Bilgin, Milletlerarası Avrasya Metal Çalışanları Federasyonunun (UAMİF) bir otelde düzenlenen 10. Olağan Genel Konseyi’ne katıldı.
Kovid-19 salgını ve akabinde Rusya ile Ukrayna ortasındaki savaşın dünyada yüksek enflasyona yol açtığını belirten Alım, işçilerin bundan en az seviyede etkilenmesini sağlamak için birtakım toplumsal siyaset önlemleri uyguladıklarını söyledi.
Kamu çalışanlarına, bilhassa emekliliklerinde yarar sağlayacak 3600 ek gösterge düzenlemesiyle yeni haklar verdiklerini anımsatan Alım, kontratlı kamu işçisinin de takıma geçirildiğini kaydetti.
Asgari fiyatı vergi dışı bırakarak tarihî bir adım attıklarını söz eden Alım, şöyle konuştu:
“Bununla yalnızca minimum fiyat alan personellerin fiyatları vergi dışında kalmadı, bütün çalışanların taban fiyat kadar olan fiyatlarına de bunu uyguladık. Hasebiyle işçiler, minimum fiyat kadar olan gelirlerinden vergi alınmayan bir periyodu yaşamaya başladı. Bu onların hakkıydı, bu hakkı onlara teslim ettik. Kamuda süreksiz çalışanlar sorunu vardı. Süreksiz çalışanlar problemini çözmek üzere kıymetli bir adım attık. Onu Meclis’e intikal ettirdik. Kamu emekçileriyle ilgili sürdürdüğümüz toplu iş kontratı çerçeve protokolü çalışmamız başlamıştı. Sarsıntı nedeniyle onu askıya aldık fakat hiçbir hak kaybı olmayacak halde bunu da gerçekleştireceğiz.”
Enflasyonun tahribatını en fazla ücretlilerin hissettiğini lisana getiren Alım, şunları kaydetti:
“Ücretlileri ve işçileri korumak için toplumsal siyaset önlemleri ortaya koymak bizim bu süreçlerde birincil vazifemiz. Bu önlemler ortasında da birinci sıralarda, toplu iş mukavelesi ve minimum fiyat düzeneği geliyor. Zelzelenin akabinde da tıpkı biçimde toplumsal siyaset uygulamalarını art geriye devreye soktuk. Evvel kısa çalışma ödeneğini bir kalkan olarak uygulamaya başladık. Kısa çalışma ödeneğine kaideleri tutmayanlar için nakdi fiyat takviyesi imkanını başlattık. Yeniden bölgede işsiz olan ailelerin çalışmak isteyen bireylerine minimum fiyat seviyesinde bir gelir sağlayan Toplum Faydasına Çalışma Programı’nı (TYP) uygulamaya koyduk. Bir ay içerisinde yaklaşık 25 bin kişi kapsayan bu uygulamayı 50 bin aileye kadar çıkartmayı planlıyoruz. Bunu program haline getirdik.”
TAŞERON EMEKÇİLERİN TAKIM BEKLENTİSİ DEVAM EDİYOR
TÜRK-İŞ Genel Lideri Ergün Atalay da süreksiz emekçilerin takıma alınmasıyla ilgili yasal sürecin başlamasından memnuniyet duyduklarını söyledi.
Kapsam dışında kalan taşeron emekçilerin takım sorunun devam ettiğini belirten Atalay, “Çalışma hayatıyla ilgili taleplerimizin tamamına yakını halloldu. KİT’lerdeki taşeronlar ile kamuda kapsam dışında kalan taşeron çalışanların takım beklentisi devam ediyor.” dedi.
İşçi, işsiz ve emeklilerin toplumun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturduğuna dikkati çeken Atalay, “TÜRK-İŞ’in üye sayısı birçok partinin üye sayısında fazla lakin kimse bize bir şey sormuyor. Bunun kabahati, çalışanlar olarak bizde. Biz meselelerimizi çözmek için daima ağlayacak mıyız? Biz toplumun yüzde 60’ıyız lakin Mecliste üç tane personel yok. Bunun kabahatlisi de biziz. Biz, emeğimizden yana olmak durumundayız. Biz bunu yapamazsak ağlamaya devam ederiz.”
“BİR ÜLKEDE SAVAŞ VARSA ORADA İŞ VE EMEKÇİ YOKTUR”
Türk Metal Sendikası Genel Lideri Pevrul Kavlak ise emekçi sınıfının problemlerinin tahlilinin milletlerarası birlik ve örgütlü gayretten geçtiğini belirterek, bunun için emekçilerin ulusal ve milletlerarası seviyede birliğini güçlendirmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik kriz ve savaşların bedelini en fazla çalışanlar ve fakir halk bölümlerinin ödediğini vurgulayan Kavlak, şöyle konuştu:
“Savaşların bedelini, emeğiyle geçinenler, emekçiler, işsizler, fakirler ağır bir biçimde ödüyor. O halde, artık bir gerçeği yüksek sesle lisana getirmeliyiz; bir ülkede savaş varsa orada aş yoktur, iş yoktur, emekçi yoktur, sendika, hak ve özgürlükler yoktur, insanca bir ömür yoktur. İşte bu nedenle ülkemin kurucusu, Büyük Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı üzere hem kendi ülkelerimizde hem de tüm dünyada barışı savunmalıyız.”