Açıklamda, “Binalardan alınan beton karot örneklerinin binayı “yaralayacak şekilde” dayanıma ziyan verdiğini, bunun yerine ‘mikrotremor titreşim yöntemleriyle’ binaların zelzeleye dayanımının belirlenmesi gerektiği tez edilerek acılı ve kaygılı halkımızı yanıltan, bununla da kalmayıp inşaat mühendisliği bilim kısmına ve bunu icra eden kurum ve kuruluşların prestij ve yetkinliğine ziyan veren paylaşımları görüyoruz. Kelam konusu sav gerçeklikten uzaktır” denildi. İTÜ tarafından yapılan açıklama şöyle: “Bahsi geçen kolon ve perde üzere düşey taşıyıcı elemanlardan alınan beton karot numuneleri, numunenin alındığı taşıyıcı elemana dayanım bakımından ziyan vermezler. Kaldı ki karotlar için açılan boşluklar yüksek dirençli özel harç materyaliyle derhal doldurulur. Yönetmeliğe nazaran, bu tespitler tüm taşıyıcı elemanlardan değil, kâfi en az sayıda kolon ve perde elemanlardan alınarak yapılabilir. Bu durum tıbbi teşhis için alınan kan örneğine benzetilebilir.
UZMAN TAKIMLARA BAŞVURUN
Yapılan çalışmalarda hem tabandan hem de yapıdan makul ölçüde numune almak gerekir. mikrotremor formülü yer hareketi ve binanın hareket karakterini denetleyen bir testtir ve binanın zelzele dayanımı hakkında bilgi vermez. Halkımızın buna prestij etmemesini diler, binaları uzman inşaat mühendisi gruplarının yer aldığı kurum ve kuruluşlara tespit ettirmelerini tavsiye ederiz.”