İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatibzade, haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunarak gazetecilerin sorularını cevapladı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) uluslararası basına yansıyan raporuna tepki gösteren Hatibzade, “Bu rapor İran-UAEA görüşmelerinin gerçeğini yansıtmıyor. İran ile UAEA arasında Tahran’da varılan anlaşmanın ardından İran, UAEA’ya yazılı yanıtlar verdi, teknik meseleler ve belge sağlamak için de birkaç defa yüz yüze görüşmeler yapıldı.” dedi.
Hatibzade, raporun, “İran ile UAEA arasındaki görüşmeden önce özetlendiğini” ve “aceleye getirilmiş gibi bir durum” olduğunu öne sürerek, “Bu, [UAEA Genel Direktörü Rafael] Grossi’nin İran ile UAEA’nın üçüncü tur görüşmelerinden önce Avrupa Parlamentosuna sunduğu raporun aynısı. Rapor adil değil. Siyonistlerin ve bazı tarafların baskısıyla raporun teknik alandan siyasi alana kaymasından endişe ediyor ve bunun düzeltileceğini umuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“ABD BEKLENEN CEVABI VERMEDİ”
ABD’li yetkililerin İran’ın nükleer faaliyetleri konusundaki açıklamalarına da değinen Hatibzade, “ABD’li yetkililerin kendi iç kamuoyuna yönelik açıklamaları ve yorumları bizim için kriter değildir. Viyana görüşmeleri konusunda bizim tavrımız nettir ve bu tür açıklamalara bir tepkimiz olmaz.” dedi.
Aracılar vasıtasıyla ABD ile görüşmelerin devam ettiğini ve mesajların önemli olduğuna dikkati çeken Hatibzade, “Gidiş gelişler oldu ama ABD beklenen cevabı vermedi. Eğer ABD, ikircikli davranışından vazgeçip siyasi bir karar alır ve açıklarsa, diyebiliriz ki bir sorun kalmaz ve anlaşmanın gerisi tamamlanır.” diye konuştu.
Hatibzade, nükleer görüşmelerin son durumuna ilişkin de, “ABD, İran ve Avrupa’nın girişimlerine tepkisiz kalıyor, müzakerelerin duraksaması da bundan kaynaklanıyor. ABD’nin ne zaman kararını açıklayacağını bekleyip göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, “İran’da hava kirliliğine sebep olan tozun Türkiye’nin yaptığı barajlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı” şeklindeki bir soruya karşılık Hatibzade, “Konuyu politize etmek yerine ülkeleri bu çevresel acil durumu ele almaya davet etmeliyiz” dedi.