Selahattin Demirtaş*
Bu mesajım bilhassa sana, genç arkadaşım. Sonuna kadar okumanı rica edebilir miyim?
Bu iktidarın yarattığı yıkımın ziyadesiyle şahidi ve mağdurusun, sana senin yaşadıklarını anlatacak değilim.
Öncelikli olarak bu iktidarın önümüzdeki seçimde değişmesi gerektiğinde tıpkı düşünüyorsak süratlice devam ediyorum.
SENCE VAATLER KÂFİ Mİ?
Muhalefetin vaatleri, sende umut ya da heyecan yaratmıyor mu? Bence hiç de haksız değilsin. Fakat bir de beni dinle lütfen.
– Daha demokratik bir sistem
– İktisatta iyileşme
– Özgürlüklerin genişlemesi
– Bağımsız yargı ve adalet
– Özgür medya
– Kamu vazifelerinde yeterlilik yani liyakat
ve daha fazlası.
Aslında bu vaatler hiç de üzücü sayılmaz, değil mi? Seçimin çabucak sonraki günü bunları ve daha fazlasını kazanmış olacaksın. Bunlar cepte, tamam. Bunlar çabucak o gün hayatını değiştirmeye, güzelleştirmeye başlayacak. Her şeyden evvel umudun var artık ve küçümsenecek bir şey değil bu.
Yeterli mi, hayır. Zira senin, benim, bizim istediğimiz diğer bir şey var.
Kazanmak istediğimiz yepisyeni bir şey.
Muhalefetin hiçbir siyasi aktörünü elbette küçümsemiyorum, hepsi de uygun niyetle hoş şeyler yapmaya çalışıyor. Emeklerine, çabalarına büyük hürmet duyuyorum.
Ancak ne yazık ki anlamadıkları, bir türlü kabullenemedikleri kıymetli bir şey var: Bugünkü siyaset stili da siyasi partilerin örgütlenme modeli de eskidi, vakte yenildi artık.
Bize yeni, yesyeni bir şey lazım.
DİJİTAL PARTİ KURMAYA NE DERSİN?
Evet genç arkadaşım, bu seçimle birlikte tüm özgürlüklerin yanında, en âlâ bildiğin şeyi birlikte yaratma fırsatı kazanacağız. Dijital partilerin siyaset sahnesine çıkışı için kapıyı aralayacağız.
Böyle büyük bir dönüşüm için bile bu seçimde oy kullanmaya bedel. Göreceksin, klasik partiler ortasında tercihe zorlandığın son seçim olacak bu seçim. Kiminiz içinse birinci ve son seçim 😊
Ama AKP-MHP tek adam rejiminde dijital bir parti mümkün değil, kesin mahzur olurlar. Ayrıyeten, baskı ve endişe ortamı da var. Yani evvel Mayıs’taki seçimde bu mahzuru kaldırmak gerekiyor.
NEDİR BU DİJİTAL PARTİ?
Telefonuna indireceğin bir uygulamayla oy kullanarak tüm karar alma etaplarına katılabileceğin bir parti. Tüm görevlilerini ve her adayı o uygulamadan vereceğin oylarla belirleyeceğin bir parti.
Dijital Parti uygulamasıyla meskenden, okuldan, tarladan, fabrikadan, kafeden siyasi çalışmalara katılabileceğin bir parti.
Her ünitesindeki misyona aday olabileceğin bir parti. Birebir formda belediye başkanlığına, milletvekilliğine aday olabileceğin bir parti.
Apaçık, şeffaf bir biçimde her şeyini denetleyebileceğin, her şeyini görebileceğin bir parti.
Doğrudan demokrasinin uygulanacağı bir model.
BU PARTİDE NELER OLACAK NELER OLMAYACAK?
Lider sultasının olmadığı, öndere yakın şahısların parti idaresini kuşatmadığı; devasa genel merkezlerin, makam araçlarının olmadığı bir parti modelinden kelam ediyorum.
Dikey hiyerarşinin, buyruk komuta zincirinin olmadığı, yepisyeni bir parti modelinden kelam ediyorum.
Kimliklere sıkışıp kalmayan, bireyi önceleyen, bununla birlikte toplumsal meselelere çağdaş, üniversal, demokratik tahliller üretmekte hiçbir takıntısı olmayan, kolektif hakları tanıyan özgür bir siyaset modelinden kelam ediyorum.
SİYASETİN İSTİKAMETİNİ SEN BELİRLEYECEKSİN
Yani sevgili arkadaşım, artık “Siyasetçiler beni ciddiye alsın, dinlesin” diye çırpınıp durmayacaksın. Siyaseti yalnızca beş yılda bir oy vermekmiş üzere yutturmaya çalışanlara mecbur kalmayacaksın.
Siyaseti seçkinlerin elindeki bir meslek olmaktan çıkarıp tüm kalıpları, şablonları, ezberleri yıkacaksın.
Siyaset yapmak için bol paraya, bol vakte ve dayıya gereksinimin olmayacak. Her gün, her saat, istediğin her an, siyasetin tarafını direkt sen belirleyeceksin. Olduğun yerden yapabileceksin bunu.
Hem de çabucak seçimden sonra. Siyasette yüzyılın bu en büyük değişimine imza atacaksın.
Kısa müddette öylesine güçlü bir dijital partiye dönüşeceksin ki belediye liderlerini da hükümeti de milletvekillerini de sen belirleyeceksin. Üstelik her an da denetleyebileceksin.
Sokağı, meydanı bu partiyle çok daha etkin kullanabileceksin. Yürüyüş, şov, grev örgütleyebileceksin. Bu halde örgütlenme, tabir hakkını çok daha tesirli formda, özgürce kullanabileceksin.
AMA KÜÇÜCÜK BİR MAHZUR VAR
Sadece küçücük, minnacık bir pürüz kaldı önümüzde 😊 Onu da Mayıs’ta mani olmaktan çıkaracağız.
İşte o vakit kendi yolunda istediğin üzere özgürce yürüyeceksin. Bütün meselelerini kendi özgücünle nasıl da çatır çatır çözdüğünü tüm dünyaya göstereceksin.
“Dijital Partiyi kurarak ve iktidara gelecek partiler dahil, mevcut partileri dijital alanı daha fazla kullanmaya mecbur bırakarak ülke idaresine direkt katılabilmek için çalışmaya, bunun için de sandığa gidip oy vermeye, oyları müdafaaya değmez mi?
Dört ay kaldı hayallerimizin gerçek olmasına. Yalnızca dört ay.
Şimdi seçime odaklanalım ve de kazanmaya. Sonra hiçbir şey eskisi üzere olmayacak. Öbür bir dünyanın mümkün olduğu vakitler başlayacak.
Sen yürü, biz sana yetişiriz, az kaldı 😊
Yürürken müzik söylemeyi unutma
ve de haykırmayı:
Şakamız yok, geliyoruz!
Not: Gereksiz tartışmaların önüne geçmek için şimdiden söyleyeyim, ben yeni bir parti kurmuyorum, siyasete ve bilhassa gençlere bir yenilik öneriyorum ve elbette bu yeniliği destekliyorum.
*Edirne Cezaevi