Atina Ne İstiyor? Savaş Çıkar mı? 6 Soruda Türkiye-Yunanistan Krizi

Türkiye ekonomi ve seçim gündemiyle meşgul ancak Ege’deki gerilim de giderek tırmanıyor. Karşılıklı sert açıklamalar birbirini izliyor. 

Peki gerilimin kaynağı ne? Gerginlik çatışmaya dönüşür mü? Konuyla ilgili 6 temel soruya yanıt aradık.

1- Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlar neler?

Komşu Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkiler, çözülemeyen köklü tarihsel sorunlar nedeniyle yıllardır inişli çıkışlı bir seyir izliyor. 

Yunanistan’ın kara sularını 6 milden 12 mile çıkarmak istemesi, Kıbrıs’ın statüsü konusundaki anlaşmazlık ve Ege’de silahlandırılan adalar iki ülke arasındaki sorunların temelini oluşturuyor.

Göçmen krizi, ABD’nin Yunanistan’da üsler kurması ve Yunanistan’ın yeni uçaklar alarak Türkiye ile arasındaki hava gücü dengesini bozmaya çalışması da nispeten yeni sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.

2- Son dönemde gerilim neden arttı?

İki ülke arasında bugünküne benzer boyutta bir krize en son 2020’nin yaz aylarında tanık olmuştuk. 

Doğu Akdeniz‘de doğal kaynak arayışının neden olduğu gerilim Almanya’nın devreye girmesiyle geçici bir süre azalmış ve iki ülke arasında diplomatik görüşmeler yeniden başlamıştı. 

BBC Türkçe‘ye bilgi veren Türk yetkililere göre o dönem Yunanistan’dan gelen ‘üçüncü devletleri dahil etmeden ilerleme’ yönündeki talep de Ankara’da olumlu karşılanmıştı.

Yunan hükümet yetkililerinin Türkiye’ye tepki olarak yaptığı açıklamalar da yine aynı yetkililere göre ‘iç politika unsuru olarak kullanıldığı için’ anlayışla ve sabırla karşılandı, karşılık verilmedi. 

Çünkü ikili görüşmelerde ve arka kapı diplomasisinde görüşmeler yapıcı şekilde ilerliyordu.

Aynı dönemde Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya gelmişti. ????

Miçotakis’in kırılma yaratan ABD ziyareti

Son dönemdeki gerginliğe yol açan kırılma ise Miçotakis’in 17 Mayıs’ta ABD’ye yaptığı ziyaret oldu. 

Miçotakis, ABD Kongresi’ndeki ortak oturumda yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununa değinerek, ‘Kıbrıs’ta kimse iki devletli bir çözümü asla kabul edemez’ ifadesini kullandı. Miçotakis’in Kıbrıs’la ilgili sözleri Kongre üyelerinden büyük alkış aldı. 

Ankara’yı asıl kızdıran ise Miçotakis’in Beyaz Saray ve Kongre’de yaptığı görüşmelerde Washington’un Atina’ya F-35 savaş uçaklarını satmasını isteyerek, Ankara’nın F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu ve yeni savaş uçakları satın alma projesinin engellenmesi için lobi yaptığı haberleri oldu.

“Artık benim için Miçotakis diye biri yok”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gelişmeye tepkisini ‘Artık benim için Miçotakis diye biri yok’ diyerek gösterdi.

Erdoğan bu sözlerinden kısa süre sonra ABD’nin Yunanistan’daki üslerini gündeme getirerek ‘9 tane şu anda Amerika’nın Yunanistan’da üssü var. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor, bu üsler niye var? Söyledikleri şu; ‘Rusya’ya karşı…’ Yalan… Dürüst değiller’  ifadelerini kullandı.

Erdoğan, 9 Haziran’da düzenlenen Efes 2022 Tatbikatı’nda ise Yunanistan’ın adaları silahlandırdığını belirterek şu açıklamaları yaptı:

  • ‘Yunanistan’ı tıpkı bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden, söylemlerden ve eylemlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda tekrar ikaz ediyoruz. Kendine gel.’ 

  • ‘Yunanistan’ı, gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum.’

