Sabah müellifi Mahmut Övür, “Kılıçdaroğlu, izlediği siyaset mühendisliğiyle Akşener’i “endişeli siyasetçi” durumuna düşürerek 2 Ekim toplantısına eli güçlü giriyor. Karşısında köşeye sıkışmış bir Akşener var.” görüşünü savundu.
Övür yazısında, “Masanın dağılmasa bile dağılmanın eşiğinde olduğu çok açık. Son noktaya giden yolu da Akşener açtı. Neler söylemedi ki… En başta da Kılıçdaroğlu’nun ismi her geçtiğinde “kazanacak aday” hatırlatması yapması… Açık açık “Aday olma” demedi lakin demek kadar da oldu. Mesela, bir defasında şöyle dolambaçlı bir yol izledi: ‘Kemal Beyefendi dedi ki, ‘Bu altılı, cumhurbaşkanı adayını tespit edecek’. Bu masaya bu vazifesi verip kendini bağlayan Sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma vazifesi yok.’ ‘Noter değiliz’ diyor, daha ne desin? Herhalde Kemal Beyefendi de bu bildirisi aldı.” kanısını lisana getirdi.
Övür şu tabirleri kullandı:
“Ancak Akşener bundan emin olamadığı için şu hatırlatmayı da yaptı:”İster Mansur Beyefendi, ister Ekrem Beyefendi aday gösterilecekse ‘Biz varız, itirazımız yok’ dedik. Aday olurlar, olmazlar, aslolan kazanmaktır. Kazanmak değerli. Çok kaygım var.” Kılıçdaroğlu, izlediği siyaset mühendisliğiyle Akşener’i “endişeli siyasetçi” durumuna düşürerek 2 Ekim toplantısına eli güçlü giriyor. Karşısında köşeye sıkışmış bir Akşener var. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etse keder, partisi erim erim eriyecek; etmemesi daha büyük kaygı, masa devrilecek ve tarihe masayı deviren siyasetçi olarak geçecek.”