ANKARA – Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından “birlikte yönetim” anlayışıyla düzenlenen altı aylık değerlendirme toplantısı baro başkanları ve delegelerin katılımıyla yapıldı. TBB’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantının sonunda ortak deklarasyon yayınlandı.
‘AVUKATLIK MESLEĞİ UZUN SÜREDİR TEHDİT ALTINDA’
TBB ve 81 baro ve delegenin imzası ile kamuoyuna sunulan deklarasyonda, avukatlık mesleğinin uzun süredir tehdit altında olduğuna dikkat çekilerek çözüm önerileri sıralandı:
“Duruşmaların zamanında başlaması sağlanmalı. Avukatların yaşamlarını ve beden bütünlüklerini tehdit eden şiddet vakalarının önlenebilmesi için, avukatlığa yönelik ayrımcı ve itibarsızlaştırıcı dil terk edilmeli, gerekli tedbirler derhal alınmalıdır. Avukatlık faaliyetleri kişisel veriler bakımından istisna haller kapsamına alınmalıdır.”
‘UYARI VE TEKLİFLERİMİZ GÖZ ARDI EDİLDİ’
Türkiye Barolar Birliği ve baroların, sorunların çözümü için yaptığı uyarı ve tekliflerin sürekli göz ardı edilmesinin yanı sıra krizi derinleştirecek yeni politikaların uygulamaya sokulduğu ifade edilerek,
“Mesleğimizi, Türkiye Barolar Birliği’ni ve Baroları bölmeye ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir söylem tercih edilmiştir. Kaotik bir hâl alan adalet sisteminde, avukatlar intihara sürüklenmiş ve mesleklerini icra ettikleri her türlü kamusal alan, avukata yönelen şiddetin ve cinnetin suç mahalleri haline gelmiştir. İçinde bulunduğumuz bu ağır koşullara bir de ekonomik krizin eklenmesi ile birlikte avukatlar en temel insani ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak bir tehlikenin altında kalmışlardır” denildi.
Açıklanan deklarasyonda tüm bu sorunlar karşısında TBB ve baroların, işlevsizleştirilmiş adalet sistemi ve ekonomik kriz karşısında avukatları ezdirmeme kararlılığında ortaklaştığı ve demokratik haklarını kullanma kararı alındığı kaydedildi.
‘HAREKETE GEÇMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ KALMAMIŞTIR’
TBB ve baroların ortaklaştığı deklarasyonda sorunların çözülmemesi halinde yapılacaklar şu ifadelerle açıklandı:
“Avukatlık faaliyetlerinin önündeki engellerin kaldırılmaması ve avukatların içinde bulunduğu ekonomik yoksunluğun giderilmesine yönelik yukarıda tespit olunan adımların ivedilikle atılmaması hâlinde, yeni adli yılın açılışıyla birlikte uluslararası sözleşmelerin, Anayasa’nın ve kanunların bize tanıdığı demokratik haklarımızı kullanmakta bir an bile tereddüt etmeyeceğimizi; içinde bulunduğumuz koşullar görmezden gelinmeye devam edilirse, temsil yetkimizden aldığımız haklara dayanarak aşamalı eylem planlarını hep birlikte hayata geçirme kararlılığında olduğumuzu, Birliğimizden aldığımız kuvvetle tarih önünde tüm kamuoyuna bildiririz. Mesleğimize ettiğimiz yeminin gereği olarak harekete geçmekten başka çaremiz kalmamıştır.” (DUVAR)