???? “Ciddiye alınmamak Erdoğan’ı çok kızdırıyor”

3- Peki Doğu Ege’deki adalar neden silahlandırılamaz?

Gerilimin odağında yer alan Doğu Ege’deki Yunan adalarından Semadirek, Limni, Midilli, Sisam, Sakız, İpsara, Ahikerya’nın 1923 Lozan Antlaşması; Batnoz, İleriye, Kelemez, İstanköy, İleki, Kerpe, Sömbeki, Rodos ve Meis’in ise 1947 Paris Antlaşması‘na göre silahlandırılmaması gerekiyor. 

Lozan görüşmelerinde bu şartı koşan Türkiye, gerekçe olarak da savaştan yeni çıkmış Türkiye’nin Yunan ordusunun bozgunuyla sonuçlanan ‘1919-1922 Anadolu seferinin tekrarlanması olasılığının önlenmesini’ göstermişti. Yunanistan bu şartı kabul etmişti.

Türkiye’nin tarafları arasında yer almadığı 1947 Paris Antlaşması ise İkinci Dünya Savaşı’ndan galip çıkan ülkeler arasında imzalandı. Bu antlaşma ile savaşta yenik düşen dönemin faşist İtalyası’nın işgali altında bulunan adalar, savaş galibi ülkeler arasında yer alan Yunanistan’a yeniden devredildi.

Bu kez Sovyetler Birliği, Yunan adalarının ‘silahsızlandırılması, adalarda askeri üs kurulmaması’ şartını getirdi. Moskova, ‘Sovyet savaş gemilerinin Ege’deki sefer güvenliği için bunun gerekli olduğunu’ savundu.

Ege’deki Yunan adalarının silahsızlandırılma şartları Yunanistan tarafından kabul edildi. Kıbrıs’ta 1963 ve 1964’te çıkan çatışmalara kadar Atina bu şarta sadık kaldı.

Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te başladığı ‘Kıbrıs Barış Harekâtı‘ sonrası, ‘olası bir Türk-Yunan savaşından’ endişe duyan dönemin Atina’da yönetimdeki Albaylar Cuntası, Türkiye kıyılarına yakın tüm adalara asker yığmaya başladı. 

Oysa bu adaların birçoğunda kolluk kuvveti dışında silahlı bir kuvvet bulundurulmaması gerekiyordu.

4- Ankara ne diyor? Hangi suçlamalar yöneltiliyor?

İki ülke arasındaki gerilim her ne kadar Türkiye’nin taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başlamasıyla iyice tırmanmış olsa da adalar konusu ara ara ülke gündemine geliyordu. 

Geçtiğimiz yıl temmuz ayında Sözcü gazetesinde yayımlanan ‘Yunanistan 21 adaya asker yerleştirdi ve silahlandırdı’ başlıklı bir haberde hangi adaya ne kadar asker yığıldığına ilişkin bilgiler veriliyordu:

‘Ege’nin kuzeyinde Midilli Adası’na 1 Yunan mekanize tümeni; Limni, Sakız ve Sisam adalarına birer Yunan mekanize tugayı konuşlandırıldı. Taşoz, Semadirek, Bozbaba, İpsara ve Ahikerya olmak üzere toplam 5 adaya da tabur- alay seviyesinde askeri birlik konuşlandırdı.

Yunanistan, Türkiye’ye yönelik jet harekatı için Limni ve Midilli Adası’na havaalanları inşa etti ve buralara savaş uçakları yerleştirdi. Ege Denizi’ne çıkan Türk savaş uçaklarına, bu adalardan kalkan Yunan savaş uçakları tarafından önleme ve it dalaşı yapıldığı kaydedildi.’

Bu konuda irili ufaklı haberler çıkmaya devam ederken Ekim 2021’de Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e konuyla ilgili mektup göndererek Ege Adalarının askerden arındırılmasını istedi.

????

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Efes 2022 tatbikatında yaptığı “Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum” çıkışının ardından Yunanca tweet’ler atarak şunları söyledi ????

Erdoğan, Atina’ya yönelik söylemlerinde askeri güç vurgusu yapmayı sürdürüyor. ????

5- Peki Yunanistan hangi tezleri öne sürüyor?

