Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı’nın ‘ek randevu’ uygulamasına reaksiyon göstererek, “Bu kadar kısa müddette hastaların lakin yüzüne bakılabilir. Sıhhatte sürat olmaz” açıklamasını yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sıhhat Bakanlığı’nın kamu hastanelerine gönderdiği talimatla ek randevu uygulaması başlatması ile ilgili şu yazılı açıklamayı yaptı:
“Muayene mühletleri 2-3 dakikaya inecek”
“Uzun müddettir Sıhhat Bakanlığı’ndan sıhhat müdürlüklerine ve oradan tüm sıhhat ünitelerine gönderilen yazılarla ve idarecilerin sözel sözleriyle gelen hastaların geri çevrilmemesi istikametinde baskı oluşturulmuştu. Bu nedenle meslektaşlarımız, bir poliklinikte günde 80-100 yahut daha fazla hasta bakmaktaydı. Bu formda muayene müddetleri 5 dakikanın da altına düşmüştü. Bu baskı, teşvik ek ödeme sisteminin getirilmesiyle daha da artırılmaya çalışılmaktadır. Artık ise her saat için verilen ek randevular ile muayene müddetleri neredeyse 2-3 dakikaya inecektir. Ek randevular kamuoyuna sunulurken ‘Randevular doktorların tercihi ile oluşturulacaktır’ denilse de pratikte gördüğümüz o denli değildir. Randevu alan yahut almadan gelen hastalara ek olarak verilen randevular, poliklinik önlerinde hasta-hasta, hasta-hekim ortasında kaos yaratacak, hengame ve şiddete neden olarak sıhhat hizmetlerinin daha da aksamasına neden olabilecektir. Bu kadar kısa müddette hastaların lakin yüzüne bakılabilecektir, hasebiyle sıhhat hizmeti verebilmek dahi mümkün olmayacaktır.
“Sağlıkta sürat, sonucu telafi edilmeyecek sonuçlara neden olabilecek”
Çöken sıhhat sisteminin yerine, tüm bu sistemi değiştirerek hami sıhhati ön plana çıkaran basamaklı bir sistem getirilmediği sürece bu sistemdeki kaos ve çöküş artarak devam edecektir. Aylar sonraya sıra bulunabilen randevu sistemi, ek randevular ile her 2-3 dakikada bir hasta bakmaya zorlanarak çözülemeyecektir. Bu, bilhassa ikinci ve üçüncü basamak hastanelere yığılmaları artırmaktan öbür bir işe yaramayacak, niteliksiz sıhhat hizmetlerine neden olarak toplumun sıhhatini daha da olumsuz etkileyecektir. Biz doktorlara ise daha fazla şiddet, daha fazla malpraktis, daha fazla yıpranma, daha niteliksiz sıhhat hizmeti sunma olarak geri dönecektir. Biz, bu sistemi zati yıllardır yaşıyoruz. Bu sistemin tamamını ortadan kaldırmak yerine, sistemden vazgeçilmeyerek doktorlar daha fazla baskı altına alınmakta, ‘Daha süratli ve daha fazla hasta bakın, daha çok kazanın’ denilmektedir. Birtakım yönetimciler tarafından tabiplere gönderilen yazılar ve kelamlı tabirlerde, ‘Bakanlık iyileştirmeler yaptı, siz de daha fazla çalışarak hizmet edin’ denildiği, MHRS dışında hasta bakmayanlara soruşturma açılacağı, ceza verilerek taban ek ödemeden yoksun edilecekleri tarafımıza bildirilmiştir. Sıhhatte sürat ve çok hasta bakmak, sonucu telafi edilmeyecek sonuçlara neden olabilecektir. Bu durumlarda yaşanacak her türlü isimli, tıbbi, idari sonuçların sorumlusu idarecilerin olacaktır.
“Ek randevu sistemine son verilmesini istiyoruz”
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Beyaz Reform’unun karası erken ortaya çıkmıştır. Mesleğimizin ve önlüğümüzün beyazına bizler sahip çıkıyoruz. Bilimsellikten uzak, yalnızca ticarethane için ‘müşteri memnuniyeti’ zihniyeti ile davranan, nitelikli bir sıhhat hizmeti sunmayan, dinlenme hakkımıza saldıran, mesleksel etik ve hekimlik onuru ile bağdaşmayan bu duruma itiraz ediyoruz. Dinlenme hakkımızı gasp eden ek randevu sistemine, mesai içinde ve dışında kısa aralıklarla muayene ve tıbbi süreç dayatmasına son verilmesini istiyoruz.”