Havran’a 10 kilometre uzaklıktaki kırsal Fazlıca Mahallesi’ndeki Halil İbrahim Yıldırım İlkokulu’na gelen Bilge, Türk ve dünya klasikleri ile kırtasiye malzemeleri dağıtıp çocukları sevindirdi. Okulun bahçesinde çocuklarla kahvaltı da yapan iki çocuk babası Ersin Bilge, ilkokulda öğretmeniyle ortasında geçen bir diyalogdan etkilenerek bu projeyi hayata geçirdiğini söyledi.
Bilge bununla ilgili anısını şöyle anlattı:
“Bir gün dersimi yapmamıştım. Bana öğretmenim ‘Dersini neden yapmadın?’ diye sordu. Ben de ‘Kalem defter mi var?’ diye yanıt verince öğretmen de kızıp reaksiyon olarak bana, ‘Eşek sudan gelene kadar seni döverim.’ dedi. Akşamüzeri meskene gittikten sonra merhum anneme kalemim olmadığından ötürü dersimi yapmadığım için öğretmenimin eşek sudan gelinceye kadar beni döveceğini söylediğini anlattım. Annem de bana öğretmenine gidip eşek sudan gelmezse ne kadar dayak yiyeceğimi sormamı söyledi. Annemin bu cümlesinden sonra bende edebi ve mizahi olarak çok hoş bir his ve fikir oluştu. Bir köy çocuğu olarak öğretmenim o cümleyi kurduktan sonra okulda oturup sınıf penceresinden dağlara taşlara bakarak bir hayal kurdum; ‘Birisi eşeklerin üzerine heybelere, hurçlara kalem, defter, kitap yükleyip getirip bize vermiş olsa’ diye. Artık ben bu hayali gerçeğe dönüştürmek için yola çıktım.”
İlk olarak doğup büyüdüğü Erzincan’ın Çayırlı ilçesine gidip 800 öğrenciye kalem, defter, silgi ve buna benzeri hediyeleri çocuklarla buluşturduğunu lisana getiren Bilge şu ana kadar 6 bin köy çocuğuna ulaştığını bildirdi.
Her ay Almanya’daki, Avrupa’daki dostlarıyla 40 üniversiteli öğrenciye burs verdiklerini, yazdığı kitabın gelirini köy çocuklarına bağışladığını söz eden Bilge, “Ben artık köy çocuklarıyla dönüp 8-9 yaşındaki çocukluğumu yaşıyorum. Hayalinin peşinde koşan biri olarak çocukların ortasında olmaktan da çok mutuyum. Ben buraya istesem lüks araçlarla gelebilirim. Fakat ben çocukken eşeği düşündüm. Eşekle yola çıkma hayali kuran bir çocuk olarak okulun kapısından eşekle geldiğimde sevgili çocuklarımız bu konsepti hiçbir vakit unutmayacak” diye konuştu.
Kırkyama sanatkarı Beriye Başak da çocukluğunda buna misal olaylar yaşadığını belirtti.
Altınoluk Mahallesi’nde yaşlı bir adamın katırın üzerinde kendilerine kitap dağıttığını aktaran Başak, “Öbür hafta da geldiğinde o kitapları teslim ederdik. Böylelikle kitap aşkı, kitap sevgisi çocukluğumdan başladı ve muharririmizin eşeğin üzerinde kitap dağıtması bizi çocukluğumuza döndürdü” dedi.
Fazlıcalı öğrenciler ise eşekle gelmesi karşısında şaşkınlık ve memnunluk yaşadıklarını söyledikleri gurbetçiye ikramlarından ötürü teşekkür etti.