Türkiye’nin bu şikayetlerine karşı kendi tezlerini savunan Yunanistan, adaların silahsızlandırılması ile ilgili Lozan ve Paris anlaşmalarından başka 1937 Montrö Anlaşması‘na da atıfta bulunuyor. 

Yunanistan’a göre, Montrö Anlaşması’yla Limni ve Semadirek adaları, aynı Bozcaada ve Gökçeada gibi 1937’den bu yana ve Türkiye’nin de rızasıyla silahlasızlandırma maddelerinden muaf tutuluyor. 

Diğer adaların silahsızlandırılmasıyla ilgili maddelerin ise NATO ve Varşova Paktlarının oluşmasıyla anlamı kalmadığını savunuyor. (‘Rebus sic stantibus’ yani koşulların değişmesi ile var olan anlaşma ve sözleşmelerin değiştirilebileceği ilkesi) 

Yunanistan Türkiye’nin “anlaşmalar uyarınca adaların ancak saldırıya uğraması olasılığında silahlanabileceği” tezine karşı ise “adaların zaten Türkiye’den gelecek olası bir saldırıya karşı silahlandırıldığı” tezini savunuyor.

Yunanistan, adaların silahlasızlandırılmasının Yunan egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ilgilendirdiği gerekçesiyle müzakere edilemeyeceğini belirtiyor.

Adaların silahsızlandırılması için ise BM Güvenlik Konseyinin uluslararası barışın sağlanmasına yönelik önlem alması ve güvenceler vermesi şartını koşuyor.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in yaşanan gerilime ilişkin pek açıklama yaptığı söylenemez. Onun yerine Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve hükümet sözcüsü Yannis İkonomu‘nun verdiği mesajlar basında yer alıyor. 

İkonomu, son açıklamasında ‘Kesinlikle hiçbir şey egemenlik haklarımıza ve ulusal egemenliğimize zarar veremez. Bu nedenle Türkiye’yi provokatif taktiklerine son vermeye ve tek yolun, uluslararası hukuk bağlamında, sorumluluk bilincinde samimi görüşmelerden geçtiğini idrak etmeye çağırıyoruz’ dedi.

Eski Başbakan ve muhalefet lideri Aleksis Çipras da Twitter hesabından Türkçe bir paylaşım yaptı. ‘Egemenlik’ vurgulu mesajında Çipras, “Hepimizin karşı karşıya olduğu ekonomik krize cevap aşırı milliyetçilik değildir” dedi. ????

Yunan Dışişleri Bakanlığından suçlamalara 16 harita ile cevap ????

Not olarak “1972 ve 2022 yılları arasındaki haritalar karşılaştırıldığında Türkiye’nin son 50 yıl boyunca artan iddiaları çok açık hale gelmektedir” ifadesine yer veriliyor. ????

6- Gerilim çatışmaya dönüşür mü?

Bu konuda Independent Türkçe’ye görüş bildiren asker kökenli uzmanlar çatışma riskinin yüksek olduğunu belirtirken sivil bürokrasinin içinden gelen isimler ise çatışma ihtimalinin daha düşük olduğunu söylüyor.

Emekli amiral Türker Ertürk şu görüşü dile getiriyor: 

‘Küresel güçler bundan medet umuyorsa olabilir. Yani hiç yoktur böyle bir çatışma riski denemez. Hatta size şöyle söyleyeyim. Türkiye’ye Yunanistan üzerinden ders vermeyi bile düşünebilirler’ 

Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus ve asker sayısına göre bir kıyaslama yapılmasının doğru olmayacağını söyleyen Ertürk, iddialarına şöyle devam ediyor:

‘Çünkü Türkiye ve Yunanistan arasında bir deniz ve hava çatışması çıkabilir. Kara çatışmasına dönüşmeyebilir. Trakya eskisi gibi değil ki. Artık karşımızda Amerikalılar var. Nasıl oradan ezip gideceksiniz? Mahallelerde yaşanan bir olay vardır. Daha küçük yapılı biri, daha cüsseli birine pata küte girişebilir. İri olan tam dövmeye başlayacakken araya mahallenin kabadayıları girer iri adam yediği dayakla kalır. Bilmem buradan bir sonuç çıkarılabiliyor mu?’ 

