22 farklı hemşehri derneği İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’na dayanak ziyaretlerinde bulundu. Kendisine verilen siyasi yasak ve mahpus cezası kararıyla ilgili ziyarete gelen dernekleri ağırlayan İmamoğlu, “Burası sizin konutunuz, Saraçhane; İstanbul’da yaşayan 16 milyon İstanbullunun konutu. Bu, aslında bir şahsi sorun değildir. Bu, İstanbulluların sorunudur. Türkiye’nin problemidir. Yani 85 milyon insanımızı ilgilendiren bir sorundur. Geleceğimizin baskı altında tutulduğu ve zahmetli bir biçimde karartıldığı bir ortamda, daima bir arada uğraş etme teşebbüsüdür. 2023’te hukuksuzlukların son bulacağına inancımız tamdır. Bu bahiste, geri durmaksızın gayretimizi vermeye devam edeceğiz” dedi.
31 Mart-23 Haziran seçimleri sürecinde ve sonrasında yaşananlara örnekler veren İmamoğlu, “Yaşadığımız soruşturmalar, hukuksuz müdahaleler, yetkilerimizin elimizden alındığı birtakım genelgeler, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri vesaireler; bunlara girmeyeceğim bile. Hizmet yaparken, biz, nelerle uğraştık? Milletimizin lehine, bir işin daha süratli yapılması ismine alınması gereken kararların tam aki nasıl alındı ve bu istikamette nasıl gayretler gösterildi? Elbette bu ayrıntıya girmeyeceğim. Yalnız şu bir gerçek: Hak, hukuk, adalet kavramlarının yanına demokrasiyi, özgürlüğü katarak konuştuğumuzda; ulaşmak istediğimiz yer orası” sözlerini kullandı.
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
MÜCADELE MERTÇE OLMALI: İnsanlarımıza güvenmiyorsak, yani insanlığın gücünün ismi olan demokrasiyi kabul etmiyorsak, o vakit seçim niçin yapılıyor, diye sorarız. Sandık, idarelerin meşruiyetini elde ettiği merkezdir, odaktır. Gücünü yargıyı baskı altına alarak yahut bu cins davranışlarla üste taşıma eğiliminde olan anlayışlar, otoriter anlayışlardır. Ve bu anlayışlar, inanınız ki insanlarımızın varlığını bile probleme sokar, tehdit eder. Bu ferdî varlığından mal varlığına, bütün hak ve hukuklarına kadar derde sokar. Verilen gayretimiz budur. Ben, daima söylüyorum: Çaba mertçe olmalı. Kurallarına nazaran olmalı. Demokrasinin kurallarıyla yol yürünmeli. Lakin ne yazık ki buna hiçbir vakit riayet etmeme konusunda kararlı bir hükümetle karşı karşıyayız. Yalnızca bir dava değil problem. Dava ve bunun dışında yapılan işler, süreçler, hakkımızda bir anda çıkartılan bir ‘terör soruşturması’ ve bu terör soruşturması üzerinden savcılığa yapılan kabahat duyurusu ve hata duyurusuna istinaden de hiç görülmemiş bir biçimde, evvel bir bakan, sonra bakanlık sayfasından soruşturmanın ayrıntılarını ve hangi unsurdan ceza verilmeli diye yayınlamaya kadar götürecek bir biçimde kamuoyuna açıklama yapma uğraşlarını arkası sıra yaşadık.
KARARLILIĞIMIZ DAHA ÜSTLERE TIRMANMIŞ DURUMDA: Bu müdahalelerden sonra dün de çıktım, bu soruşturmanın ne kadar desteğinin olmadığını, ne kadar gerçek bir şey olduğunu, ne kadar makus bir süreç tasarlandığını, arka niyetli bir süreç tasarlandığını, motamot bir mahkemede adil olma uğraşı içerisinde olan bir hakimin yerine, tabiri caizse, güdümlü bir mahkeme sürecinin oluşması için yapılan müdahale üzere, burada da bir müfettişin vazifesini yaparken, ‘Ortada bir şey yok’ noktasında bir gelişme sürerken, onun yerine tekrar kendi partilerine milletvekili adayı olmuş bir insanı müfettiş yaparak, bu kadar gözü dönmüş bir biçimde siyaseti, yargıyı tesir altına alacak, baskı altına alacak müdahaleleri yapmış bir hükümet nizamı. Alışılmış bunların hiçbirisi bizim açıkçası yüreğimizi aşağıya çekecek bir çalışma yahut bir uygulama değil. Tam tersine, inanınız ki, kararlılığımız daha üstlere tırmanmış durumdadır. Asla vazgeçmeme konusunda sonuna kadar gayret vereceğimizin şuurunda olmanızı istiyorum.
