Gazeteci İsmail Saymaz, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD seyahatinde ortadan kaybolarak New York’a gidip, burada bulunan TİPKEN Vakfı’nın önünde görüntü çektiği 8 saatte neler yaptığına ait açıklamalarını aktardı.
“Pensilvanya’ya gitti” tezlerine sert tepki
“Düzeysiz bir tartışma. Olayı bilmeden, araştırmadan, hatta geçersiz haritalar icad ederek yapıyorlar. Buna alışkınım. Parayı veriyorsunuz, istediğiniz haberi yazdırıyorsunuz. Onlar gazeteci değil. Tetikçiden gazeteci olmaz. Gazeteci araştırır, bakar; Pensilvanya nerede, bizim geldiğimiz yol nerede…Buna bakması lazım. En azından ilkokul mezunu birisi için kâfi bir şey. Haritayı açacak, nerededir, nereye gitti, ne oldu. İktidarı destekleyen medyanın ne kadar kirlendiğini gösterir.”
Öte yandan Saymaz, CHP başkanının ABD’de temaslarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati birebir uçakla döndüğüne dikkati çekti.
“Siyaset kurumunun bilime, bilim beşerlerine, üniversitelere düşündüğümüzden daha fazla paha vermesi ve kaynak ayırması gerekiyor”
Saymaz’ın aktardığına nazaran, Kılıçdaroğlu, “Türkiye için çıkarttığınız sonuçlar neler oldu?” sorusuna şöyle karşılık verdi:
“Siyaset kurumunun bilime, bilim beşerlerine, üniversitelere düşündüğümüzden daha fazla bedel vermesi ve kaynak ayırması gerekiyor. Bunları yapmadığı takdirde, Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, bölgede güç olması mümkün değil.”
ABD seyahatine ait gelen tenkitlere yanıt
Görüştüğü kümelerinden kendisinden talepleri olmadığını tabir eden CHP başkanı, “Akademiye mi gitti, bilim insanları esasen Türkiye’ye geliyor, seyahat bunun için miydi” tenkitlerine de şöyle cevap verdi:
“Ufku dar olanların bu tenkitleri yapmasını doğal kabul etmek lazım. Onun dünyası o kadar esasen. Sabahtan akşama kadar partililer hengame etsin, o da oturup bir makale yazsın. O kadar… Dünya nereye gidiyor, teknolojik gelişmeler ne, Türkiye’nin önündeki amaç ne? Bunları düşünmüyorlar. Bunu yazan adamın eminim Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatıldığından haberi bile yoktur. Üniversitelerin bu halde olduğundan haberi yoktur. Yaptığı tenkidin ne kendisi ne siyaset ne de üçüncü kişi için fayda getirmeyeceğini, bir makale okusa fark edecektir. Lakin okumuyorlar, eleştiriyorlar.”
“Demokrasiyi ülkeye getirmek için birisinden icazet almanın mantığı yok”
Senatörlerle görüşmeyi kendisi tercih etmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Gittiniz görüştünüz diyelim. Siyasilere ne diyeceksiniz? Bugün bir genç arkadaş ‘Dışarıdan takviye almanız gerekir’ üzere bir tabir kullandı. Söyledim yani, dışarıdan takviyeye gereksinimimiz yok. Özgür irademize ülkemize demokrasiyi getirebiliriz. Demokrasiyi ülkeye getirmek için birisinden icazet almanın mantığı yok. Kendi irademizle dikta idaresini demokratik yollarla sonlandırabiliriz. Bu da siyaset tarihine giren hoş bir örnek olur. Nasıl Kurtuluş Savaşı verirken örnek olduysak mazlum ülkelere, demokrasi konusunda da örnek olabiliriz” diye konuştu.
Bernie Sanders görüşmesi
Kılıçdaroğlu, “Bernie Sanders sıkıntısına açıklık getirebilir misiniz? Ne oldu da görüşme olmadı?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Çok uzak. Gideceksin, geleceksin. Yarım saat görüşeceksin. Hasebiyle onu bıraktık.”
Dezenformasyon yasası yorumu: Amaç sosyal medyada önemli tedbirler almak, gazetecilerin yazdığı yazıları sansürlemek
Kılıçdaroğlu ayrıyeten, TBMM’de kabul edilen “dezenformasyon yasası” ile ilgili de şu görüşlerini aktardı:
“Özgür medyadan korkan bir iktidarın bu ülkeye hiç bir faydası olmaz. Nokta. Bir siyasetçinin muhtaçlık duyduğu şey sağlıklı tenkittir Tenkide tahammül edemiyorsanız, herkesi susturacağınızı sanıyorsanız olmaz. Şayet dezenformasyonla çaba edecekseniz, buyrun işte Yeni Şafak’ın, Aydınlık’ın, öbür gazetelerin manşetleri. Hepsi palavra yanlış. Getirdikleri düzenleme, toplumsal medyada önemli tedbirler almak, gazetecilerin yazdığı yazıları sansürlemek, engellemek… Emel bu esasen.”
Yazının tamamını okumak için .