AKP iktidarı döneminde TSK’nın büyük darbeler aldığını ve hem hava hem deniz kuvvetlerinin yetişmiş insan gücünü büyük ölçüde kaybettiğini öne süren Ertürk, iddialarını şu sözlerle tamamlıyor:

‘Modernizasyon projeleri de aksadı. Envanterimizdeki ana muharip, uçak F-16 ama biliyorsunuz çok eskidi. Zaten bunu işte en yetkili ağızlar da söylüyor. Bunun için F-35 düşünülmüştü. F-35 yanlış işler nedeniyle kaybedildi. Şimdi bazı projeler olsa bile bunlar da kolay işleyen süreçler değil. Yani TSK, son otuz senenin en zor durumunu yaşıyor. Özellikle hava kuvvetleri ve deniz kuvvetleri olarak.’

“12 mil ısrarı iki ülkeyi çatışma eşiğine getirebilir”

Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu ise Yunanistan’ın ABD’nin teşvikiyle Türkiye’yi kışkırttığını ve anlaşmalara uymadığını öne sürüyor

Kuloğlu, Türkiye’nin Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarması halinde bunu bir savaş nedeni sayacağını 1995’te deklare ettiğini hatırlatıyor.

Bu konudaki bir ısrarın iki ülkeyi çatışma eşiğine getirebileceğini öne sürerek, ‘Amerika’nın maksadı da böyle bir şey olsa da Türkiye’yi şu NATO’dan dışlasam diye herhalde dört gözle bekliyor’ diye konuşuyor.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir çatışmanın nereye doğru evrileceğinin bilinemeyeceğini söyleyen Kuloğlu, ilginç bir tespiti yapıyor:

‘Yani bu sonuna kadar da devam edebilir. Araya girilip durdurulabilir de. Ama bir çatışma çıktığı takdirde Türkiye’nin elini çabuk tutması lazım.  Mümkün olduğu kadar fazla zarar verdirmesi lazım ki karşı tarafa bir daha böyle hukuksuz davranışlar içine girmesin. Yoksa yavaş yavaş savaşı uzatmaya kalkarsa olmaz. Çünkü bu savaş öyle aylarca Ukrayna gibi devam etmez. Bir iki gün de zaten sonuçlanması lazım.’

“Sorunlar iki ülkede iç politikaya malzeme yapılıyor”

Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların her iki ülkedeki iktidarlar tarafından iç politikaya malzeme yapıldığını öne sürüyor.

Çünkü olağandışı bir durum yaşanmazsa hem Türkiye hem de Yunanistan’ın 2023 yazında seçime gitmesi bekleniyor. 

Öneş, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları da göz önüne alarak şu uyarıyı yapıyor:

‘Ülkenin hazinesinin boş olduğu bir ortamda böylesine çatışma ihtimalleri üzerinde durmak, hele hele iktidarın böylesine bir yöneliş içerisinde olduğu gibi imalarda bulunması gerçekten Türkiye için risk yaratır. Maalesef taktiksel olarak karşılıklı çatışma riskleri ortaya çıkar mı sorusu Türkiye’de kimsenin cevaplandırabileceği bir durum değil. Türkiye maalesef yönetilemiyor ve bu konuları iç politika malzemesi yapmak halkın içinde bulunduğu ağır şartları daha da derinleştiriyor.’

“Türkiye, NATO nezdinde ikinci bir sorun yaratmaktan kaçınacaktır”

Emekli Büyükelçi Yalım Eralp ile Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışmanı Ercan Çitlioğlu da Türkiye ile Yunanistan arasında çatışma riskini öngörmeyen isimlerden

Eralp, soru üzerine ‘İki ülke arasında çatışma riskini az görüyorum. Yunanistan, Türkiye’ye saldırmaz’ derken Çitlioğlu aynı soruya ‘İsveç ve Finlandiya’nın üyelik mevzusu çözülmeden Türkiye, NATO nezdinde ikinci bir sorun yaratmaktan kaçınacaktır. İki ülke arasında bu aşamada çatışma riski görmüyorum’ diyor.

Kaynaklar: AA, SözcüIndependent, DW, BBC, Euronews 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir