İktidar cephesinde, “Suriye siyasetindeki değişim için üç tez” ortaya atılıyor. Bu tezlerden birincisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçen haftalarda Soçi’de, Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye dayandırılıyor. İki önderin görüşmesi sonrası “Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğine, Suriye’deki tüm terör örgütlerine karşı mücadalede dayanışma içinde hareket etme kararlılığını teyit ettiğine” dikkat çekiliyor. Görüşmede, “Rusya’nın, Türkiye’den Esad ile diyalog kapısını açmasını istediğine” vurgu yapılıyor. Böylece “Türkiye’nin, esasen Esad ile ortası âlâ olan Rusya ile bağlarını sağlamlaştırara, Suriye’de harekâta gerek duymadan, Esad ile uzlaşı içinde terörle çaba edebilme talihi olabileceği” kaydediliyor.
“ESAD ÇEKTİ” TEZİ
İktidar kulislerinde konuşulan bir öbür tez “Esad’ın, Rusya’yı da dahil ederek, Türkiye’yi diyalog yerine çektiği” savı. Esad’ın, Türkiye’nin muhtemel harekatı için konuşulan Tel Rıfat ve Münbiç’e “asker gönderdiği” de öne sürülüyor. Türkiye’nin de “bu resti” gördüğü ve diyalogla, “Türkiye’deki Suriyelilerin dönüşü için taban oluşturabileceğinin” altı çiziliyor. Türkiye’nin Esad’ın bu “restine” karşı, “Suriyelileri al, harekat olmasın” karşılığını verebileceğine işaret ediliyor. Öbür bir tez ise “iktidarın, Suriyeli göçmenlere yönelik iç siyasetteki baskılardan kurtulabileceği” tezi. “Göç politikası” nedeniyle eleştirilen iktidarın seçim sürecinde Esad’dan “Türkiye’nin hudut güvenliği için Suriye’nin güneyinde kurmak istenilen pilot bölgeye takviye vermesi ve Türkiye’deki Suriyelilerin inançlı bir biçimde buraya gönderilmesini isteyebileceği” kaydediliyor.