HER ÖĞEDEN OY İSTEDİK: Tabiri caizse, milletimizi oluşturan o harmanın içinde bulunan her öğeden oy istedik. Onun sıkıntılarına derman olma, onun gereksinimlerini çözme, meselelerini çözme konusunda bir süreç yönettik ve idaremiz boyunca da buna uygun hareketler yapmaya uğraş ettik. Türkiye’mizde yapılan hukuksuzluğu, benim kapımı çaldığında sıkıntı edinen bir kişi asla olmadım. Bu ülkede yapılan bir hukuksuzluk nerede olursa olsun yanında olmaya, onların kederiyle dertlenmeye ve bu demokrasinin zayıfladığı hangi alan var ise, ona karşı ses çıkartmaya, İstanbul halkı ismine İBB Lideri olarak uğraş ettim. Kayyumlar olduğunda, evet gittim Diyarbakır’da bunun yanlış olduğunu, insanların huzuruna çıkarak lisana getirdim. Ya da hukuksuz bir biçimde bir belediye lideri misyondan alındığında, çabucak atlayıp Yalova’ya gittim yahut Bilecik’e, öteki kentlere de gittim.
HEMŞEHRİLERİMİZE YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM: Lakin orada kesinlikle eşitlikçi ve adaletli görevlilerin soruşturduğu, denetlediği bir düzeneğin işletilmesi kaydı kaidesiyle. Ve natürel ki sonrasında hukukun da üniversal pahalara uygun, kanunumuzda var olan tanımlara uygun bir biçimde yapılmasının hiçbir mahsuru bizim açımızdan yoktur, olmayacaktır. Bundan şikayet de edemeyiz. Lakin, taraflı yapılan ve hukukun işletilmemesi istikametinde ne yazık ki makûs bir uğraş içerisinde olan bu akla karşı da sonuna kadar çaba etmeye devam edeceğiz. Bu, aslında bir şahsi sorun değildir. Bu, İstanbulluların problemidir. Türkiye’nin sıkıntısıdır. Yani 85 milyon insanımızı ilgilendiren bir sıkıntıdır. Geleceğimizin baskı altında tutulduğu ve geleceğimizin ne yazık ki dertli bir biçimde karartıldığı bir ortamda, daima bir arada uğraş etme teşebbüsüdür. Buradaki varlığınızı ben bu türlü tarifliyorum. Bu dayanışma kavramının ve hissinin en güzel ortamını yaratan ve yaşatan siz değerli dostlarımıza, hemşehrilerimize yürekten teşekkür ediyorum.
2023’TE HUKUKSUZLUKLARIN SON BULACAĞINA İNANCIMIZ TAMDIR: Bu hali, hukuksuzluğa uğrayan kim olursa, ona gösterirsiniz; bundan hiçbir kuşkum yok. Bu bir hukuk sıkıntısıdır, demokrasi problemidir. Sonuna kadar sahip çıkmalıyız ki, geleceğe dair umutlarımız büyüsün. Çocuklarımız için, gençlerimiz için daha manalı bir Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına daima birlikte umutla ve hazırlıklı bir halde girmiş olalım. Olağan 2023’te hukuksuzlukların son bulacağına inancımız tamdır. Bu mevzuda, geri durmaksızın uğraşımızı vermeye devam edeceğiz. Her uyandığım sabah, bir evvelki günden misli misli fazla daha kararlı, daha güçlü ve asla gayeden sapmayan bir biçimde seyahatine devam eden bir nefer olacağımı bilmenizi istiyorum. Elbette bu gücü, kendi iç kaynağımdan beslenerek almıyorum. Bu gücü, sizlerden, 16 milyon insanımızdan, tüm ülkemiz insanından, hatta demokrasi gayreti veren dünyanın farklı yerlerinden insanların da katkılarıyla alıyorum. Kararlı bir hemşehriniz, kararlı bir kardeşiniz, arkadaşınız, bir Belediye Lideriniz sizin karşınızda şu an oturuyor. Hiç kuşkunuz olmasın.(HABER MERKEZİ)