Filistinliler dokuz şehidin akabinde İsrail’e karşı protestolarında bu suça karşılık verme tehdidinde bulundu. Hamas Siyasi Ofis Lider Yardımcısı Salih el-Aruri, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’e “Cenin’de yaptığı katliamın bedelini ödetme” tehdidinde bulunarak, Filistin direnişinin olaya reaksiyonunun gecikmeyeceğini vurguladı.
Açıklamasında, “İşgalciler (İsrail), Cenin katliamının bedelini ödeyecek, direnişimiz kırılmayacak ve direnişin reaksiyonu gecikmeyecektir.” tabirini kullanan Aruri, Filistinli direnişçilere “düşmana karşılık verme ve Batı Şeria’nın tüm bölgelerinde ve işgal altındaki topraklarda düşmanla çatışmaya girme” daveti yaptı.
Filistinlileri mevcut tüm yollarla İsrail güçlerine karşı en geniş çabayı vermeye davet eden Aruri, saldırıyı püskürtmek ve halkı savunmak için ayaklanan ve İsrail kuvvetlerine gerçek kayıplar verdiren Filistinli kümelere mensup ögelerin Cenin’de yürüttüğü “savaşa” övgüde bulundu.
Hamas yöneticilerinden Abdulhakim Hanini de Filistinlilerin özgürlük ve onur yolunda yaptığı fedakarlıkların boşa gitmeyeceğini vurguladı.
Hanini, “Filistin halkı, zafer elde edinceye kadar ihtilali sürdürecek, işgalcilerin hücumları ateş olarak kendi yüzlerine geri dönecektir.” sözünü kullandı.
İslami Cihat Hareketi yöneticilerinden Davud Şihab da AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in Cenin Kampı’ndaki askeri operasyonu durmazsa Gazze Şeridi’nde yakın ve açık bir savaşın patlak vereceği ihtarını lisana getirdi.
Şihab, Gazze’de ismini vermediği ve sükunetten sorumlu olduğunu tabir ettiği tarafların, “aşırılık yanlısı” İsrail hükümetini dizginlemek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
İslami Cihat Hareketi yöneticilerinden Muhammed el-Hindi de yaptığı yazılı açıklamada, Cenin’in, direnişin ve ulusal saygınlığın sembolü haline geldiğini ve kırılmasının güç olduğunu söz etti.
Hindi, “Birliğimizi bugün beşerler ortasında çatışma ve gayret alanlarında inşa ediyoruz ve bu belirleyici istikrardır. Tüm soğuk kelamların ve utangaç kınamaların hiçbir kıymeti yoktur.” tabirlerini kullandı.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Ofis Üyesi Mahmud er-Ras da “şehitlerin” kanının boşa gitmeyeceğini, devrimci gençliğin “cezasız kalmayacak olan” bu katliamlara nasıl karşılık vereceğini bildiğini tabir etti.
Cenin’in, düşmanın boğazında bir diken olarak kalacağını ve kapsamlı bir ayaklanmayı ateşleyecek yakıt olacağını aktaran Ras, “İsrail’in Cenin’de işlediği cinayet, Filistin halkına yönelik devam eden hücumların doğal bir uzantısıdır. Düşman her an her yerde Mescid-i Aksa’da, kamplarda ve öbür yerlerde saldırıyor ve herkes maksatta.” değerlendirmesinde bulundu..
Filistin halkının, direniş ve ayaklanma alanlarına yönelmeyi gerektiren varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğunu kaydeden Ras, Filistinlileri “tüm gayretlerini Filistin varlığını savunma savaşına adamaya” çağırdı.
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi de yaptığı yazılı açıklamada, İsrail güçlerinin Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskın sırasında 9 Filistinliyi şehit edilmesini ve bu olay karşısında memleketler arası sessizliği kınadı.
Filistin halkının Cenin ve kampının tecrit edilmesine müsaade vermeyeceği, bu kanlı taarruzun halkın iradesini ve direnişini kırmayacağı lisana getirilen açıklamada, memleketler arası suskunluğun İsrail’i Filistin halkına yönelik ataklarını sürdürmeye teşvik ettiği vurgulandı.
İsrail güçlerinin Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’na sabah saatlerinde düzenlediği baskında 9 Filistinli şehit edilmişti..
İsrail askerlerinin Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te açtığı ateş sonucu yılbaşından bu yana biri bayan 5’i çocuk toplam 29 Filistinli hayatını kaybetmişti.
İsrail güçleri, son periyotlarda işgal altındaki Batı Şeria’nın çeşitli beldelerine baskınlar düzenliyor ve Filistinlileri gözaltına alıyor.
Baskınları protesto eden Filistinlilere plastik merminin yanı sıra sık sık gerçek mermiyle müdahale eden İsrail askerleri ile Filistinli kümeler ortasında bilhassa Cenin ve Nablus üzere bölgelerde çatışma çıkıyor.
Birleşmiş Milletlerin açıkladığı bilgilere nazaran, BM’nin 2005’te bölgede kayıt tutmaya başlamasından sonra 2022, Batı Şeria’da en kanlı yıl olarak kayıtlara geçti.
Filistin Sıhhat Bakanlığına nazaran İsrail güçleri, 2022 boyunca 168’i işgal altındaki Batı Şeria’da, 52’si abluka altındaki Gazze Şeridi’nde olmak üzere ortalarında 48 çocuğun da bulunduğu 220 Filistinliyi şehit etti.