştu. santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşen festival pandemi nedeniyle çevrimiçi düzenlendiği iki yılın ardından, yeniden yüz yüze etkinliklerle geri döndü.
Festivalin performans metinlerinin yazımından koreografiye, yönetmenlikten tasarıma, sosyal medya yönetiminden organizasyona tüm yaratıcı, idari ve teknik geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da BİLGİ öğrencileri tarafından yürütüldü.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu ve festival408 danışmanları Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı Dr. Öğr. Üyesi Mesrure Melis Bilgin ve Öğretim Görevlisi Fulya Peker’in açılış konuşmalarıyla başlayan festival408’de BİLGİ Sahne ve Gösteri Sanatları Programı Sahne Sanatları Alanı mezun adayları performanslarını sergilerken, atölyeler, söyleşiler ve konserler gerçekleşti.
Dr. Öğr. Üyesi Mesrure Melis Bilgin, “Öğrencilerimiz 11 yıldır devam eden bu festival geleneğinde her şeyi kendileri yapıyor. Yazından icraya, programlamadan sahne akışına, sponsorluktan tasarımda festivalin her aşaması öğrencilere ait. Hem sahne arkası ekibi hem de yaratıcı ekip çok büyük bir emek verdi. Bizler de hocaları ve üniversite olarak onlara destek olduk” dedi.
festival408’de mezun adayları Ada Özsar “Yerinde”, Altınay Kapsız “Zamanın Kısa Devresi”, Aslı Akalın “Duvar”, Bilge Yüceer “Bir Akşam Yemeği”, Bükre Sena Sait “Ölü Düşünceler Diyarı”, Elif Okyay “Döngü”, Göksu Göker “Arif”, Görkem Celayir “Bir Başkası Oldum”, Gülce Buduk “İçimdeki Yaban(cı)”, Hasan Eflatun Akay “İçimdekiler”, İris Göğüsgeren “geç-ti”, Sena Göksel “Olana Dek”, Sena Kaykaç “Hiç mi Yok?”, Tanya Arısoy “Ucube”, Tolga Cuğ “İn(f)şa”, Tutku Koç “K+al -mak”, Zeynep Duman “Çürümeye Övgü” ve Zeynep Su Topal “Dünyada Son Akşamüstü” başlıklı performanslarını sergiledi.
‘Temas olmadan tiyatro olmaz’
Üç gün süren öğrenci performanslarının yanı sıra festival408 birbirinden farklı atölyelere de ev sahipliği yaptı. Festivalin birinci günü ‘Jazz Funk Dans Atölyesi’nde katılımcılar Hip Hop, Jazz ve Waacking dans stillerinden öğeler alınarak hazırlanmış bir koreografi aracılığı ile bedenleriyle ve iç enerjileriyle temas etme fırsatı buldu. Atölyeyi düzenleyen Tolga Cuğ, “Bu atölye ile hedefimiz içimizdeki parlayan star enerjisini ortaya çıkarmak ve bu enerjiyle her bedenin özgüvenli ve enerjik şekilde perform etmesini görmek. Bunu yaparken de üç şeyi unutmamak: Kendimizi yargılamamak, pes etmemek ve çok eğlenmek” dedi.
Aylin Vartanyan ise ‘Doğa ile Temas’ başlıklı dışavurumcu sanat atölyesinde katılımcıların doğayla yeniden bağ kurmasını ve bu bağı sanatla ilişkilendirmesini sağladı. Vartanyan, “Burada doğa ile bir bağ içerisinde bir sanatsal üretimi deneyimlemeye çalıştık. Doğayla bir tür ekolojik samimiyet; bir yakınlık kuruyoruz; çünkü bu bağlarımızı uzun zamandır kaybettiğimizi varsayıyoruz. Bazen çevre sorunları diyerek sanki bizim dışımızda bir sorunmuş gibi ifade ediyoruz. Halbuki hepimizin sorunu bu ve bağ kurduğumuz şeylere zarar vermeyiz. Dolayısıyla bu bağ kurma sürecini güçlendirmek için bu atölyeyi yapıyoruz” dedi.
‘Oyunsuluk ve Buluş: Hareketten Oyunculuğa Atölyesi’ ile göz teması aracılığıyla katılımcıların birbirini tanıdığı, mekanla ilişki kurduğu bir çalışma gerçekleştiren BİLGİ Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı son sınıf öğrencisi Ada Özsar ise düzenlediği atölyeyi “Bir arada ortak sahneler ortaya çıkardığımız ve bunu hareket temelli yaptığımız için, aynı mekanda birbirimizi dinlemeye, birbirimize yanıt vermeye çalıştık. Bunu yaparken fiziksel bir temasımız yoktu ancak göz temasıyla birbirimizi dinledik, mekana temas ederek ilişki kurduk. Çünkü temas olmadan tiyatro olmaz!” ifadeleriyle tanımladı.
festival408 sektörle de temas etti
Festivalin ilk günü düzenlenen ‘Sektörle Temas Söyleşisi’ ise Zorlu Performans Sanatları Merkezi Prodüksiyon Yöneticisi Mehmet Öğünç ve Ses Mühendisi Berk Kula’nın katılımıyla gerçekleşti. Alanında uzman iki isim, sektör deneyimlerini ve kariyer süreçlerini öğrencilerle paylaştı. Öğünç, “Mesleğin zor olan kısımlarındansa güzel yanlarıyla başlayacağım. Herkesin hayran olduğu sanatçılarla turneye çıkıyorsunuz ve bu çok eğlenceli. Sanatsal yaratım sürecinin içinde bulunmak oldukça besleyici. Karakter olarak değişik insanlarla beraber olmak, sizin de kişiliğinizin gelişmesini sağlıyor ve aydınlanıyorsunuz. Diğer taraftan aylarca ailenizi görmediğiniz dönemler oluyor. Yine de başka bir iş yapmak istemezdim” dedi.
Berk Kula ise kariyerindeki dönüm noktasını öğrencilerle paylaşarak, ‘öğrenmeye açık olun’ tavsiyesinde bulundu. Kula, “Alçakgönüllülük ve tevazu bu mesleğin sırlarından biri. Her kademedeki insandan sizi değiştirecek ve size bir şeyler öğretecek bilgiler edinebilirsiniz. Ben de Alp Turaç’a ‘Gerekirse çaycı olayım ama bana bu işi öğret’ diyerek başladım ve benim için bir dönüm noktası oldu. Daha sonra Teoman, Mor ve Ötesi, Nil Karaibrahimgil gibi isimlerle çalıştım. Kendinizi geliştirdikçe diğer isimler de sizinle çalışmak istiyor. Bu mesleği yapacak insanların sabırla stüdyoda deneyim kazanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
festival408 öğrenci performansları, atölye çalışmaları ve sektörle temas söyleşinin ardından üçüncü gün Mert Tunçmakas ve Buğrahan Çayır konserleriyle coşkuyla sona erdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı