Partisinin küme toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer samimiysen şayet bu zat temel bir insan hakkı olan başörtü sıkıntısını ülkenin gündeminden kati bir biçimde çıkarmakta samimiyse, şayet bu zat gençlerimizin en büyük hassasiyetleri olan özgürlük alanlarından biri pozisyonundaki bu problemin ahdi temelini güçlendirme kelamının gerisindeyse gelin tahlili yasa değil Anayasa seviyesinde sağlayalım” davetinde bulundu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, AKP TBMM Küme Toplantısı’nda konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
* Milletvekillerimizin yaz devrinde seçim bölgelerinde ve görevlendirildikleri yerlerde gerçekleştirdikleri ağır çalışmaları takip ettik.
*Ülkemizin her bir köşesinde eli sıkılmadık insan, girilmedik gönül bırakmayacak anlayışla yürütülen çalışmalar için teşekkür ediyorum.
*Biz sahayı ne kadar sıkı tutarsak, milletimizin palavraları ve çarpıtmalarıyla yanlış yönlendirmek isteyenlerin çabaları o derece akamete uğrayacaktır.
* Genel Merkezimizle, milletvekillerimizle, bakanlarımızla bir yandan Ankara’da çalışmaları yürütecek, başka yandan ilçe ilçe tüm kentlerimizde milletimizle kucaklaşacağız.
*Milletimizi seçimden seçime hatırlayanlarla aramızdaki farkı göstermektir. Geleceğini inşa edecek birikime, güce ve azme sahip olduğumuzu her bölümden insanımıza göstermeye kararlıyız. Biz kendi halimize, işimize bakacağız.
*Biz kendi sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmeye bakacağız. Birileri dün o denli, bugün bu türlü diyerek ikiyüzlü haller sergileyebilir.
*Ne söylüyorsak yerine getirme, ağzımızdan çıkan her şeyi ölçerek tabir etme mecburiyetindeyiz.
METRO ÇİZGİSİ TARTIŞMASI…
* Muhalefetin seçim öncesi söyledikleriyle yaptıkları ortasındaki uçurumu belediyelerde gördük. Vaat ettikleri hiçbir kelamın ardında duramadılar.
*Buna karşın hâlâ kendilerine ilişkin olmayan işleri sahiplenerek ortada gezebiliyorlar. Palavra bunlarda daniskası. Birebir sinsi taktiği önümüzdeki seçimlerde kullanmanın hazırlığını yaptıklarından kuşkunuz olmasın.
* Gençlerimizin de dünyayı tanıyan birikimleri ve sahip oldukları teknoloji işle bu bayat oyunu çözebileceklerinden kuşku duymuyorum.
* Bugün ekranları başında bizi heyecanla milletimiz dinliyor. Heyecanla bizi dinleyen milletimizle birtakım gerçekleri paylaşacağım. 8 aylık bir vakit var.
*Seçim takviminin başlamasıyla Meclis’in orta vereceğini düşündüğümüzde 5-6 aylık mühlet kalıyor.
*MHP ile birlikte kurullarda ve Genel Kurul’da sıkı bir mesai ile gündemimizdeki tüm düzenlemeleri yasalaştıracağınıza inanıyorum.
* Biz de bu salondaki son küme toplantımızı yaptığımız 15 Haziran’dan bugüne kadar pek çok programla ülkemize ve milletimize hizmet etmeyi sürdürdük.
*Ülkemize yönelik ekonomik hücumlar için kullanılan araçları birer birer devre dışı bırakıyoruz. Bu ayın sonunda ülkemizin birinci yerli arabası TOGG’un banttan çıkış merasimini yapıyoruz.
*Dünyanın önde gelen ekonomistleri bizimle faiz konusunda tıpkı çizgiye gelmeye başladılar. Yılbaşından sonra çalışanların fiyatlarına yapacağımız artışlarla hoş hava estireceğiz”
“SENİN GİDECEK YERİN VAR MI?”
*Malum zat bir vakitler SSK’nın genel müdürlüğünü yaptı. Ne yaptı bu adam diye sorduk mu? Onun devrinde hastane odaları pislikten geçilmiyordu.
*Hastalarımız kan revan içinde kalıyorlar. Rehine alma periyodu vardı. Hastalar ölüyor ve rehine alınıyorlardı. Ey Bay Kemal senin gidecek yerin var mı?
CHP’NİN BAŞÖRTÜSÜ TEKLİFİ
*Önceki akşam geç saatlerde CHP Genel Lideri, yaptığı bir açıklamayla bizim ömrümüzü verdiğimiz bir çaba sonucunda adım adım çözdüğümüz başörtüsü sıkıntısıyla ilgili güya günah çıkarıyor, güya yeni bir teklif getiriyor.
*Gerçi, dün açıkladıkları kanun teklifiyle, evvelki akşam atıp tuttukları ortasında dağlar kadar fark var. Lakin yeniden de biz kelam üzerinden gidelim. İstiyorum ki milletimizi bu noktada da aydınlatalım.
