Borda ihracat hedefi 20 milyar dolar: Dünya üzerinde en kalitelisi Türkiye’de

Enerjide Türkiye Yüzyılı Doruğu kapsamında gerçekleştirilen ‘Türkiye Yüzyılında Globalleşen Madencilik’ oturumu, Yeni Şafak Gazetesi İktisat Müdürü İbrahim Acar moderatörlüğünde gerçekleşti. İstanbul’da Four Seasons Bosphorus Hotel’de düzenlenen doruktaki oturumda, madenlerin iktisada kazandırılmasının değeri konuşuldu. Ayrıyeten bu madenlerin, doğal gaz ve petrol üzere Türkiye’nin stratejik bir çıkarı olduğunun da altı çizildi. Eti Maden İdare Şurası Lideri ve Genel Müdürü Serkan Keleşer, bor madeninin dünya üzerinde en kalitelisinin Türkiye’de bulunduğunu söyledi. Keleşer, “İnovasyon konusunu bor madeninde önceliklendiriyoruz. Dünyadaki bor rezervinin yüzde 73,6’sı Türkiye’de bulunuyor. Dünyanın en kaliteli bor rezervi bizde, daha kalitelisi yok. Türkiye’nin Yüzyılı’nda Türkiye’nin borusu ötecek” sözlerini kullandı.

Bor madeninin yüzde 51’inin cam bölümünde, yüzde 17’sinin tarımda, yüzde 14’ünün ise seramik alanında kullanıldığı bilgisini veren Serkan Keleşer, “Borda düzgün şeyler oluyor daha güzeli de olacak. Şu anda 1,3 milyar dolar bandında olan bor ihracatının 5 yıl sonra 20 milyar dolara kadar çıktığını göreceksiniz” diye konuştu. Bor madeninden uç eser üreterek katma bedel oluşturmayı başardıklarını belirten Keleşer, “Vallahi de billahi de başardık. Daha büyüğünü de yapacağız. Aspilsan’ın ürettiği powerbankta bile bor kullanıldı” dedi.

Altın Madencileri Derneği (AMD) İdare Heyeti Lideri Mehmet Yılmaz ise konuşmasında, Türkiye’nin yer altı kaynaklarında bağımlılığı azaltacak en değerli bölümün madencilik olduğunu vurguladı. Yılmaz, şöyle konuştu: “Türkiye’nin topraklarında yaklaşık 6 bin 500 ton metal altın potansiyeli varken, daima dışarıdan altın ithal eden bir ülkeydik. Ve bunu da altın üretmeyen ülkelerden yapıyorduk. Türkiye altın üretmeye başlayınca birilerini üzmeye başladı. Şu anda ortalama 35 ton altın üretiyoruz. Bu üretkenliğin, çalışkanlığın göstergesi. Dünya üzerinde sıfırdan bu sayılara ulaşabilen ülke yoktur. Türkiye bu manada adeta zoru başardı.”

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) İdare Heyeti Lideri Rüstem Çetinkaya, günümüzde çokça lisana getirilen yeşil dönüşümün yolunun madenlerden geçtiğini söz etti. Çetinkaya, “2050 yılında bakır, lityum üzere birçok madenin ölçüsünün 6 kat artacağı söyleniyor. Kobalt 21 kat, nikel ise 19 kat artacak. Madenlere kirli deniliyorsa bu dönüşüm pak mi diye sormak gerekiyor” dedi.

‘Türkiye Yüzyılında Globalleşen Madencilik’ oturumunun açılış konuşmasını yapan Güç ve Olağan Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Onur Kalaycı, madenlerin ehemmiyetine vurgu yaptı. Kalaycı şunları söyledi: “Doğal gaz, petrol üzere madenlerin çıkarılıp işletilmesi de stratejik bir çıkardır. Kesim olarak bakarsak inşaat kesiminin var olabilmesi madenlerin varlığına bağlı. Demir, çelik üzere madenlere muhtaçlığımız var. 2022 yılında doğal gaz ve petrole 50 milyar dolarlık bir ödeme yapmış olacağız. Kömür için 2022’de 4,5 milyar dolar ödemiş olduk. Alüminyum, bakır, demir-çelikte dışa bağımlıyız. Hasebiyle madenlerimizin araştırılması, bulunması, çıkarılması büyük kıymet taşıyor.”

Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Lideri Prof. Dr. İnanç Önal ise, kömür madeninin kıymetine dikkat çekti. Kömürün birçok alanda kullanıldığını lisana getiren Önal, “Kömür sayesinde sanayi ihtilali başladı. İşte bu kadar değerli bir madendir kömür” dedi. Önümüzdeki 30 yıl içinde dünyanın hidrojene geçeceğini savunan Önal, “Avrupa bütün dünyaya tuzak kurdu ve bu tuzak hala işliyor. Bunu şu anda görüyoruz. Kömür ile ilgili propaganda yapılıyor lakin bu çok yanlış. Kömürden her şey üretilebilir. Gazlaştırıp petrol bile üretebilirsiniz. Uranyumun dışında az toprak elementleri de var içinde. Almanya kömürden tereyağ bile üretmiştir. Kömür tıpkı vakitte gübre olarak kullanılıyor” formunda konuştu.