1936’da imzalanan Montrö Anlaşmasına göre Türkiye, İstanbul Boğazı’ndan geçen ve Çanakkale Boğazı’na girip çıkan gemilerden fener, tahlisiye ve sağlık rüsumu ücreti talep etme hakkını elinde bulunduruyor.
Ancak o dönem hesaplamanın, altın/frank olarak Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ortak para birimi “Germinal Frank” üzerinden yapılması yıllardır Türkiye’ye hak kayıpları yaşatıyordu.
1936’da 1 frank 0,29 gram saf altına karşılık gelirken, Germinal Frank’ın artık tedavülde olmadığı dönemlerde ödemeler dolar üzerinden Türk Lirası ile yapıldı ancak güncel kurlar dikkate alınmaksızın 1 frankın değeri yine 0.29 gram saf altın karşılığı olarak korundu.
Boğaz geçiş ücretinde değişikliğe gidiliyor
1983 yılında ise Türkiye, o günkü geçiş ücretleri haklarından yaklaşık yüzde 75 feragat ederek 1 Altın Frank’ı indirimli değeriyle 0.8063 dolara sabitledi. Bugüne kadar da geçiş ücretleri, güncel döviz alış kurunun altın/frankın indirimli değeri 0.8063 dolarla çarpılması suretiyle uygulandı.
Bu kapsamda Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin kendisine verdiği uluslararası haklar doğrultusunda Boğazlardan elde ettiği gelirin belirlenmesinde değişikliğe gitti.
5 kat artırılacak
1983’te yüzde 75 indirimle sabitlenen kur karşılığı ödeme sistemi kaldırılıp, Boğaz geçiş ücreti 5 kat artırılıyor.
Buna göre frank bedeli 5 kat artırılarak net tonaj başına 4 dolar olarak belirlendi.
Sabah’ın haberine göre; 7 Ekim 2022’de düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte şu anda Boğazlardan elde edilen fener, tahlisiye ve sağlık rüsumu ücretleri 5 kat artırılarak mevcutta 40 milyon dolar olan gelir, 200 milyon dolar seviyesine çıkarılacak.