*Doğrusu bu zatın niçin bu türlü bir teklifle ortaya çıktığını anlamakta zorlandık. Zira biz bir devir zulüm seviyesine varan bu mevzuyu her alanda ülke gündeminden çıkardık.
*Ülkemizde şu anda üniversitelerde yahut öbür eğitim kademelerinde bu türlü bir sıkıntı var mı? Hayır. Ülkemizde şu anda kamuda yahut özel bölümde çalışan, yargıcından savcısına, akademisyenine, subayından polisine tüm hanım kardeşlerimizle ilgili bu türlü bir problem var mı? Hayır.
*Türkiye bir devir Meclis’e başörtüsüyle girdiği için kürsüden senin yandaşın, her şeyin, fikir baban, niyet baban, artık ebedi alemde, kürsüden haddi bildirilmeye davet edilen milletvekilleri görmüştür.
*Siz de bunları alkışlamıştınız. Meclis’ten dışarı atmak için daima birlikte ayağa kalkıp alkışlamıştınız.
*Bugün milletvekillerimizle yahut öteki pozisyonlardaki seçilmişlerle ilgili bu türlü bir ıstırap var mı? Hayır. AK Parti, Cumhur İttifakı, Meclis ve hükümet olarak bu doğrultudaki attığımız her adımın kazananı Türkiye olmuştur, milletimiz olmuştur, fert fert her bir insanımız olmuştur.
*Meclisimizin tarihinde seçkin görülen bir uzlaşmayla hayata geçirdiğimiz anayasa değişikliği birilerini o denli rahatsız etmişti ki bunu 411 el kaosa kalktı manşetiyle duyurmuşlardı.
*Şayet bu düzenleme devrin Anayasa Mahkemesi tarafından, bu bahiste anayasanın kendine tanıdığı hududun ötesine geçerek verdiği kararla iptal edilmeseydi, Türkiye başörtüsü tartışmalarını ta o vakit gündeminden büsbütün çıkarmış olacaktı.
Bu değişikliği iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesi’ne götüren kişi şahsen Kılıçdaroğlu’nun ta kendisiydi. Dürüst ol dürüst, artık bu palavraların yetti ya.
*Kılıçdaroğlu’nun iptal müracaatında yer verdiği başörtüsünün çağdaş demokrasiye tehdit oluşturduğu, kamu nizamını, toplum huzurunu ve beraberliği zedeleyeceği sözleri hem bu şahsın alnına hem de demokrasi tarihimize kara bir leke olarak kazınmıştır.
*Aynı devirde partimize açılan kapatma davasının münasebetlerinden biri de başörtüsü konusundaki özgürlükçü yaklaşımlarımızdır.
*Partimiz bu kapatma davasından kıl hissesi kurtulmuştur. Ve o periyot tıpkı partinin karşısındaki zat, Ankara’da yargıçlar var, savcılar var diyerek memnuniyetini tabir etmiştir.
*Dönemin YÖK Lideri hakkında, başörtüsü yasağını kaldırın dediği için vazifesini berbata kullanma savıyla dava açanların başında bu Kılıçdaroğlu geliyordu. Kılıçdaroğlu, evrakla konuşuyorum evrakla. Senin imzalarınla konuşuyorum.
*Şimdi yanına birkaç tane başörtülü kardeşimizi o denli yada bu türlü aldatarak alıyorsun, onlarla bir arada fotoğraf çektiriyorsun, onlarla birlikte de bu milleti aldatmaya çaba ediyorsun.
*Yine birebir Kılıçdaroğlu, okullardan kamu kuruluşlarına kadar her yerde başörtüsü hakkını kızlarımıza ve bayanlarımıza verdiğimiz için yaptığımız tüm düzenlemelere karşı çıkmıştır.
*Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti. Ben, kızlarımın bir adedini, üstelik de imam hatipte, İstanbul’da okutamadım.
*Çünkü oradaki idare problemliydi. Türkiye’nin bir öteki vilayetine göndermek suretiyle oradaki okulda kızım imam hatip okulunu tamamladı.
*Bunun zahmetini ben çektim, kızlarımla, yeğenlerimle çektim. İmam hatip okulunun kapısında anneleri günlerce nöbet tuttular. Zira polis verilen emre uyarak orada çocuklara maalesef istenmeyen müdahaleler yapıyordu.
*Cuma günü atacağımız yeni adımla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma çalışmalarını akamete uğratıyoruz.
“YASA DEĞİL ANAYASA TERTİBİNDE SAĞLAYALIM”
*Kılıçdaroğlu’nun son adımını da bir taktik olarak görüyorum. Kanun teklifi olarak Meclis’e sundukları teklif, geçmişte olduğunu üzere yeni yasakların desteği olabilir.
* O vakit biz daha öte bir teklif sunalım. Şayet dürüstsen şayet bu zat başörtüsü sıkıntısını çıkartmak istiyorsa gelin tahlili yasa değil Anayasa’ya nizamında sağlayalım.