Hareketsiz ömür ve hazır besin tüketimindeki artış üzere faktörler hasebiyle toplumda kilo sorunları artarken, bu durum sıhhat açısından da riskler taşıyor. Metabolizmanın istikrarda tutulabilmesi ismine bedenin sindirim, dolanım ve boşaltım sisteminde aktif rol oynayan su tüketiminin atık yağların ve toksinlerin bedenden atılmasına katkı sağladığını belirten uzmanlar, bireye nazaran günde ortalama olarak 2-2,5 litre ortası tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte, farklı risklerin ortaya çıkmasını engellemek için içtiğimiz suyun doğal kaynaklardan elde edilen ve mineral bakımından güçlü olan doğal mineralli su ve doğal kaynak sularından olması büyük ehemmiyet taşıyor.
Sağlıklı bir vücut ve hayat için bedenin susuz kalmaması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, “Vücudumuzun yüzde 60-70 ‘i sudan oluşmakta. Su içmenin yararları saymakla bitmez. Bu nedenle günlük ortalama 2-2,5 litre tüketilmeli. İçilmesi gereken su ölçüsü tek seferde değil, güne bölünerek yavaş yavaş alınmalı. Birtakım durumlarda ise su ölçüsünü artırmak gerekebilir. Enfeksiyon varlığı, sıcak iklim, gebelik, fazla yapılan fizikî antrenman, tuzlu ve tatlı tüketimi, alkol alımı, kusma-ishal durumu ve protein yüklü beslenmelerde daha çok su tüketilmelidir. Bilhassa çocuklar, gebeler, yaşlılar ve atletler, çok su kaybettiklerinde önemli sıhhat meseleleri yaşayabilecekleri için günlük su tüketimine çok dikkat etmeli” dedi.
Suyun ılık tüketilmesi sindirimi hızlandırıyor
Su içmenin en sağlıklı halinin oda sıcaklığındaki ılık suyun sakince içilmesi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “Bol su tüketmek kilo vermeye yardımcı olur. Fakat içilen suyun oda sıcaklığında olması büyük kıymet taşıyor. Zira insan bedeninin bir ritmi var. O ritmi bozmamak için ne çok soğukta yaşayabiliriz ne de çok derece sıcakta. Bu nedenle 22-25 derece ortası ısıda olan sular aslında sindirim sistemi için, sıhhatimiz için çok daha iyi” diye konuştu.
“Doğal kaynaklardan elde edilen sular en âlâ seçenek”
İçtiğimiz suyun mineral bakımından güçlü olması gerektiğini de hatırlatan uzmanlar, şu sözleri kullandı: “Su içmemiz terleme ile kaybettiğimiz sıvıyı yerine koymak dışında, cilt güzelliğimiz, kabızlığın önlenmesi, metabolizmanın hızlanması, ödem atılması, yağların parçalanıp idrarla atılmasını sağlayarak fit görünmemizi de sağlar. Beden sıcaklığını ayarlar, bedende elektrolit istikrarını sağlar. Toksik hususların atımını hızlandırır. Eklem sıhhatini muhafazada yardımcıdır ve teneffüs sistemi için gereklidir. Ayrıyeten kaliteli ve inançlı su tüketimi, böbrek paklığında ve taş oluşumunu önlemede yardımcıdır. Kâfi su alımı; zihinsel faaliyetlerin sağlıklı bir halde devamlılığını da sağlar.” Aktepe, tüketicilerin bilhassa kış aylarında sıklıkla karşılaşılan enfeksiyon hastalıklarından korunmak için de mutlaka sağlıklı, kaliteli, sağlam ve gerekli tüm kontrollerden geçen doğal mineralli ve doğal kaynak suları tercih etmesinin büyük değer taşıdığını da vurguladı.